Olaylar Ve Görüşler

Akbelen Ormanı ve Paris İklim Anlaşması

02 Ağustos 2023 Çarşamba

Tam iki yıldan bu yana Akbelen’de, İkizköy’de devam eden çevre katliamını Paris İklim Antlaşması üzerinden ele alalım. Bilindiği üzere, Yeniköy ve Kemerköy santralları için linyit kömürü çıkarmak amacıyla Orman Genel Müdürlüğü’nden gerekli izinlerin alındığı söylenerek Akbelen ormanına saldırıldı.

Yaşam alanlarını koruyan köylülerin yanı sıra çevre dostları ve bilim adamları da bu davaya destek için onların yanında yer aldı. Köylüler yaşam alanlarını savunurken çevreciler de ülkenin ve dünyanın geleceği için oradaydılar.

Bir tarafta yaşam alanını koruyan halk, diğer yanda tüm ülkeler tarafından terk edilen termik santralları işletmek ve cebine yıllık 200 milyon dolar koymak isteyen Limak Holding.

Tüm dünya fosil yakıt uygulamalarından vazgeçip yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelirken, yapılacak linyit termik santralının atmosfere salacağı karbondioksit ve gazlar ozon tabakasını delen sera gazını oluşturacak.

2 yıl önce Paris İklim Antlaşması’nı “Karbon salınımını bırakacağız, termik santralları kapatacağız” diyerek imzaladık. Ancak Türkiye kömür kullanımını sonlandırmak için hedef bir tarih belirlemediği gibi mevcut kömürlü termik santral kapasitesini iki katına çıkarma ve elektrik üretiminde kömürün payını artırma planlarını Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış olmasına rağmen inatla sürdürmektedir.

Oysa ülkemizin bu santralları bir plan içinde önümüzdeki on yıllık dönemde kapatması, sera gazı emisyonlarının azaltılmasını sağlayacak ve Paris İklim Anlaşması’na uygun olarak 2053’te “net sıfır karbon emisyonu” hedefine ulaşılmasını sağlayacaktır. Ayrıca madenlerin açılması için doğal kaynaklarımızın yok edilmesinin de önüne geçecektir.

Termik santrallar sıcaklığın mevsim normalinin üzerinde ilerlemesine, kuraklığın ve çölleşmesinin artmasına neden olur. TBMM, Paris İklim Antlaşması’nı mecliste oy birliği ile imzaladı. Buna rağmen Orman Genel Müdürlüğü, Meclis kararının dışında eylemler göstererek ormanların tahrip edilmesine ön ayak oluyor. Bu durum hukuksuzdur ve suçtur.

Sanatçılardan, çevrecilere, halktan, siyasilere kadar herkesin Akbelen’de bulunma nedeni, geleceğe yeşil bir dünya bırakabilmek. Bu direniş, yapılan eylemler anayasal bir hak.

Durum sadece bir ormanı değil, çevresinde bulunan 36 köyü de yok etmek demek. Bu termik santral sadece kendi çevresini olumsuz etkilemiyor, çok değil yakın zamanda Bodrum’un da susuz kalmasına yol açacak.

1982 Anayasası’nın “Ormanların korunması ve geliştirilmesi” başlıklı 169. maddesi “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır” demektedir. Yine Anayasamızın 56. maddesinde “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” yazmaktadır.

Devlet yetkililerinin tüm canlıların hakkını korumak isteyen bölge insanın sesine kulak vermesi ve anayasal haklarını kullanan bu insanlara karşı sert müdahalesini derhal terk etmesi gerekir.

Küresel iklim krizi nedeniyle dünyada orman yangınları artarken ve ülkeler sera gazları için önemli bir yutak olan ormanları korumak için büyük önlemler alırken ülkemizi yönetenler alevlerden kurtulan ormanları bu sefer testerelerle yok ediyor.

AV. REMZİ KAZMAZ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları