Olaylar Ve Görüşler

Baskı artarken - Kadir Serkan SELÇUK

14 Temmuz 2023 Cuma

Seçim sonrası gelişen süreç, muhalif kanatta bıkkınlığa ve boş vermişliğe yol açmasının yanı sıra, iktidar ve yandaşlarında da tehlikeli bir özgüven patlamasının meydana gelmesine sebep oldu.

Bu özgüvenle, karşı oldukları yaşam tarzlarına müdahale etmeye kadar işi vardırmak isteyen bazı kesimler tekrar su yüzüne çıktı. İptal edilen konserler, yasaklanan barışçıl gösteriler bu kafanın ürünü olarak topluma dayatılmaya başlandı.

Aslında seçimin ardından beklenenler pek de farklı değildi. Kuruluş felsefesinin eksenini bir an önce kendi yönlerine kaydırmak isteyenler ne kadar aceleci olduklarını böylelikle tekrar göstermiş oldular.

DEMOKRASİ

Toplumun farklı kesimlerine, renklerine ve yaşam tarzlarına tahammül gösteremeyenlerin özellikle iktidardan cesaret alarak çoksesliliği susturmak istedikleri ortadadır. Çünkü gizli veya açık, iktidar mensupları bu tarz baskıların önünü açmakta, adeta bu kesimlere destek vermektedir.

Yirmi yılı aşkın süredir devleti yöneten Erdoğan ve arkadaşları demokrasinin tam olarak ne anlama geldiğini bir türlü anlamıyorlar ya da işlerine gelmediği için anlamak istemiyorlar. Demokrasi sadece sandıktan ibaret değildir. Yapılan tercihler sonucunda kim daha yüksek oy alırsa onun istediğini yapabileceği, muhalefetin eleştiri ve önerilerinin göz ardı edildiği, farklı düşüncedeki kişilerin ve toplulukların seslerinin kesilmeye çalışıldığı rejim demokrasi olarak adlandırılamaz.

Bugün Türkiye’de yapılmaya çalışılan açıkça budur ve bu da ülkenin demokrasiden ne kadar uzaklaştığının en büyük delilidir. İktidarı destekleyen yüzde 52 bir taraftaysa diğer tarafta da Erdoğan ve yandaşlarının politikalarını beğenmeyen ve oylarını bu yönde kullanan bir yüzde 48’lik dilim vardır. Fakat iktidar ısrarla bu kesimin varlığını yok saymakta, onları adeta görmezden gelmektedir.

KUTUPLAŞMA

İktidarın sık sık üzerinde durduğu milli irade, yalnızca kendilerine oy verenlerden ibaret değildir. Milli iradenin içinde Erdoğan’a oy vermeyen yüzde 48 de bulunmaktadır ve bu kesimin görüş ve düşüncelerine en az yüzde 52’nin görüş ve düşünceleri kadar saygı duyulmalıdır. Aksi takdirde kutuplaşmanın artması kaçınılmaz olur. Hakkının yendiğini ve kendisine saygı gösterilmediğini düşünenler ise kendilerine farklı yollar aramaya başlar ve bu da demokrasiyi zedeler. Bunun sorumluluğu da iktidar kimse ondadır. Çünkü insanları baskı altına alarak, ötekileştirerek, yok sayarak politika yapmanın faturası tarih boyunca her defasında iktidar koltuğundakilere kesilmiştir.

Erdoğan ve arkadaşlarının bu gerçeğin bilincine vararak toplumu ayrıştırmadan ve tek bir kişiyi bile ötekileştirmeden siyaset yapmaları sağlıklı bir demokrasi için olmazsa olmazdır.

KADİR SERKAN SELÇUK



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları