Olaylar Ve Görüşler

BMGK’nin yapısı yenilenmeli - Ahmet GÖKSAN

05 Ekim 2023 Perşembe

İkinci Paylaşım Savaşı sonrasında o günün koşullarında kurulan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) her derde deva olabileceği beklentisi yaygın bir kanıydı. Buna karşın beklentilere sağlıklı bir yanıt verdiği söylenemez. Kuruluş günlerine denk gelen günlerde başlayan Keşmir ve Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren sorunlar ne yazık ki çözümsüzlüğünü koruyor. O yıllara yakın tarihlerde Kıbrıs Rumlarının saldırıları başlatılıyordu. Kıbrıs’ta bu şekilde başlatılan uyuşmazlığın çözümü konusunda ortalığa çıkarılan önerilerin çözüme katkısının olmadığı biliniyor. Yaşananların ortak noktası sıkıntı yaşanan Keşmir-Filistin ve Kıbrıs adasının İngiliz sömürgesi olmasıdır.  

İzmir’in İngilizlerin kışkırtması ile Yunanistan tarafından işgal edilmesi üzerine İngilizler, Türk ve Rum gençlerini ayrı ayrı eğiterek Kuvayı Milliye kuvvetlerine karşı savaşmak için cepheye sürdüler. Rumlar toplanarak İskenderiye üzerinden Türkiye’ye İngiliz kuvvetleri saflarında savaşa katılmaları için cepheye sürüldüler. Türkler ise benzer yöntemlerle katırlarla cepheye malzeme taşımakla görevlendirildiği için günümüzde “Katırcılar” olarak biliniyor. 

DOKUZ KUSURLU HAREKET

Kuvayı Milliyecilerle birbirlerine yakın noktalarda nöbet tutarken gecenin sessizliğinde Kıbrıs’tan getirilenler “Onlar da bizim gibi Türkçe konuşuyorlar” diyerek uzlaşarak katırlarla taşıdıkları malzemelerle Kuvayı Milliye saflarına katılarak Rumlar ve Yunanlara karşı savaşa başladılar. Bu hareketle ilk Türk Rum çatışmasının başladığını söylemek olasıdır. 

Adanın Yunanistan’a bağlanması ile başlayan Rum saldırılarına çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler’e (BM) başvuran Yunanistan başarılı olamadı. İngiltere, yapılan halkoylamasını adada yaşayan Türklerin görüşünü yansıtmıyor gerekçesi ile veto ediyordu. Yapılan doğru yaklaşım olmasına karşın Rum saldırılarının artması üzerine BM tarafından uyuşmazlığa çözüm bulmak için Zürih’te 19 Şubat 1959 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş antlaşmaları imzalanıyordu. 

Rum tarafı adayı Yunanistan’a bağlama ülküsünden vazgeçmediği için 21 Aralık 1963 tarihinde başlayan saldırıları durdurmak ve akan kanın durması için BMGK’de alınan 04 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararla BM’ye bağlı Barış Gücü’nün görevlendirilmesi kabul ediliyordu. Değişik ülkelerin askerlerinden oluşan bu güç Kanada ve Amerika birliklerinin adı geçen ülkelere yıllar öncesinde yerleşik duruma geçmiş olanların çocuk veya torunlarından kuruluyordu. Bu şekilde kurulan bu yapı bile dokuz kusurlu harekete uyuyor ve cezalandırılmasını gerekli kılmasına karşın hakem rolünü üstlenmiş olan BMGK yaşananları izlemekle yetiniyordu.  

ETKİLİ ÜYELİK ŞART

BM genel yazmanlarının isimleri ile anılan çözüm önerileri de sonuç alınmasının önünde engel oluyordu. Nedenine gelince dönemin BM Genel Yazmanı U Thant uyuşmazlığa çözüm bulmayı bir yana bırakarak Rum yönetiminin egemenliğini adanın her noktasına taşımak için çaba içindeydi. Daha sonraları bu göreve seçilenler de kes kopyala yapıştır yöntemini uyguladıklarından olacak çözüme ulaşılamıyor.  

BM Genel Yazmanlığı Sözcü Yardımcısı Florina Soto Nino, güvenlik konseyinin yapısında değişiklik çağrılarına ilişkin olarak genel yazmanın BMGK yapısında değişiklik gerektiğini defalarca söylemesinin bir sır olduğunu düşünmüyor. Beş ülkenin güdümüne girmiş olan bu yapının yeniden düzenlenmesini zorunlu kılıyor. Üye sayısının “Geçici üyelerle değil doğrudan etkili olacak üyeliğin kurulması gerekiyor” diyor. 

Dünyada değişim rüzgârları eserken İkinci Paylaşım Savaşı sonrası koşullarında kurulan bu yapı anlaşmazlıkların çözümünü bir yana bırakarak kendi varlık nedenini tartışılır hale getiriyor. Kurulduğu günlerde olduğu gibi o günleri aratmayacak yapıya kavuşturulmasının insanlık ve dünya barışı için çaba göstermesini gerekli görüyoruz.

AHMET GÖKSAN

YAZAR 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları