Olaylar Ve Görüşler

Bosna-Hersek’te dozu azalmayan gerginlik - Göktürk Tüysüzoğlu

16 Mayıs 2023 Salı

Bosna-Hersek’i oluşturan 2 federe entiteden biri olan Bosna-Hersek Federasyonu’nda (diğeri de Bosna Sırp Cumhuriyeti) hükümetin bir türlü kurulamaması üzerine (Ekim 2022’deki seçimden beri) BM Yüksek Temsilcisi Alman diplomat Christian Schmidt, Bonn Yetkileri’ni kullanarak yeni hükümeti “dayattı”. Böylece SDA (Demokratik Eylem Partisi) ile Sosyalist Parti (SDP) ve Hırvatların ülkedeki en önemli temsilcisi olarak bilinen HDZ BIH (Hırvat Demokrat BirliğiBosna Hersek) arasındaki hükümet krizi sona ermiş oldu.

Entitede yeni hükümeti SDP ve HDZ BIH’in liderliğinde irili ufaklı Boşnak ve Hırvat partileri kurmuş oldu. Hükümette Boşnakların en büyük partisi SDA (Bakir Izetbegovic’in partisi) ise bulunmuyor. Böylece Alman diplomat Schmidt ikinci kez Bonn Yetkileri’ne başvurmuş oldu. Bu yetkiye ilk kez Ekim 2022’de yapılan seçimlerin ardından, BosnaHersek Federasyonu’ndaki seçim yasasında yapılan düzenleme esnasında başvurmuştu. Yine SDA ve HDZ BIH arasında yaşanan bu anlaşmazlık, aslında Bosnalı Hırvatların federasyondaki siyasal ve hukuki etkilerini ya da görünürlüklerini artırmak amacıyla talep ettikleri seçim yasası reformu hususunda Boşnaklarla (özellikle SDA ile) anlaşamamalarından kaynaklanıyordu. Schmidt’in yaptığı değişiklik Bosnalı Hırvatların görünürlüğünü ve etkisini artırmalarıyla sonuçlanmıştı. Şimdi bir kez daha bu yetkinin kullanılmasıyla içinde SDA’nın olmadığı bir hükümetin kurulması özellikle bu partide ve Boşnaklarda tepki yaratmış durumda.

AB’ye aday ülke statüsünü resmen elde etmiş bulunan Bosna-Hersek’teki iç siyasal gerginlik bir türlü sona ermiyor. Dayton Antlaşması’nın ortaya koyduğu idari/ siyasal düzenlemelerle yakından ilgili olan bu durum, aslında, Bosnalı Hırvatlar ve Boşnaklar arasında federasyon entitesinde yaşanan bu sorundan ibaret değil. Bosna Sırp Cumhuriyeti entitesinin lideri Milorad Dodik geçtiğimiz günlerde entitenin Sırbistan’la birleşebileceğine ilişkin bir açıklamada bulundu. Özellikle Ukrayna’daki kriz sonrası bu söyleme başvurma sıklığı arttı. Entitedeki taşınmaz kamu mallarının Bosna-Hersek federal hükümetine değil entitelere ait olduğu görüşü ekseninde, Dodik’in, merkezi hükümetle ve anayasa mahkemesiyle arasındaki gerginliğin dozu hiç azalmıyor. Bu hususta Bosnalı Hırvatlardan da destek istedi ancak Schmidt’in Bonn Yetkileri’ni kullanmasıyla Hırvatların taleplerinin yerine geliyor olması sonrasında Dodik, onlardan istediği desteği de alamadı. Dodik, Kosova’da Ohri Süreci çerçevesinde yaşanan Belgrad-Priştine gerginliği ekseninde Sırbistan’dan söylem bazında da olsa destek alabileceğini umuyor olmalı. Fakat Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vucic’in Bosna Sırp Cumhuriyeti’nin ayrılıp Sırbistan’la birleşmesine şu konjonktürde onay vermesi mümkün değil. Zira Belgrad, AB üyeliği için Kosova’yla müzakere yürütmeyi bile göze almış durumda. Dış politikada pragmatizm Vucic’in en önemli özelliği. Dodik’in bu tavrı ve BosnaHersek’teki gerginliğin Belgrad ve Vucic’ten çok Rusya’nın işine geldiği de bir sır değil. Zira Balkanlar’daki gerginlik dikkatlerin Ukrayna’dan bu bölgeye yönelme



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları