Olaylar Ve Görüşler

Demokrasinin asıl ihtiyaçları - Selçuk KOSA

06 Aralık 2023 Çarşamba

Demokrasinin, başka bir deyişle halkın kendi kendini yönetmesinin yararlı bir hale gelmesi için ulusların günümüze kadar uygarlık tarihinde çıktığı basamakların yasalaştırılması gerekir ki işte demokrasi o zaman topluma refah ve medeniyet getirsin. Demokrasi ile yönetici seçilmiş kişiler, kendi maddi menfaatleri ile toplumsal menfaatler arasında seçim yapmak zorunda kaldığında, yöneticilerden toplumsal menfaatleri seçmesini beklemek yerine ferdi menfaatlerini seçmesini engelleyecek yasal düzenlemeleri yapmak ve bunları değiştirilemez kılmak, demokrasinin faydalı bir hale gelmesini sağlayabilir ancak. Çünkü parti politikacılığı ile yönetilen ülkelerde seçilen yöneticilerin aldığı kararları halk, partiye biat kültürü olması sebebiyle yargılayamamakta ve aslında kendine hizmet etmesi için seçtiği yöneticisini kötü yola teşvik etmektedir. Sağlıklı bir demokrasi için halkın fanatik bir şekilde parti tutmaması gerekmektedir.

Demokrasi demek egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demektir ama demokrasi olan bir ülkede aynı zamanda yolsuzluk varsa, darbeler varsa, ekonomik sıkıntılar süreklilik gösteriyorsa, yargı bağımsızlığı yoksa, düşünce özgürlüğü yoksa egemenlik iktidarın demektir. Demokrasiyi halkın menfaatlerine göre dizayn edebilmek için halkın menfaatlerini koruyan yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Atatürk, insanoğlunun menfaatlerinden en önemlisini değiştirilemez kılarak koruma altına almıştır; “Türkiye devleti laiktir”. O günden bugüne Türkiye demokrasi sisteminde laiklik gibi koruma altına alınması gereken halk menfaatleri, gelişen yaşam ile doğal olarak artmıştır. Bunları üç gruba ayırabiliriz:

Genel yönetime dair düzenleme

1. Türkiye’deki milletvekili seçimlerinde partiler, seçilecek kişileri aday adaylığı sistemine göre seçilme sırasına sokmaktadır. Yani Meclis’e girecek milletvekilinin kim olacağına millet değil parti karar vermektedir. Bu, tam doğrudan bir demokrasi değildir.

2. Siyasetin para kazanmak için yapılan bir iş değil halka hizmet için yapılmasının önü açılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri üç yılda bir yapılmalı ve seçilme sayısı üç dönem ile sınırlanmalıdır. Bu sistem kadrolaşma ve yolsuzluğu engelleyici olacaktır.

3. Halkın içinden çıkıp iktidara seçilen kişilerin, her konuda ayrıcalıklı hale gelmesinin önü yasal düzenlemeler ile engellenmelidir. Aksi takdirde muhalefet de bu imtiyazlardan menfaat sağlayacağı için imtiyazları destekleyecektir ve halk ayrıcalıklı bir zümre tarafından yönetilmeye başlanacaktır.

4. Yargı, yasama ve yürütme organlarından bağımsız olmalıdır. Türkiye’de yürütme, Anayasa Mahkemesi, Hâkim ve Savcılar Kurulu gibi yargı birimlerinin üyelerini seçmektedir. Bir insanın kendini suçlayacak insanı yargı sistemine seçmesi tabii ki imkânsızdır.

Yerel yönetime dair düzenleme

5. Belediye seçimlerinin partiler ile ilişkisi kesilmelidir. Çünkü muhalefet etme gereği duyan hükümet muhalefet belediyesine desteği, kendi tarafındaki belediyeye de yolsuzlukla mücadele için denetimi kısmaktadır.

6. Belediyelerde kadrolaşma ve yolsuzluğu engellemek için belediye yönetim sürelerini üç yıla düşürmek ve bir kişinin aynı belediyenin yönetimine gelmesini üç dönemle sınırlamak etkili olacaktır.

Toplumsal yönetime dair düzenleme

7. Seçilmiş olmak ve devleti yönetmek, devletin malına dolayısıyla halkın malına sahip olmak değildir. Bu sebeple özelleştirme için genel veya yerel referandum yapılıp malın sahibinden izin alınmalıdır. Aksi takdirde özelleştirmeler sebebiyle devlet, enflasyon ile mücadele edemez.

8. Günümüzde kontrolsüz nüfus artışı, tüketimin artması ve cari açığın artmasına sebep olmaktadır. Bunun üzerine geri kalmış ülkelerden mülteci göçünü de eklerseniz Türkiye’de enflasyonun kontrol edilememesinin bir nedenini de görebilirsiniz. Bu yüzden günümüz Türkiye’sinin ihtiyacı olan aile planlaması yapılarak nüfus artışı ve mülteci göçünü engelleyen düzenlemeler yapılmalıdır.

SELÇUK KOSA

MAKİNE MÜHENDİSİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları