Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Depremzedelerin çığlığı ve plansızlık - Prof. Dr. Güngör Evren
Bunlar, beklentileri karşılamayan bir duruma karşı haklı tepkilerdi. Çünkü devlet daha doğrusu devleti yönetmekle görevli hükümetler, sorunları çözmek ve halkın özlediği geleceği kurmak için gerekli planları yapmak ve bunları yaşama geçirmek sorumluluğunu taşırlar. Aksi halde sorunlar karşısında yetersiz kalınması ve düş kırıklıkları, hatta felaketler yaşanması kaçınılmaz olur.
FELAKETTE YÖNETİM SINAVI
11 ilimizin yaşadığı deprem felaketi, bilinmeyen bir olay değildi. Bilim insanlarının açıklamalarını duymayan kalmadı. Dolayısıyla deprem öncesinde, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekiyordu. Bunun yerine “imar barışı” gibi yanlış bir uygulama ile mühendislik hizmetinden yoksun yüz binlerce dayanıksız yapıya para karşılığında yasallık kazandırıldı.
Depremin ardından arama kurtarma çalışmaları ile barınma, yeme içme, temizlik, sağlık hizmetlerinde de iyi sınav verilemedi. Haftalardır bir türlü çözülemeyen temel sorunlar bu aşamadaki hazırlıksızlığı açık olarak ortaya koymuştur. Bu görevlerin ana organizasyonu AFAD hızlı davranamadı, insan gücü, ekipman ve bunların koordinasyonu bakımlarından yetersiz kaldı. Geçmişte benzer olaylarda etkili çabalarıyla güven kazanmış saygın kurumların alanda gözükmemeleri ciddi bir üzüntü yaratmıştır. Kızılay beklenen etkinliği gösteremediği gibi kimliğine uymayacak şekilde çadır ve gıda maddeleri ticareti olaylarıyla anılması nedeniyle güvenilirliğini kaybetmiştir. TSK’nin bilinen hızlı ve etkin katkıları boşuna beklenmiştir. Barınma için yükseköğretime zarar verme pahasına uzaktan eğitime geçilerek aileleri öğrenci yurtlarına yerleştirme kararını anlamak olanaksızdır.
PLANSIZ GİRİŞİMLER
Deprem sonrasında büyük ölçüde hasar görmüş kentlerin yeniden güvenli ve sağlıklı yaşam koşullarına kavuşturulması için bir planlama olmaksızın inşaata başlanması kaygı vericidir. Çünkü yeni yapılanma yerlerinin belirlenmesi için jeolojik ve jeoteknik etütleri yapmadan hızla ihaleler yapılması aynı sorunları geleceğe ötelemek anlamını taşımaktadır. Kaldı ki sorun, yalnız depreme dayanıklı yeni binalar yapmakla sınırlı değildir. Bu kentlerin tarımı, sanayisi, ekonomisi, ulaşımı, kültürel ortamı ve tarihi kimliği ile bütünlük içinde planlanması gerekmektedir. Benzeri acıları yaşamamamız için aklın, bilimin yolunda çözümler geliştirme zamanıdır. Bu nedenle bilimsel bir organizasyon kurulması ilk iş olmalıdır.
Kahramanmaraş merkezli depremden sonra, İstanbul için beklenen depreminin boyutları herkesi korkutuyor. Yerel ve merkezi yönetimler harekete geçtiler. Kaybedecek vakit yok. Yerel ve merkezi yönetimin işbirliği ve bilimsel bir organizasyonun yol göstericiliği yaşamsal önem taşımaktadır.
Son söz şudur: 11 ilimizde yaşanan acıları dindirmek ve yaraları sarmak için bütün olanakların seferber edilmesi öncelikli ve acil bir görev. İstanbul depreminin ülkemiz için bir beka sorunu olduğu gerçeği karşısında gerekenlerin yapılması ulusal bir sorumluluktur.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Kızı devlet korumasına alınmıştı!
- Yuvarlak ekmek alınınca evi terk etti...
- Pazara giden eli boş dönüyor!
- Uzmanlar uyardı!
- Türkiye Obezitede Avrupa Birincisi! Diyetisyen Elvan Oda
- Doğum Uzmanından gebelere uyarı!
- Turizm öğrencilerinden çarpıcı yanıtlar
- Babadan Asker oğluna duygusal karşılama
- Dikkat! Kavimler Göçü 2.0 başlıyor mu? Dr. Cenk Özatıcı
- İBB'de yeni uygulama: Ücretsiz HPV aşısı
En Çok Okunan Haberler
- Sinan Oğan'dan '14 Mayıs' itirafı
- 'Senin eşin yatağında öldü, bizimkiler senin emrinle'
- 'Çekişme yok, adayımız İmamoğlu'
- Özer Uçuran Çiller hayatını kaybetti
- Erdoğan 'yumuşama şartlarını' açıkladı
- Mısır'ın en güçlü firavununun mezarı bulundu!
- AKP’li belediye yeni evlere kepçeyi vurdu
- Cumhur İttifakı'na geçti!
- 'Sizin bilmediğiniz şeyler dönüyor'
- İstifa eden milletvekili CHP'ye mi geçiyor?