Olaylar Ve Görüşler

İmarın barışı olur mu? - Musa Tekin

02 Mart 2023 Perşembe

3194 sayılı İmar Yasası’na eklenen geçici 16. maddeyle yapılan düzenlemede özetle, afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması, kayıtların yapı sahibinin beyanına göre yapılması, yapı kayıt belgesinin yapının kullanım amacına yönelik olması, kaçak yapılarla ilgili yıkım kararları ile idari para cezalarının ortadan kaldırılması, yapının depreme dayanıklılığı hususunun malikinin sorumluluğunda olduğu, temel ilke olarak benimsenmiştir. Oysa imar mevzuatındaki kurallar kamu düzeni gereği uyulması zorunlu ve emredici hukuk kurallarıdır. İmar kurallarına aykırılık halinde yaptırımların uygulanmaması yasaya aykırılıkların devamlılığı sonucunu doğurur. Bu bakımdan kamu düzenine aykırı davranışlar cezai ve hukuki yaptırımlarla önlenmelidir.

İmar Barışı adı altında yapılan bu düzenlemede, kişisel koruma ön plana çıkarılmış, bütün toplumu ilgilendiren ve herkes tarafından kendiliğinden gözetilmesi gereken kurallar göz ardı edilmiştir. Bunun en somut örneği de bir yapının depreme dayanıklı olup olmadığı hususunun dahi malikinin sorumluluğunda olduğu hükmüne yer verilmesi olmuştur.

YARGITAY BENİMSEMEDİ

Uygulamada işin başında, bedeli ödenip yapı kayıt belgesi alınan, yıkım ve idari para cezası kaldırılan kaçak yapıların yasal hale geldiği, hatta yapı kayıt belgesinin, yapı kullanma izin belgesi, yani iskân belgesi yerine geçeceği algısı dahi oluşmuştur.

Eser sözleşmesinden kaynaklanan inşaat yapımıyla ilgili uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 23.5.2019 tarihli 2018/5361 esas 2019/2479 karar sayılı içtihadında, yapı kayıt belgesi alınmasının idare tarafından kaçak yapının kullanılmasına imkân tanırken imara ilişkin meri mevzuatta bir değişiklik yapmadığından, iskânı alınmayan/alınamayan yapının yasal hale geldiğini kabul etmenin mümkün olmadığı, iskânı alınmayan veya iskân alınmaya uygun olmayan bir binanın ekonomik değerinin de bulunmadığını hükme bağlamıştır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bu kararı ile imar barışı adı altında yapılan düzenlemenin benimsenmediği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklık kazanmıştır.

YENİ DÜZENLEMELER

Merkezi Kahramanmaraş olan ve 11 ilimizi etkileyen depremde binlerce bina yıkılmış ve binlerce vatandaşımız enkaz altında kalmış, hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Bu deprem nedeniyle, İmar Barışı adı altında yapılan düzenlemeyle bedeli alınıp yapı kayıt belgesi verilen kaçak yapıların ne kadarının yıkıldığı ve ortaya çıkan zararlı sonuca etkisinin oranının ne kadar olduğu konusunun da araştırılması gündeme gelmiştir. Ancak bu araştırma ve inceleme sadece deprem bölgesi ile sınırlı kalmayıp ülkemizin genelindeki kaçak yapılarla ilgili bedeli ödenip yapı kayıt belgesi alınan, ekonomik değeri dahi bulunmayan yapılar da belirlenip gelecekte doğacak ve telafisi mümkün olmayacak muhtemel zararlar bir an önce önlenmeli ve bu konuda yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İmarın barışı olur mu?

Yapının depreme dayanaklılığı hususunun malikinin sorumluluğunda olduğu değil, tüm kamunun, idari ve teknik yetkili kadroların sorumluluğunda olduğu, imarın barışının olamayacağı, temel ilke olarak benimsenmeli ve bu kapsamda bilim ve fenne uygun çözümler üretilmeli.

MUSA TEKİN

YARGITAY ONURSAL ÜYESİ / ESKİ HSYK ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları