Olaylar Ve Görüşler

Kamuda savurganlığın önlenmesi - Prof. Dr. Orhan Şener

28 Mayıs 2024 Salı

Geçmiş yıllarda hükümetler çok sayıda tasarruf paketleri sunmuşlardı. Sayın Şimşek’in sunduğu palyatif önlemleri içeren paket de sonraki seçimler sırasında unutulacaktır. Bu paketin yüzeysel olduğu kamuoyu tarafından da anlaşılmış olup bu yazımızda yapısal ve sürdürülebilir önlemler üzerinde durulacaktır. Bunları şöyle özetleyebilirim.

KAMU HİZMETLERİNDE ETKİNLİK

Kamu hizmetleri toplumsal fayda maliyet analizlerine uygun bir planlamayla yapılmadıkça; genel ve makroekonomik dengenin sağlanması olanağı yoktur. Yani kıt kaynaklar savurganca kullanıldığında, öncelikle gelir dağılımı adaleti sağlanamadığı için makroekonomik (sürdürülebilir büyüme, fiyat istikrarı, işsizliği ve dış açığı önleme gibi) istikrarı sağlama olanağı yoktur.

Örneğin; hızlı tren yerine otoyol yapımı aşırı miktarda akaryakıt tüketimi savurganlığına yol açan verimsiz yatırımdır. Ayrıca, pahalı taşımacılığın yol açtığı üretim maliyetini yükseltmesi, adil olmayan finansmanı, trafik kazaları, çevre kirlenmesi ve zaman kaybı gibi sosyal maliyetlere yol açmaktadır. Londra’nın merkezinden Paris’in merkezine 2 saat 25 dakikada Manş Denizi’nin altından geçen Eurostar treniyle ulaşılmaktadır. İspanya 4 bin km’ye ulaşan hızlı trenlerle turist sayısını 90 milyona ve gelirini net 85 milyar dolara çıkarmıştır. Çin 40 bin km’lik hızlı trenleriyle en yüksek büyümeyi yakalamıştır.

Milyarlarca liraya mal olan son model makam aracı kamu tasarrufu denilince ilk akla gelenlerden.

İnşaat sektörüne sağlanan ucuz krediler lüks konut yapımına ve kıyıların yağmalanmasına yol açarken taşıt alımı için sağlanan ucuz krediler ise karayollarında tıkanmaya ve kentlerde bütün sokakların park yeri olmasıyla sonuçlanmıştır. Gölge fiyatlaması kullanarak yaptığımız hesaplamada, bir doktor için yapılan harcamaların toplamının yaklaşık 500 bin dolar olduğunu gördük. 10 binden fazla doktorun gittikleri ülkelerin bütçelerinde en az 5 milyar dolar ve teknik eleman göçünün de en az aynı miktarda tasarruf sağladığı düşünülebilir. Ölçek büyüklüğü sınırları üzerinde yatak sayısı olan şehir hastanelerinin ise yüksek sosyal maliyetlerine karşın verimsiz oldukları görülmektedir.

Bilimsel ve laik eğitimden uzaklaşıldıkça, mezunlarının rasyonel düşünme yetisi de kaybolmaktadır. Rasyonel eğitim; kişilere meraklarını giderirken mutlu olmalarına, ekonomide prodüktiviteyi artırmaya, bilinçli seçmen olarak demokrasiye katkıda bulunmaktadır. Düşük PISA sonuçlarını ve üniversitelerdeki eğitimin kalitesizliğini de bir tür sosyal savurganlık olarak düşünmelidir.

Belediyeler tarafından sunulacak sosyal konutları düşük kirayla dar gelirlilere kiralama yerine; spekülatif amaçla İstanbul’da 400 bin dairenin kiraya verilmeyerek, yeni konutlar ve AVM’lerin yapılması verimsiz yatırımları artırırken savurganlığa yol açmaktadır.

ÇÖZÜM

Türkiye’de hükümetler yukarıda sıralanan örneklerde olduğu gibi kamu hizmetlerini kalite ve miktarını artırma yerine, sözde tasarruf paketlerini savunurlar. Ne var ki gelişmiş ülkelerle kamu sektörünün milli gelire olan oranı yüzde 45-50 arasında değişirken Türkiye’de ise yüzde 18- 23 arasında değişmektedir. Bu nedenle, Türkiye’de eğitim, sağlık, ulaşım, sosyal konut ve sosyal güvenlik hizmetlerinin yetersizliği, derin yoksulluğun temel nedenidir. Faiz politikaları ise yoksulluğu daha da artırmıştır. Bu nedenle ülkenin geleceği için hükümetin yüzeysel tasarruf paketleri sunmak yerine kamuda ve özel sektörde verimliliği artırıcı paketler hazırlaması gerekmektedir.

PROF. DR. ORHAN ŞENER



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları


En Çok Okunan Haberler