Olaylar Ve Görüşler

Kıbrıs Türkleri, Kanlı Noel ve göç - Ahmet GÖKSAN

23 Aralık 2023 Cumartesi

İçinden geçmekte olduğumuz 21. yüzyılın ilk çeyreğini araştırmacılar soykırımların yoğun olarak yaşandığı yıllar olarak kayıtlara geçireceklerdir. Olayların ilginç noktası ise yaşanmakta olanların kendilerini çağdaş olarak tanımlayanların gözleri önünde yaşanıyor olmasıdır. Yaşanan kırımların birkaç ülke liderinin kınama açıklamaları ile sınırlı kalması ayrıca üzüntü vericidir. Uluslararası toplumun da Filistin’deki ve daha önce Kıbrıs’ta yaşanmış olan kırımlarda yalnızca kınama ile anıldığı biliniyor. Kıbrıs’ta tarihin ve BM’nin kanlı sayfalarına “Kanlı Noel” diye kaydedilen olaylardan ders çıkarılmadığı için kırımlar otomatiğe bağlanmış gibi sürgit ediyor.

EKONOMİK BASKILAR

Kıbrıs Türkleri Rumların can kırımına karşın İngiliz sömürge yöneticilerinin yoğun ekonomik soykırım baskısı altında varlıklarını korumaya çalışıyorlardı. Her iki toplumun ortak ve eşit egemenliğini temel alan Kıbrıs Cumhuriyeti 19 Şubat 1959 tarihinde BM gözetiminde yapılan ve Zürih’te imzalanan antlaşmalarla kuruluyordu. Yeni bir umut olacağının düşünülüyor olmasına karşın Türklere baskılar ağırlaştırıldı. Kendi gibi düşünmeyen halkını teslim olmaya zorlamak için cumhurbaşkanı sıfatlı kişinin başkanlığında 21 Aralık 1963 tarihinde AKRİTAS planı uygulamaya konuldu. Ekonomik soykırım uygulamaları ağırlaştırılırken silahlı saldırılar başlatılarak Türk bakanlar ve milletvekilleri hükümetten dışlandılar. Cumhurbaşkanı sıfatlı kişinin kışkırtmaları sonrasında şu anda Filistin’de yaşanmakta olan saldırılar yaşanıyordu. 103 yerleşim yerinden can güvenliği nedeniyle ayrılan Türkler kendileri için güvenli olan bölgelere yerleştiriliyorlardı.

11 yıl boyunca açık hava hapishanesinde yaşamlarını sürdürmeye mahkûm edilen Kıbrıs Türkleri 3 garantör ülkeden birisi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 20 Temmuz 1974 tarihindeki yerinde ve haklı müdahalesi sonrasında açık hava hapishanesinden kurtularak özgürlüklerine kavuşuyorlardı. Kırımdan kurtulan Türkleri daha büyük tehlike olan göç bekliyordu.

Kıbrıs Türkleri 11 yıl boyunca can güvenliklerinin yanı sıra açlıkla da mücadele etmek durumunda bırakılarak adayı terke zorlanıyorlardı. İş güvencesi verilen çok sayıda Türk, Kıbrıs’ı terk etmeye zorlandı. Bu, dört bir yandan uygulanan İngiliz oyunlarından yalnızca bir tanesidir ve üzerinde iyi çalışılmış, Türkleri azınlığa düşürme uygulamasıdır. Karma köylerde İngiliz yerel yöneticilerinin Türklerle Rumları çatıştırma planlarının da bazı bölgelerde boşa çıkarılmasına karşın ısrarla uygulanmaya çalışıldı.

ANNAN PLANI

103 yerleşim yerinden adanın yüzde 3’lük bölümünde yerleşime zorlanan Türkleri bir yandan da “Rumlar sizi kesecek” korkutmaları ile göç hareketine zorluyorlardı. İngilizlerin oyunları yeterince tutmayınca bu kez de BM genel yazmanı ismi ile anılan “Annan Planı” devreye sokuldu. Annan’ın planı çözüm planı olmasının ötesinde Türkleri adayı terk etmeye zorlama planı olarak tarihin tozlu sayfalarında kendine yer bulmaya çalışıyor. Kıbrıs Türklerinin güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sayısı adada öncelikle azaltılacak, 20 yıl içinde ya adadan ayrılacak ya da adayı terke zorlanacaklardı. Bunun işaretleri Türklerin devlet hizmetlerinden dışlanmalarının yürürlüğe konulması idi. 

Üzerlerinde oynanan tuzakların yalnızca bunlar olmamasına karşın Kıbrıs Türkleri adadaki varlıklarını her türlü baskıya karşın korudular. Bu nedenle Kıbrıs’ı bir kez daha vatan yapmak üzere şehit olanları saygı ile anıyoruz. Mücadele ve Şehitler Haftası’nda da soykırım saldırılarının başlatılmasının 60. yıldönümünde yaşananların unutulmamasını diliyoruz.

Kıbrıs Türklerinin İngiltere’ye, Avustralya ve Kanada’ya göçe zorlanmalarının temelinde bu olgu yatmaktadır. Öyle bazı kişilerin Kıbrıs Türkleri kolayı seçerek adayı terk ettiler demesi kadar abes bir söylem olamaz.

AHMET GÖKSAN  

YAZAR 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları