Olaylar Ve Görüşler

Kurtuluş Savaşı’ndan strateji dersleri - Hakan Ercan

18 Mayıs 2024 Cumartesi

Bilindiği üzere strateji; hedefi temin edecek gücü oluşturma, geliştirme ve kullanma sanatıdır. Bu anlamda; şartları en zor, güç kıyası en asimetrik savaşlardan biri olan Kurtuluş Savaşı, barındırdığı paha biçilmez derslerle Türk ulusu için sonsuz esin kaynağı ve tarihi bir mirastır.

Kurtuluş Savaşı’nın yaşam damarlarından biri denizler olmuştur. Önce; Bandırma Vapuru’nun İstanbul Boğazı’ndan hareketle taşıdığı niyet/düşünce/tasarı, Karadeniz geçişiyle Samsun’da, direniş ve örgütlenmenin ilk adımına dönüşmüştür.

“GÖZÜM SAKARYA'DA, DUMLUPINAR'DA, KULAĞIM İNEBOLU'DA" 

Bunu izleyen süreçte Milli Meclis’in, Rusya’ya heyet göndermek üzere aldığı ilk dışişleri kararıyla emperyalizme karşı işbirliği teşkil edilmiş, böylece savaş sürecinde Karadeniz’den cepheye taşınan 300 bin ton silah ve cephane, askeri gücü zafere ulaştıran başat faktörlerden biri olmuştur. “Karadeniz nakliyatının” zaferdeki yaşamsal rolünü, “Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da; Kulağım İnebolu’da” sözüyle anlatan büyük Atatürk -zaman içinde- stratejik çıkarımı da işaret etmiştir: “Zaferi, denizi kontrol altında tutan, gereksinimi olan şeyi, gereksinim duyduğu zamanda istediği yere ulaştırabilen kazanır.”

‘AKLIN GÜCÜ VE ZAFERİ’

İnsanlık tarihinin en haklı savaşlarından biri ve emperyalizmin travması olan Türk Kurtuluş Savaşı’ndan strateji bakımından çıkarılabilecek derslerin en üstünü kanaatimce “aklın gücü ve zaferi” olarak nitelendirilebilir. Stratejinin kaynağı her şeyden önce gerçekçi yargılamaya dayalı akıldır. Ebedi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk; haklı ve zor savaşın en başından sonuna kadar “hırslara yenik düşmemiş; daima aklı, duyguların önünde tutmuş; duyguları da akılla yönetmiş” ve böylece olağanüstü stratejik güç elde etmiştir. En başta “Ya istiklal ya ölüm” parolası duyguların değil; özgürlükle esaret, mandacılıkla bağımsızlık arasında tercihi ve kararlı iradeyi ortaya koyan, dogmaları ve kalıpları reddeden gerçekçi bir düşüncenin damıtılmış ürünüdür. Büyük Atatürk bu deyişle -duyguları da yöneterek- kırılamaz azim ve irade, yenilemez bir güç devşirmiştir.

Anadolu topraklarına zafer mührünü vuran Başkomutanlık savaşına yönelik hazırlıkları da yine her şeyden önce aklın öncülüğünde idare etmiştir. Meclis’te gizli oturumda yaptığı bir konuşmada Osmanlı’da askeri yenilgilerin sebebinin, özetle “muhakeme ve öngörü eksikliği ile duygu ve hırslarla hareket edilmesi” olduğunu hatırlatıp “Kurtuluş Savaşı’nda tutkulardan ve duygulardan özveride bulunmak gerektiğini” özellikle vurgulamıştır. Sonuçta, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal’in kendi ifadesiyle “Acımasız ve benlikçi düşman ordusunun büyük bir bölümü, akıllara dehşet verecek bir kesinlikle yok edildi.”

Büyük önder Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı zafere taşıyan “büyük stratejisi”, siyasi, askeri vd. güç unsurları bakımından tarihi dersler içerir. Ancak her şeyden daha çok; dogmalara ve kalıplara takılı kalmayan, hırslara ve duygulara kapılmayan, yalnız gerçekçi yargılara (ve elbette bilime) dayalı yani “akıl merkezli” olarak, yaşam için gerçek bir rehberdir.

HAKAN ERCAN

(E) TUĞAMİRAL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları


En Çok Okunan Haberler