Olaylar Ve Görüşler

Muhalefetsiz halk - İbrahim BERKSOY

29 Temmuz 2023 Cumartesi

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken yapılan cumhurbaşkanı ve Meclis seçimleri gerçek anlamda yeni bir yüzyılın başlangıcı olabilirdi ama olmadı. Her iki seçim de adına artık iyice “Saray rejimi” dediğimiz mevcut durumun devamına elverecek şekilde sonuçlandı.

Son derece ciddi yapısal iç ve dış sorunlarla karşı karşıya kaldığımız bu kritik dönemeçte yapılan seçimler, yüz yıllık Cumhuriyetimizin geleceği adına, anayasal zeminde, yeniden özgür, demokratik, laik bir toplum düzeni kurma yolunda umut verici, güçlü bir “değişim”in başlangıcı olabilirdi ama olmadı. Oysa Millet İttifakı, seçimlerden yaklaşık bir buçuk yıl öncesinden başlayarak topluma ümit veren, gelecek bakış açısı sunan son derece önemli, ciddi, değerli çalışmalar yapmış, siyasal belgeler üretmişti. 

Seçimlerden hemen sonra tüm bu çalışmalar akıl almaz bir biçimde rafa kaldırıldı, sahiplenilmedi. Bir anlamda muhalefet bir anda “blok”suz, “tez”siz ve “dayanaksız” kaldı. Seçim sonrası moral bozukluğu uzun sürdü, halk bu kritik süreçte muhalefetsiz kaldı. 

Seçim öncesinde muhalefet partilerinin kurduğu ittifaklarda yaşanan sorunlar çokça konuşuldu, tartışıldı. Bunlar arasında Millet İttifakı’nda muhalefetin cumhurbaşkanı adayının belirleneceği toplantıda İYİ Parti lideri Meral Akşener’in çıkardığı “kriz”, kuşkusuz en ağır olanıydı. Bir anlamda seçimin kaderini değiştiren bu “kriz”in hangi saiklerle, neden ve nasıl patlak verdiği, nasıl çözüme kavuşturulduğu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Seçimler bitti ama ülkenin acil çözüm bekleyen devasa sorunları buharlaşıp uçmadı. Buharlaşıp uçan “şey”, seçimlerden önce halka umut ve güven vermek üzere kurulan muhalefet bloklarıydı. Seçimlerden hemen sonra halkı yarınsız ve yapayalnız bırakıp dağılıverdiler. Seçim ittifakları doğası gereği seçimden sonra sona erebilir ama “muhalefet bloku” dağınık bir görüntü vermemeliydi. CHP içinde hemen herkesin bir parçası olduğu “parti içi siyaset” oyunu, ülke gündemini uzun süre meşgul etmemeliydi. 

Seçim sonuçlarına göre halkın yarıya yakınını temsil eden muhalefet partileri sorumluluklarının bilincinde olarak seçimlerden sonra da blok halinde duruma vaziyet edebilmiş olsalardı Saray rejimi son iki ay içinde bu kadar rahat hareket edemez, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren konularda böylesine pervasızca kararlar alamazdı. Saray rejimi, seçimlerden sonra iki ay içinde her ne yaptıysa (fahiş zamlar, vergi toplama hakkının kötüye kullanılması sonucunu doğuran keyfi vergiler, çalışan ve emeklilerin maaş artışlarında yaşanan hayal kırıklıkları, gerici anayasa hazırlıkları, dış politikada akıl almaz “U” dönüşleri vb.) muhalefetsiz bir Türkiye’de, neredeyse dikensiz bir gül bahçesinde yaptı.

Türkiye’nin seçimden önceki diri muhalefet blokuna bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Bu ihtiyaç, yalnızca önümüzdeki yerel seçimler bakımından değil, memleketin geleceği bakımından önemlidir, gereklidir, hayatidir. Muhalefet partileri, parti içi sorunlarını duraksamaksızın, ertelemeksizin bir an önce çözmeli ve bir an önce asli görevine dönmelidir. Türkiye, Saray rejiminin içeride ve dışarıda her aklına eseni yapabileceği dikensiz bir gül bahçesi olmayacak kadar önemlidir.

İBRAHİM BERKSOY

MAKİNE MÜHENDİSİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları