Olaylar Ve Görüşler

Seçim yorgunluğu ve siyasal tükenmişlik - Doç. Dr. Armağan ÖZTÜRK

22 Ocak 2024 Pazartesi

Geçen sene bu vakitler siyasette büyük bir heyecan ve çekişme vardı. Muhalefet 20 yılı aşkın süredir iktidarda olan AKP hükümetine son vereceğini düşünüyordu. İktidar ise yaklaşmakta olan tehlike karşısında kendi ittifak ağına yeni partiler ve kesimleri katmanın telaşı içindeydi. Sonra mayıs seçimleri geldi çattı. Büyük bir bozgun yaşadı muhalefet bloku. Her şey o kadar kötü sonuçlandı ki on milyonlarca insan siyasete küsüp tekrar gündelik hayatına çekildi. Muhalefet bloku ise dağıldı. 

ADAY TANITIMLARI

Mayıstan bugüne kadar hissettiğimiz şey “yorgunluk”. Kazananlar kazanmaktan, kaybedenler ise kaybetmekten yoruldu. Pek çok gözlemci AKP aday tanıtım toplantıları ve seçim propaganda sürecinin tatsız tuzsuz bir seyirde devam ettiği düşünüyor. Yapılması gereken zorunlu işlerde karşımıza çıkan resmi donukluk durumu iktidar blokunun siyasal davranışlarında hâkim koda dönüştü. Muhalefet ise iktidardan beter bir durumda. Her seçimde aday olan profesyonel siyasetçilerin küçük dünyalarındaki kişisel ihtirası bir kenara bırakırsak kimse yoğun bir şekilde siyaset konuşmuyor. Muhalif seçmen oy verdiği partileri kendi kaderine terk etmiş durumda. 

SİYASİ SÖYLEMLER

Vaziyet neden böyle? Çünkü seçimlerden yoruldu insanlar. Seçim yoluyla iktidar değişmiyor. Ayrıca muhalefet de değişmiyor. Bizi şaşırtan hiçbir şey yok. Söylemler aynı. Adaylar da. Sadece en büyük iki partinin, yani AKP ve CHP’nin adaylarına baktığımızda bile bu hazin gerçeği bir kez daha idrak ediyoruz. İktidar partisi ve ana muhalefet partisinin neredeyse tüm adayları mevcut ve eski belediye başkanları ile mevcut ve eski milletvekilleri arasından toplanmış. Hepsi siyasette eski, bütün yüzler ve sözler tanıdık. 

Siyaset kurumundaki bu tükenmişlik önemli ölçüde içe kapanmayla ilgili. Erdal Beşikçioğlu’nun CHP Etimesgut adaylığını bir kenara bırakırsak sanat, bilim, spor, iş dünyası, üniversiteler vb. toplumun kültürel sermayesi yüksek etkinlik alanlarından neredeyse hiç kimse siyasete girmiyor. Siyaset kurumu yeni insanları siyasi hayata davet etmiyor. Ayrıca yaptığı işte başarılı olmuş, toplumsal saygınlık ve itibar kazanmış kimseler de siyasette görev alma konusunda hevesli değil. Bu durumun nihai sonucu entropi (bir sistemdeki rastgelelik ve düzensizlik, kaos). 

Parti farkı gözetmeksizin siyasi parti düzenimiz kendini tüketmekte. Siyaseti sadece mesleği siyasetçilik olan insanların yaptığı bir ülkede siyasi hayatın canlı olması beklenemez. Bizde de değil zaten. Eski ölüyor, ama yeni henüz doğmuş değil. Siyasi hayat kendi alacakaranlığında, arafta kalmaya devam etmekte. 

DOÇ. DR. ARMAĞAN ÖZTÜRK

ARTVİN ÇORUH ÜNİVERSİTESİ, SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları