Olaylar Ve Görüşler

Türban yasası ve CHP - Baki Nedim BALTACI

15 Ekim 2022 Cumartesi

Sovyetler Birliği Başkanı Stalin’e sormuşlar, “Seçimi kim alır” diye, cevabı “Sandığı kimin saydığına bağlı” şeklinde olmuş. Şeytanlaşmış bürokratlarla seçime giren AKP iktidarı, hücresine kadar soyulan, yoksulluk, açlık içindeki halk ortadayken sorulması gereken temel soru şu: Toplumun bu kâbustan kurtulabilmesi için ana muhalefet partisinin öncelikleri nelerdir? İşsizlik, geçim sıkıntısı, öğrencilerin barınması, her gün artan pahalılık gibi onlarca sorun ortadayken eskilerin bir sorunu olan “türbanın” son sıralarda bile olamayacağı hepimizin bildiği bir gerçektir.

HEDİYE GİBİ

AKP’yi yaprak gibi titreten iddialarla, zımba gibi geleceğe yönelik projelerle gündem yaratması gereken Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü ve çarşafı da kapsayan özgürlüklerle ilgili Meclis önergesi ülke gündemine bomba gibi düştü. Çoğu zaman olduğu gibi kendi parti meclisinden onay almadan yaptığı, raf ömrü tükenmiş bu siyasi çıkışın gişe yapmayacağı çok açıktır. Popülist bir yaklaşım olan bu girişim aslında bilgi açısından da izaha muhtaçtır. Kamu kuruluşlarının, yönetmelikle çalışanlarının kılık kıyafetini belirlediği silahlı kuvvetler başta olmak üzere bütün devlet dairelerindeki uygulamanın parlamentoyla ve de anayasada yapılacak herhangi bir değişikliğe ihtiyacı yoktur. Tayyip Erdoğan için konu tabii ki sevindiricidir. Demokratik sürecin en otokrat yasası olan sansür garabeti gündemdeyken türban yasası onun için Noel Baba ambalajı ile gelmiş hediye gibidir.

Son seçimde 64 bin sandığa hiç üye veremeyen CHP’nin enerjisini bu bölgelerin tahkimi için kullanması gerekmektedir. Muhafazakâr sosyolojiyi tavlamaya yönelik bu girişimin ayrıca hiçbir siyasi getirisi de yoktur. AKP’nin eski kitleselliği kalmamıştır. Cemaat, tarikat eksenli ve de varoşlarda paraya bağlanmış kitlesiyle oluşmuş çekirdek kadrosundan ise dini söylemlerle çivi dahi sökülemeyeceği bellidir.

SESSİZ KALINAMAZ

Kılıçdaroğlu Ayasofya’nın camiye çevrilmesine verdiği destekle başlayan tarikat ve cemaat hoşgörüsü ile devam eden bir politik hattı uzun süredir sürdürmektedir. Ayrıca hiç kimsenin anlayamadığı ancak kendinin bildiği “ben” merkezli bir helalleşme metaforu var ki gerçekten izaha muhtaç. Uludere’deki olaylarla iktidarda olmayan CHP’nin ne tür bir ilgisi var ki onun genel başkanı helalleşmektedir?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin getirdiği laiklik ilkesi tarafsız, sessiz kalınmayacak kadar hayati bir öneme sahiptir. Hepimizin bildiği gibi sessizlik ancak mezarlıklarda olur. Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Turan Dursun, Ahmet Taner Kışlalı bu uğurda şehit olan yurtseverlerimizdir. Eğer muhafazakâr sosyolojiye hak ettiğinden fazla önem verirsek şaşırmamız gereken birçok olayla karşılaşabiliriz. Örneğin İBB’si Mevlit Kandili nedeniyle yapacağı konserleri ertelemiştir. Laik Türkiye’de olmaması gereken bu uygulamanın yaşadığımız siyasi ortamdan Cumhuriyet Halk Parti’sinin de belli ölçüde etkilendiğini göstermektedir.

BAKİ NEDİM BALTACI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları