Olaylar Ve Görüşler

Yeni istikrar programı, ikna ve karadelik - Prof. Dr. Sema KALAYCIOĞLU

23 Ağustos 2023 Çarşamba

Seçimlerden bu yana enflasyon dizginleri iyice elden kaçtı. Gerçek ve/veya keyfi fiyat artışları dörtnala devam. Temel girdi, özellikle mazot, benzin ve elektrik fiyatı artışlarının buna büyük etkisi var. Ulusal paranın değer kaybı, turizme su taşısa bile, enflasyonu beslemede en önemli etken. Yıl sonu enflasyon beklentisi TÜİK ölçüsüyle bile yükseltildi. Bu enflasyon mücadelesinde 2023’ün kayıp bir yıl olacağının işareti. Ama yüksek enflasyon, yeni iş alanları açılmasını teşvik etmediği için işsizlik de artmaya devam ediyor. Aslında bu enflasyonla el ele durgunluğa koşan bir ekonomi görüntüsü. Döviz kurları hâlâ baskılanıyor. Ama bunu sağlamak için dışarıdan gelen sermayenin kaynağı ve koşulları bilinmiyor. Bu ise önemli bir ulusal risk.

ÖNÜNE KONULAN IMF PROGRAMI...

İcracı ve deneyimli bir ekonomi ekibi işbaşında olabilir. Ancak verilen tüm sözlere rağmen büyük ölçüde elleri kolları bağlı olduğu için şimşek gibi kararlar alınamıyor. Kaldı ki galiba Şimşek, önüne konulan IMF gibi bir programı uygulamakta becerikli olsa bile, kendi başına, üstelik tamamen eline geçiremediği dümenle yeni ve kapsamlı bir programı yürürlüğe koymakta sıkıntılı. Merkez Bankası (TCMB) ile eşgüdüm içinde hareket edildiği, para ve maliye politikalarının uyumlu bir şekilde sürdürüldüğü açıklanıyor. Ama o “eşgüdüm” nerede başlıyor, nerede bitiyor pek belli değil. Şimdilik politika faizini çekingenlikle ve fincancı katırlarını ürkütmeden yükseltirken banka mevduat faizlerini düşürerek tasarrufların cezalandırılmasına odaklanıldığı, kredi kullanımının zorlaştırıldığı görülüyor. Bu acaba bir “ulusal paradan kaçış” planı mı diye düşünürken TCMB bir adım daha atıyor ve pazar sabahı serpme kahvaltı mönüsüne “kur korumalı mevduattan dönüş” planı ekliyor. Atılan adım doğru. Ama sistemdeki o mevcut karadeliklerden dolayı kulağa bir “şimdi kaçan kurtulur” mesajı gibi geliyor. Maliye politikası ise tekrarlanan ve takati zorlayan vergilerden ibaret. Kamuda israfın önüne geçilememesi mali disiplinin yeniden tesisi için büyük bir zorluk. Dış borcun, yine dış borçla kapanması ise ülkenin geleceğinin sırtında şaklayan bir başka kamçı.

Şimşek, önüne konulan IMF gibi bir programı uygulamakta becerikli olsa bile, kendi başına, tamamen eline geçiremediği dümenle yeni ve kapsamlı bir programı yürürlüğe koymakta sıkıntılı. Merkez Bankası ile eşgüdüm nerede başlıyor nerede bitiyor pek belli değil...Dış borcun yine dış borçla kapanması ülkenin sırtında şaklayan bir kamçı.

EN BÜYÜK GÜVENSİZLİK

Aslında seçimlerden bu yana geçen üç ay ekonomi için kısa dönem. Ama sorunlar o kadar yüklü ki tünelin ucundaki ışığı seçmek zor. Umudu olmayan insanların “gemisini kurtaran kaptan” gibi davranacağı bilinmiyor mu? Bu açıdan yeni istikrar programındaki en büyük eksiklik, ikna edici, inandırıcı olmaması. Oysa 2001’de istikrar programı açıklanırken en özen gösterilen konu her gelir kesimini kısa bir sürede düze çıkılabileceğine ikna etmesinde, zam yapılmamasının telkin edilmesiydi. Kaynağı bilinen bir mali destek güven vermişti. Şimdi kira ve ücrete getirilen tehditkâr sınırlama dışında toplumsal uzlaşma ile sorunların üstesinden gelme girişimi yok. Umut az, inandırıcılık yok. Ama korkutma çok. Bunun da bir faydası yok.

PROF. DR. SEMA KALAYCIOĞLU



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları