Olaylar Ve Görüşler

Yerel yönetimler ve yükümlülükler - Av. Arif Anıl ÖZTÜRK

02 Mayıs 2024 Perşembe

31 Mart yerel seçimlerinde pek çok il ve ilçe belediyesi el değiştirmiş ve CHP, 14 büyükşehir, 21 il ve 337 ilçe belediyesini kazanarak bir başarıya imza atmıştır. Yine CHP bu seçimde, toplam geçerli oyun yüzde 37.76’sına karşılık gelen 17 milyon 391 bin 548 seçmenin oyunu almayı başararak seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştır. 2019 seçim sonuçlarıyla karşılaştırıldığında diğer partilerden CHP’ye geçen belediye sayısı toplamda 164’tür. Bu başarı sonrasında CHP tarafından devralınan belediyelerin borçluluk durumları ve bugün itibarıyla hâlâ borç açıklıyor olması ülke gündeminin ana konusu haline gelmiştir. Akıl ve mantık sınırlarını zorlayan bu borçluluk hali, önceki dönem yönetimlerinin hukuki sorumluluklarının kapsamının ne olduğu hakkında soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir.

Belediyeler kamuya hizmet etmek amacıyla var olan ve maddi kaynaklarını doğrudan veya dolaylı olarak halktan temin eden kurumlardır. Daha basit bir sözle açıklayacak olursak: “Belediyelerin parası halkın parasıdır ve sadece halka hizmet gayesiyle kullanılmalıdır!” Bu amaçtan saparak kendisine veya çevresine çıkar sağlamak amacıyla hukuka ve ahlaka aykırı davranan belediye yöneticilerinin ise yargılanması ve hesap vermesi gerekmektedir. Bu durum hukuk devleti olmanın da bir gerekliliğidir. Bu noktada CHP, Türkiye Cumhuriyet’inin kurucu partisi ve hukuk devleti ilkesinin en büyük savunucusu olarak, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve yolsuzlukla mücadelede sıfır tolerans ilkesini benimsemelidir.

NE YAPILMALI?

Halkın seçimiyle göreve gelen belediye başkanları, öncelikle liyakatli ve alanında uzman kişileri göreve getirerek önceki dönemin mali denetimini yaptırmalı, gerekirse bu alanda uzman kuruluşlardan destek almalıdır. Bununla birlikte tüm belediyelerde rücu ve denetleme komisyonlarının kurulması zorunluluktur. Bu kişiler tarafından yapılacak mali denetim sonrası belediyeye Sayıştay’dan denetçi ve İçişleri Bakanlığı’ndan müfettiş talep edilmelidir. Bu süreçte yapılan ayrıntılı araştırma ve soruşturmalarla ortaya çıkacak raporda, önceki dönem belediye yetkililerinin yaptıkları işlemlerden dolayı kamuyu zarara uğrattığının tespit edilmesi durumunda, bu raporun yargıya intikal ettirilmesi gerekir.

Böyle bir durumda hukuka aykırı işlemle bağlantılı olan kişilerin Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve yolsuzluk suçları olarak sınıflandırılan; “ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, kamu kurumu dolandırıcılığı, rüşvet, zimmet, denetim görevinin ihmali, nüfuz ticareti ve kamu görevlisinin ticareti” gibi suçlardan hukuki sorumluluğu ortaya çıkacak ve yargılanmaları gerekecektir.

Hukuka aykırı işlemde bulunarak kamuyu zarara uğratan kişilerin cezai sorumluluğu, işledikleri suçun türüne, meydana getirdikleri zararın niteliğine ve diğer çeşitli faktörlere bağlı olarak değişecektir. Ancak genel olarak hukuki sorumluluklar, suçun işlenmesiyle birlikte ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde sorumlu kişilerin cezalandırılması, oluşturulan kamu zararının ilgili kişilere rücu edilerek giderilmesi ve maddi-manevi zararların tazmin edilmesi şeklinde ortaya çıkacaktır.

İKTİDAR YOLUNDA ÖDEV

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71. maddesinde “kamu zararı”, “Kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması” olarak tanımlanmıştır. Kamu zararının tespiti halinde, kamu zararlarının tahsiline ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmeliğin 12. maddesine göre tespit edilen kamu zararları; “Rızaen ve sulh yolu ile ödenmek, takas yapılmak ya da icra yoluyla tahsil edilir.” Dolayısıyla kamu zararının tespit edilmesinden sonra konu sadece zararı meydana getiren kişilerin cezai sorumluluğuyla sınırlı kalmamalı, rücu yoluyla kamunun maddi zararı da giderilerek halkın parasının yeniden halk için kullanılmasına olanak sağlanmalıdır.

Türk halkı seçimlerde birinci parti yaparak CHP’ye bir şans tanımıştır ve bunun karşılığında da CHP’den beklentileri vardır. Bu beklentilerin başındaysa halkın kaynaklarının halk için kullanılması ve geçmiş dönemde yolsuzluk yapılmışsa bu yolsuzlukların hesabının sorularak kamunun zararının giderilmesi gelmektedir. Bu beklenti bir sorumluluktan öte bir sonraki genel seçimlerde iktidar olabilmesi için verilmiş bir ödevdir. CHP’nin ödevini doğru ve eksizsiz yapması halinde Türk halkı tarafından tüm ülkeyi yönetme iradesi olan iktidarın da CHP’ye verilmesi şaşırtıcı olmayacaktır. CHP’nin üzerine düşen, önümüzdeki dört yılda yerelde ödevini doğru yaparak halkın güvenini kazanmak ve iktidara kendisini hazırlamaktır.

Av. Arif Anıl ÖZTÜRK



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları