Olaylar Ve Görüşler

Yeri zor doldurulacak tarihçi: Zafer Toprak - Salih ÖZBARAN

29 Haziran 2023 Perşembe

Çok sayıdaki eserleri arasında Atatürk: Kurucu Felsefenin Evrimi “başyapıt”ını da armağan ederek aramızdan ayrılıverdi Zafer Toprak, 3 Haziran 2023 tarihinde. 1960’lı yılların son demlerinde Londra’da tanımıştım kendisini. Sonraki yıllarda, özellikle Boğaziçi Üniversitesi’ne kattıklarıyla, yurtiçinde ve dışında uluslararası ilişkilerde kazandırdığı saygınlığıyla dikkat çekti ve benim çalışmalarına sıklıkla başvurduğum kişi oldu. Bakınız onca birikimiyle ortaya koyduğu “Atatürk” kitabının arka kapağındaki bir paragraf tarihçiliğin nasıl yapılabileceğini, nasıl çeşitlendirilebileceğini, ne tür bilim, sanat ve zanaatla renklendirilebileceğini ne güzel yansıtmış! Nasıl da bağlantı kurmuş Cumhuriyet ilkeleri ve Osmanlı’nın son dönemleriyle:

“Cumhuriyetin kurucu felsefesinin ardında sosyal ve beşeri bilimler alanında Tanzimat sonrası yüzyıl boyunca birikmiş telif ve tercüme eserler vardı. Aydınlanma felsefesi, Fransız Devrimi, 19. yüzyılın düşün ortamı ve Üçüncü Cumhuriyet Fransası’nın pozitivist, solidarist, seküler dünya görüşü Jön Türkleri ve Kemalist kadroları derinden etkiledi. Milli Mücadele Batı’ya karşı verilmiş, Düvel-i Muazzama alt edilmişti. Ancak çağdaş ve laik bir yapılanma sürecinde Atatürk yine Batı’nın düşün ortamından esinlendi.”

Zafer Toprak’ın tarihçilik alanında ortaya koyduklarını, aynı dönemlere ilişkin çalışmalar yapan meslektaşları ve dostları, eminim, ayrıntılarıyla değerlendirecekler, onu mesleğinin doruklarına taşıyacaklardır. Ben -bu bilgi dalının sorunları üstüne onun yıllar öncesinde parmak bastıklarına ilişkin bir alıntıyı hatırlatacağım kısacık bu gazete yazısında: 1998 yılında Sina Akşin’in (o yıllarda topluma yönelik tarih kitaplarına çok ihtiyaç duyulduğu bir zamanda) derlemesini yaptığı Türkiye Tarihi’nin 3. cildinde yayımlanan bir makalesinde şunları dile getirmişti Zafer Toprak:

“Türkiye’de tarih kimi kez eğitimin her aşamasında değişik görünümlerle okutulan bir derstir. Kuralcı öğrenciye yurt sevgisi aşılamaya yönelik bir uğraştır... Kimi kez tarih popüler bir ilgi alanıdır. Yaşamın her aşamasında geçmiş şu ya da bu şekilde gündeme gelir... Ve nihayet tarih ‘nesnel’ bir konuma oturtularak işlenebilir bir ‘toplumsal bilim’dir. Diğer toplumsal bilimlerle uyum içerisinde gelişen ekonomik modellerden bilgisayara son derece gelişkin yöntem ve amaçları kavrayan bir bilgi dalıdır.” 

Zafer Toprak bu kısacık tanımlamasıyla, yalnızca tarihçiliğin özlenen yön ve yöntemlerle ele alınması gereğini hatırlatmıyor; benim gibi 1959-1963 döneminde geleneksel bakış açılarıyla yetişmiş/yetiştirilmiş birçok tarihçi için ufuk açıcı olabileceğini gösteriyordu aynı zamanda. Tarihin, “tüm darboğazlara karşın, mektepli [akademisyen] birçok tarihçinin bilgi üretme” gayretleri içinde olduğunu da hatırlatıyor, “alaylı tarihçilerin, sosyal ve doğa bilimlerindeki çabaların katkılarını yadsımıyordu. Zafer karartmıyordu yolunu 1980’li ve 1990’lı yıllarda onca darboğazlara karşın. 

Ve şu sıralarda,  Cumhuriyetin 100. yılında, “akademik tarihçiliği kenara itip, üniversiteleri sessiz duruma getirip politik söylemlerle ve medya karalamalarıyla yaratılan” ortamda ne denli ihtiyaç duymaktayız Zafer Toprak gibi tarihçilere, bilginlere, uygar insanlara.  

SALİH ÖZBARAN

EMEKLİ TARİH PROFESÖRÜ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları