Olaylar Ve Görüşler

‘Yüzyılları aşan adam’ın yanıtı: Cumhuriyet kutlamaları - Prof. Dr. Nur SERTER

06 Kasım 2023 Pazartesi

Cumhuriyetin 100. yılında, devlet erkânı resmi törenlerle Cumhuriyeti kutladı. 

Türk ulusu ise ona Cumhuriyeti armağan eden Atatürk’ü kutladı.

Zaten Atatürk’ü görmezden gelerek Cumhuriyet kutlanamazdı... Halkın bilinç düzeyinin ne denli yüksek olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.

‘YAŞA MUSTAFA KEMAL PAŞA’

Caddelerde, meydanlarda sel olup akanların ellerinde bayrak, kalplerinde Atatürk vardı. Çoğunluğu ise gençler oluşturuyordu. Atatürk baskılı tişörtleri ile “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” diye marşlar söyleyen, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykıran bu gençlerin tamamı, AKP döneminde dünyaya gelmiş, onun yozlaştırdığı eğitim sisteminde yetişmiş gençlerdi. Ancak onlar Atatürk’ün izinde yürümekte ne denli kararlı olduklarını Türkiye’ye gösterdiler. 

Ölümünden 85 yıl sonra da olsa Cumhuriyete tüm ilke ve devrimleriyle sahip çıkma mücadelesini 100. yılda da yine Atatürk kazandı.

Milleti bölmek için dini kullananlar, laik-dindar çatışmasını başlatarak ulusal bütünlüğü yok etmeye yeltenenler, etnik ayrılıkları körükleyenler, “Laik olanın Müslüman olması mümkün değildir” diyenler yenildiler.

Oysa milletin ortak değeri olan Atatürk sevgisinden ürktükleri için, milleti bölmeye çalıştıkları gibi 20 yıl boyunca Atatürk’ü de bölmeye çalışmışlar, Kurtuluş Savaşı kahramanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı sahiplenmek zorunda kalıp Cumhuriyetin ve devrimlerin mimarı Mustafa Kemal Atatürk’ü yok saymışlardı.

Bu mayanın tutacağına, bir avuç meczubun Atatürk’e yönelik hakaretlerinin millet vicdanında yer bulacağına da inanmışlardı.

Öyle olmadı... 

Milletini tanıyamayanlara, milletini tanıyan “Büyük İnsan” 100 yıl sonra cevap verdi.

“Yüzyılları aşan adam” diye manşet atmıştı Paris basını, o sonsuzluğa uğurlanırken. Yüzyılları 15 yılda aşmış, Anadolu’nun en ıssız köşelerine bile başka bir ruh aşılamıştı. O ruhu yok etmeye çalışanlara, Kemalizmi tarihin çöplüğüne süpürmeye çalışanlara verilen cevaptı, Cumhuriyet kutlamaları.

100 yıl önce yakılan Aydınlanma Ateşini söndürmeye çalışan, gençlerimizin aklını ve vicdanını yeniden dogmaların esaretine almaya çalışanlara, “aklı, vicdanı, irfanı hür gençliğin” verdiği cevaptı Cumhuriyet kutlamaları.

Devrimin öncüsü olan Cumhuriyet kuşağının yaşamakta, yenilenerek çoğalmakta olduğunun kanıtı, gençliğin emanete nasıl sahip çıktığının gülen yüzüydü Cumhuriyet kutlamaları.

Türk halkı Ata’sıyla gönül gönüle yürüdü, onunla birlikte marş söyledi, onunla taşıdı meşaleleri, onunla çekti halayları, onunla dalgalandırdığı ay yıldızlı bayrağını...

Fransız yazar Claude Farrere; “O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler” demişti. 

Vicdanlarını körleştiren 100 yıllık kini yaşatanlar, elbette Atatürk’ün kutsal emaneti olan laik Cumhuriyetin özgürlük ve demokrasi olduğunu göremeyenlerdir.

BÜYÜK SORUMLULUK

Ancak görenler ve bilenlere düşen sorumluluk da çok büyüktür.

Atatürkçülerin gösterdiği bu şanlı direniş, siyasette yer tutanlar için de büyük ve kutlu bir mesaj içermektedir. Meydanları dolduranları kendi siyasetlerinin destekçisi olarak görmek ve kazanç hanelerine kaydetmek yapılacak en büyük yanlışlıktır.

Siyasetin, Atatürk’ü ihtiyaç halinde kullanıma elverişli bir siyaset figürü olarak değerlendirmek yerine, halkın bu konudaki duyarlılığını görerek kendini yeniden gözden geçirmesine ihtiyaç vardır.

29 Ekim günü Türk milleti, kendini “İkinci Atatürk” sayanlara da Atatürk Devrimlerini savunmaktan mahcubiyet duyanlara da cevabını vermiştir.

Halka rağmen siyaset yapmak isteyenler bilmelilerdir ki her zaman kazanan “yüzyılları aşan büyük adam” olacaktır.

PROF. DR. NUR SERTER



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları