Öner Yağcı

Bu rüzgârı toplayın

04 Kasım 2023 Cumartesi

Uzaylılarca ya da masalların sihirli değneğiyle kurulmadı Cumhuriyet.

Hikmet Özdemir, Etik ve İtibar Derneği’nde yaptığı konuşmada, Cumhuriyetin “etik değerler üzerine kurulmuş bir çağdaş devlet” olduğunu, “dağın ötesini gören bir bilge” olan, “asla hedefinden vazgeçmeyen” Atatürk’ün “Türk milletinin itibarını yükseltmek için” çıktığı zorlu yolculuğun sonucunda doğduğunu söylüyor.

BUGÜN YAŞANAN

20. yüzyıl ezilenlerin emperyalizme karşı savaşımlarının tarihiydi. 21. yüzyılda insanlık dünyadaki eşitsizliği ve sömürüyü çoğaltan küresel emperyalizmle savaşıyor.

Küresel düzen Gılgameş’le, Prometheus’la başlayıp Spartaküs’le, Pir Sultan’la, Simon Bolivar’la, Jose Marti’yle, Mustafa Kemal Atatürk’le, Lumumba’yla, Che Guavera’yla süren insanlığın toplumsal direnişinin belleğinin simgelerini silmeye çalışıyor.

Yıllardır süren düşünsel ve eylemsel bir kavganın, arayışın, birikimin gerçekçi yaklaşımla, doğru zamanlama, doğru örgütlenme ve doğru önderlikle yarattığı tarihsel bir anıt olan Cumhuriyetin bugün yaşadıkları, bana yıllar önce Nâzım Hikmet’in Kuvayı Milliye şehitlerine çağrısını anımsattı:

“Siz toprak altında derin uykudayken/ düşmanı çağırdılar,/ satıldık, uyanın!/ Biz toprak üstünde derin uykulardayız,/ kalkıp uyandırın bizi!/ uyandırın bizi!”

YOL GÖSTEREN BİLİNÇ

“Hayat yalnızca geriye dönük bir şekilde anlaşılabilir ama ileriye dönük bir şekilde yaşanmalıdır” diyor Soren Kierkegaard.

Yurttaşlık bilinci, tarih bilinci, dil bilinci başta olmak üzere dünü doğru algılayarak ve dünün birikimini bağrına basarak gelecek yolculuğuna çıkan Cumhuriyet, yarattığı değerlerle, kurumlarla kullar topluluğunu yurttaşlar toplumuna dönüştürme savaşımını kurulduğu günden beri sürdürüyor.

Bilincin kurumlarına örnek mi? Sayfalar yetmez: Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Halkevleri, Köy Enstitüleri...

İKİ AYRI DÜNYA

Paris Düşerken ve Fırtına romanlarında öncesinden başlayarak II. Dünya Savaşı Avrupa’sını anlatan İlya Ehrenburg, üçlemesinin son romanı olan Dipte Gelen Dalga’da, savaşın bitiminden sonraki yılları anlatırken özgürlük, barış arayışını sürdürenlerin karşılaştığı yeni sorunları aktarıyordu.

Soğuk savaş koşullarında iki ayrı dünya birbiriyle ve kendi içindeki sancılarla boğuşmaktadır.

Bizde “Amerikan rüyası” başlamıştır, bugünlerdeki “Amerikan Yüzyılı” gibi...

ÇAĞRILAR

Ozanların sesine kulak verelim:

Victor Hugo: “Sesin dünyanın tek umudu/ Senin aydınlık, derin sesin/ Ey büyük, kardeş halk.”

Langston Hughes: “Yönetemez bir insanı hiç kimse/ O insanın rızası alınmadan.”

Pablo Neruda: “Zulüm, acı, ölüm şu bu,/ bir anda gizlerse de tohumu/ Ölmüş gibi görünürse de halk/ Döner gelir elbet bir gün.../ Kavuşur baharına toprak,/ Kızgın eller dağıtır ağır havayı.”

Paul Eluard: “Her acının sonunda açık bir pencere vardır/ Aydınlık bir pencere.”

CUMHURİYET RÜZGÂRI

Cumhuriyet rüzgârı esiyor, “Aşk olsun Emine öğretmen” dedirterek esiyor.

İnsanlar, yurdunu ve Cumhuriyeti sevdiklerini daha nasıl göstersin?

İnsanlar daha ne yapsın ey siyaset?

Hiç değilse “Çiğnenmiş halk haykırışına dayayın kulaklarınızı” diyen Miguel Hernandez’e kulak verin:

“Uluslar, insanlar, dünyalar/ korkuyla soluyan ağızlardan/ çıkan bu rüzgârı toplayın.”

Haydi, “bu rüzgârı toplayın”.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Edebiyat direniştir 27 Nisan 2024
Eğitim ve kitap 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları