100 yıl hesaplaşması 4: Cumhuriyet ve Aydınlanma el ele, başka türlü olamazdı

02 Kasım 2023 Perşembe

Cumhuriyet bizim için, evet ulus, yurttaş, kadın devrimi, bilim, akıl ve bilimsel eğitim demektir; ama aynı zamanda ve zorunlu olarak Aydınlanma hareketi... Bunun temel taşlarını aslında, Cumhuriyetin ilanından hemen dört ay sonra kabul edilen Öğretim Birliği Yasası, iki yıl sonra kabul edilen Medeni Yasa ve hemen arkasından Yeni Türkçe alfabe oluşturdu.

Bu kadar değil, Aydınlanma hareketinin kapsayıcılığı artarak sürdü.

1933 Üniversite Reformu ile ilk modern üniversite kurulacak; daha sonra dünya eğitim tarihine bir ilk olarak, fırsat eşitliğinin en büyük devrimi bile sayabileceğimiz, ülkenin en geri kalmış bölgelerinde, bizzat köylerde, ülke çapında Köy Enstitüleri kurulacaktı.

BÜYÜK BİLGİ SEFERBERLİĞİ

Halkın her türlü konuda eğitimi için, örneğin tarım üretiminde pratik bilimsel bilgiler, radyo konuşmaları, halk eğitim merkezleri, ilkokulların yaygınlaşmasına kadar eldeki olanaklar seferber edildi... Temel ve sosyal bilimler üzerine popüler kitaplar, felsefe kitapları, pratik hayata ve üretime yönelik mesleki bilgi ile beceri kazandıran kitaplar yayımlandı.

Mesela 1930’lara kadar tabiat ve insan, arzın menşei ve geçirdiği evreler, az masrafla 250 fizik ve kimya tecrübesi, ilim ve faraziye, ilim ve usul, insan bedeni... 1930-40 arası Kristof Kolomb, Pastör, Darwin, Marie Curie... 40-50 arası büyük matematikçiler, bilim felsefesi, bilimin değeri...

HBT’nin 394. sayısında yayımlanan (Cumhuriyetin 100. Yılı Özel Sayısı) yakınlarda kaybettiğimiz bilim tarihçimiz Osman Bahadır’ın “Türk Devriminin Özgün Yapısı ve Aydınlanmaya Can Verenler” başlıklı önemli yazısında, Aydınlanmanın öncüleri olarak şu isimler sayılıyor:

Atatürk, İsmet İnönü, Yusuf Akçura, Sadri Maksudi Arsal, Fuat Köprülü, Mustafa Necati, Reşit Galip, Cevat Dursunoğlu, Mahmut Esat Bozkurt, Mehmet Emin Erişirgil, Mustafa Şekip Tunç, Kerim Erim, Ratip Berker, Mehmet Refik Fenmen, Hilmi Ziya Ülken, Adnan Adıvar, Salih Murad Uzdilek, Mehmet Emin Kalmuk, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Falih Rıfkı Atay, Yunus Nadi, Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç, Macit Gökberk, Niyazi Berkes, Aydın Sayılı, Reşat Nuri Güntekin, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Nâzım Hikmet, Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Muhsin Ertuğrul.

Hasan Âli Yücel’in Aydınlanma’da rolü çok büyüktür: Doğu ve Batı klasiklerinden 500 kadar eseri Türkçeye çevirtmesi, Türkiye’nin düşünce hayatını derinden etkilemiştir ve bu eserler hâlâ yayımlanmaktadır.

‘CEHALET BİR OSMANLI GERÇEĞİ’

Aydınlanma hareketinin bu öncüleri, toplumu karanlıktan çekip çıkarmak ve çağdaşlığa ulaştırmak, insanı kul olmaktan çıkarıp birey-yurttaş olmasını sağlamak, ümmetten millet yaratmak için büyük emek verdiler, bilim ve araştırma dünyasının kapılarını açtılar, o dönemin heyecanını bizler düşleyebilir miyiz, o dönemin ruhu ile empati yapabilir miyiz, bilmiyorum.

Doğan Kuban bilge, “Cehalet boş bir sav değil. Bir Osmanlı gerçeğidir” der. Evet özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun bize kalan çekirdek nüfusu ümmet ve biat kültürü içinde yüzyıllarca yaşadı. Onların bilgiye, farklı fikirler ileri sürmeye, yaratıcı olmaya ihtiyacı yoktu. Okuma yazma bilmeye de... Sadece kul olmaları, Saray’a biat etmeleri, savaşta asker olmaları ve gerektiğinde topluca ölmeleri, tarlada üreterek sarayı ve imparatorluğu doyurmaları yeterliydi.

YENİ İNSAN-YURTTAŞ

Atatürk ve arkadaşları bu çekirdek nüfusu devraldı, Kurtuluş’u onlara dayanarak gerçekleştirdi. Dünyanın en zor işine, bu nüfusla bir millet-ulus, bağımsızlık yaratmak, büyük bir devrimi gerçekleştirmek için soyundu.

Laiklik, Aydınlanma hareketi, bilimsel bilgi, okuma yazma, dünyanın fikir hayatıyla tanışma, yepyeni bir ülkenin yaratılmasında başrolü oynadı.

Yeni bir insan-yurttaş türü ülkenin kaderini değiştirdi ve bugün Cumhuriyet artık asla geri döndürülemez bir içerikle insanımızla içselleştirildi.

Peki yaşadıklarımız ne?

Devamı yarın!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları