Özdemir İnce

Taksim Komünü

03 Mayıs 2024 Cuma

1 Mayıs günü Saraçhane’den simgesel Taksim Meydanı’na yürüyen emekçileri televizyonda izlerken 1966 yılı 1 Mayıs’ında Paris’te Saint-Michel Bulvarı’nda yoldaşlarla birlikte “Muguets, demandez messieux-dames, muguets” diye diye müge sattığımızı anımsadım. Beyaz müge çiçeği baharın ve devrimin simgesidir. Pek genç de değildim 29 yaşımdaydım ve Türkiye’de yapmam olanasız bir gösteriye katılmak istemiştim.

Paris Komünü’nden devşirerek Taksim’i artık “devrim”in simgesi olarak ilan ediyorum. Paris Komüncüleri (Communards) 1871 yılının 18 Mart-28 Mayıs tarihleri arasında Paris Komünü adlı bir sosyalist oluşumla iktidara geldi. Bizim ilk Meclis hükümetimizin (23-24 Nisan 1920) ilham kaynağıdır. Komünün yıkılmasının ardından komün üyelerinin yaklaşık 20 bini ilk hafta içinde infaz edilmiş, yaklaşık 7 bin 500 kişi hapse atılmış veya denizaşırı sömürgelere sürgüne gönderilmiştir. 1880 yılında genel af ilan edilse de önde gelen komün üyeleri af kapsamına alınmamıştır. Paris Komünü, devrimci emek hareketleri için son derece önemlidir. Paris Komüncülerinin Kiraz Zamanı (Le Temps des cerices) adlı şarkısı vardır. Şiiri 1866’da Jean Baptiste Clément yazmıştı. Bu şarkıyı en iyi Yves Montand söyler. Taksim Komüncülerini televizyonda izlerken onu dinledim. (Google’da bulabilirsiniz.) Bir gün gelecek hükümetin Taksim Komüncülerini engelleyen polisleri de devrimcilere katılacaktır.

Benim de Kiraz Zamanı (1968 May Şiir Ödülü) adlı bir kitabım vardır. Aşağıda okuyacağınız şiir benim Kiraz Zamanı’mdır.

***

KAVUN ACISI

Bu kavun acısı gelecektir

bu kavun acısı geçecektir

demir tavını bulacaktır

ağır kuru ve gebe bir sesle

çekiç örse vuracaktır

karımın devsel yeşil gözleri

öfkenin şiirini yazacaktır

 

Kavun acısı

kışın ilk sesidir camlarda

yazın boş bir okul avlusunda

birikmesidir,

unutulmuş bir kalemdir öğretmen

masasında

gülen ayvadır ağlayan nardır

bir umut sürgünüdür Dicle boyunda

kavun acısı gelecektir

kavun acısı geçecektir

kırağı gibi dalların üzerinden

bir al turna gibi tüfeğin önünden

su gibi damlayacaktır

ve dağlayacaktır yalım gibi

kavun acısı geçecektir

kiraz zamanı gelecektir

 

Çünkü

saat çalışır ve tamamlar günü

bir kan damlar kaldırımın üzerine

bir daha bir daha damlar

acı yağmur suyuna karışır

bir adam durur direğin dibinde

boynu kıldan ince bir adam

saat vurur yürek atar kan damlar

atar sigarasını adam ezer böcek gibi

atar sigarasını adam ezer yazgı gibi

atar sigarasını adam, çünkü

bir yerlerde beyaz mügeler açmaktadır

incir sütü biber gibi yakmaktadır

ak döşekler diken gibi batmaktadır

dağlar dağlar dağlar çağırmaktadır

 

Türkünün yurdu insanın yüreğidir

türkünün yüreği insanın belleğidir

onlar senin türkünü anlamazlar

türkün bütün sularda yıkanmıştır

bütün otların ince tadını bilir

bütün zindanları özgürlüğe çevirmiştir

onlar senin türkünü anlamazlar

çünkü onlar

gak deyince et

guk deyince su isteyen

Anka’dırlar

 

Kavun acısı geçecektir

kiraz zamanı gelecektir

bu kütük çiçeğe duracaktır

karım devsel yeşil gözleri

öfkenin şiirini yazacaktır.

(Aydın, 1967)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Vehbi’nin kerrakesi 17 Mayıs 2024
Anayasadan önce 12 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları