65 yaş üstü çocuklar

04 Nisan 2024 Perşembe

Gülten Akın gibi söylersem, “Sonra işte yaşlandım”. Üç yıl önceki salgından bu yana 65 yaş üstü diye anılır, ayrıştırılır olduk. 65 yaş üstülük kafakâğıdımızla eşleşti, şımarma lüksümüz sıfırken çocuklaştığımızı düşünenler var. Hem kendimiz hem ülkemiz için çalışarak, bastığımız yerin, içtiğimiz suyun vergisini peşin vererek çocuklarımızla büyüdük. Çoğumuz yalanla doğruyu ayıklayabilecek denli deneyimliyiz. Kimimiz ara ara şamarını yesek de devleti temsil edenlerin çoğunun algılayamadığı ölçüde devletçiyiz. Kimimiz de eşe, babaya, patrona, çıkara, iktidara programlıyız. 65’i aşana dek yaşadıklarını toplayıp çıkarabilene ne mutlu!

Salgın bitti mi, bilmiyoruz; mikropların ölmediğini biliyoruz. Mikrop dadandığı yeri çürütüp hastalandıran, gözle görülemeyen bir canlı. Gözle görüleni de var. Havaya karaya, doğaya tarihe, yaşlı genç tanımadan kadına çocuğa kötülüğü dokunan, elimizden su içen canlara zarar veren de bir canlı, bir tür mikrop. Bu türü de gireceği kafayı bedeni, toplumsal yapıları buldu mu, hızla yayılıyor; toplumsal mikroplanma, kimyasallarla bile temizlenemiyor.

Salgın tutsaklığı uzar, maske kolonya beklerken mikropları, en çok da çocukları düşündüm. 65 yaş üstülükler sokaksız, onlar okulsuz kalmıştı. Biz ekmeği şımarabildiklerimizden alıyorduk, onlar televizyonla eğitiliyordu. Haftalar sonra kapılar açıldı; insan dolmuşu otobüsü özler mi, durağa koşarken çocuklaşmıştım. Çocuklar isterse okula gidebilecekti. Renk renk, taşlı tuşlu maske satışı dışında yaşam durmuş, ruhun yelpazesi müzik susmuştu. Maskeliydik. Sağlık, eğitim ve ekonomideki sorunlar da maskelenmiş, 65’i deviren çocuklar cumhuriyete bulaşan mikroplarla savaşımda öncü ve etkin olamayınca, fatura çocuklara kesilmişti.

1980’de laik cumhuriyetin başına bela olan 12 Eylülcüler 1982 Anayasası’yla 1997’de başlatılan sekiz yıllık kesintisiz eğitimi de gölgeleyerek ilkinden yükseğine bütün okullara dinci siyasayı sokuşturdular, denetlenmeyen Kuran kurslarına fener tuttular. Dincilerin sözde ışıklı kursları yaygınlaşmaya başladı. MEB’in başına kim geçse bilimsel eğitimi değil, parti programını uygular oldu. 2000’e gelindiğinde MEB’i parti programı da kesmedi; öğretmensiz okulların bir bir adı değiştirildi, onlarcası imam hatibe dönüştürüldü. Salgın günlerinde öğretmene, okula uzak kalan çocukları, bu kez başka bir salgın kuşattı.

2024’teyiz. Uğur Mumcu’nun deyişiyle, “imam sarığını seçim sandıklarına sarıp siyaset meydanlarına çıkanlar” özellikle çocuk ve gençlere yoğunlaşıyor. 65 yaş üstülükler orda burda hâlâ maskeli; ulusal eğitimi dinsele çeviren karşıdevrim, çocuk ve gençlerin gözüne aklı, bilimi, sanatı perdeleyen maskeler takıyor. Maskeli eğitimle çocukken çocukluğu alınanlarla 65 yaş üstü olanlar yer değiştirmiş durumda. Enseyi karartmalı mıyız?

Hiçbir zaman karamsar olmayacağız! 65 yaş üstülüklerin çoğu cumhuriyetin okullarında Mustafa Kemal Atatürk’ün tinsel kalıtı akla, bilime inanan öğretmenlerle yetişirken her yaşta, özgürce çocuk olabildiler. Kimi 65 yaş üstülükler de aklı, bilimi yadsıyan karşıdevrimin ocağında “imam sarığını seçim sandıklarına” sara sara kazanılan maddi-manevi güçle çocukluğu tatmadan iktidar oldular. Sözlüklerine laiklik girmezken seçimden seçime dil ucuyla Atatürk, cumhuriyet diyor, “Nutuk” dağıtıyor; birikim, deneyim, özveri, görgü yoksulu siyasayla 65 yaş üstü olan olmayan tüm çocukları kendilerine benzetmeye çalışıyorlar.

Söylenecek söz çok...

Görgülü kuşlar gördüğünü işler; görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hey, nece konuşuyorsun? 18 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları