Çocukları rahat bırakın

21 Mart 2024 Perşembe

Sokaklarda, dolmuşta otobüste, çarşı pazarda, ekranlarda yurttaşların çoğu, çocuklar bile benzer sözlerle yakınıyor; kimi de hem yakınıyor hem yandaşlıktan vazgeçmiyor. Ekmek derdi, derde yol açanları sorgulatmıyor. Ana babalar, kindar dindar masalıyla çocuklarına kurulan ÇEDES medes tuzaklarını göremiyor. 

Anası 54 liradan 44’e inen portakala uzanınca, 11-12 yaşındaki bir çocuk, “Yemeklik alalım” diyor. Öteki anne bir iki yumurtayla patatesi ezip salça, maydanoz naneyle çoğaltıp çocuklara günaşırı “sandviç” yapıyormuş. 

Haber gerçek de asparagas da olsa kadını erkeği, yaşlısı genci ucuz peynir, üç beş ekmek, bir kg et, bulgur pirinç için anında sıra oluşturuveriyorlar. 

Bu iktidarla on yaşında tanışan anne, “Anam beslenme çantama bir şeyler koyardı. Zeytini, domatesi saymazdık. Bebelerimin zeytini, çantası yok?” diyor.

O, ilkokulu bitirmiş; kızının okumak istememesinin nedenini, 4+4+4’lük sözde eğitimin amacını anlayamıyor. 

Evlat acısı küllenmeyen ninenin öksüzü, TV’de gördüğü maket mezarı unutamıyor, “Ya, bizimkinden ölü çıkarsa!” diye okula gitmek istemiyormuş.

Çocukların başat gereksinimi salt aş ekmek mi? 

Biri diyor ki, “Çoluk çocuğun, torunun mu var, sana ne?” Sende çoluk çocuk, torun morun hepsi varsa, seninkilerin eğitim, yeme içme, giyinme, kitap, oyun oyuncak, ulaşım, tatil sorunu yoksa... Çocukken çocuk olamayanların mutsuzluğunda hiç payın yok mu?

Ağacın kurdu içinde olur. Toplumu sıkıntıya sokan benbenciler, dar görüşlü anlayışsızlar değil mi? Adamsendeciliğin toplumsallaşmasına öfkem derin! 

Yönetenlere, özellikle Milli Eğitim Bakanlığına, aydınımsılarla basının bir kesimine ve tuzu kuru olanlara göre çocuklar belli günlerde yaşamın öznesi, perde arkasında da ülkenin başta gelen sorunudur. Cumhuriyetin 100’üncü yılında ÇEDES dedikleri laik cumhuriyete tepki tasarısı, çocukların başına basarak toplumu dinsel yönetime yürütme eylemidir. 

ÇEDES’in kapı açıcısı MEB, yer göstericisi Gençlik ve Spor Bakanlığı, kurgucusu Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Kuruluş amacını yok sayan Diyanet, toplumsal umarsızlığı ve çocukları kullanarak laikliği silecek din ağırlıklı sistem kurgulamaya çabalıyor. Ulusal-evrensel değerlerden tek harf, bilimsel sanatsaldan iz toz olmayan MEB’in bilgisunar (internet) sayfası da özene bezene laik eğitimle hesaplaşmak için tasarlanmış durumda. 

Cumhuriyete duyarlılığın yüksek ya da sınırda olduğu il ve ilçelerde çocuklar üstünden toplumun dinsel duyguları kaşınıyor. İnsafı vicdanı çölleşenler, öksüzü yetimi düşünmeden maket mezar başındaki çocuklardan anneye ağıt yakmasını istiyorlar. Belli ki bir öksüzün başını hiç okşamamışlar; okullardaki göstermelik iftar sofralarında çocuğa yedirdikleri iki lokmayla toplumu kandırıyorlar.

ÇEDES’çilerin, her inançta ana direğin düşünsel-bedensel temizlik olduğunu bilemeyecek, hatta çişini tutamayacak yaştaki çocukları niçin ite kaka camiye sürüklediğini... Zaten okula aç gelen, kahvaltı, sahur sofrası göremeyen çocuğu oruca zorlamanın, kâğıttan kurban kesme gösterilerinin nedenini biliyoruz. Çocuğu sabırla sınama numaralarını da biliyoruz.

Amacı “çevreme duyarlıyım” yalanı olan ÇEDES projesi çocukları akıldışı saçmalıklarla yüzyıllar öncesine taşırken demokratik, ekonomik yanlışlardan büyük payı çocuklar alıyor. MEB, Diyanet ve tarikatların çevre duyarlılığı zeytinlikleri, dağları karartan Teksaslı çavuşları kapsamıyor.

ÇEDES’çiler, toplumsal sinir ve sınırları zorluyor.

Mustafa Kemalce düşünenler, demokratik haklarını kullanmakta gecikmemeli! 




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hey, nece konuşuyorsun? 18 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları