Cumhuriyet’in dev düzeltmenlik kadrolaşması...

12 Aralık 2023 Salı

Adnan Özyalçıner’in, gururla, Nadir Nadi’nin 1959 yılındaki çağrısı ile 212 sayılı yasamız üzerinden kadroya alınması ile başlayan, yaklaşık 22 yıllık Cumhuriyet gazetesi düzeltmenlik servisi çatısı altındaki tanıklıklarını anlatmak, paylaşmış olmanın mutluluğu ile, içerikleri dopdolu, bir o kadar “güle oynaya” izlenimi veren tanıklıklarını, çeşitlendirerek paylaşıyor. Toplumsal birikim, deneyimlerin ustalığı tam da böyle bir şey değil midir?

Sakın Nadir Nadi’nin, Adnan Özyalçıner’i tanıyarak, edebiyat fakültesi öğrencisi kimliği ile işe aldığı gibisinden bir yanılgıya kapılmayın... Cumhuriyet’in Atatürk’ün İstanbul’daki Aydınlanmacı gazetecilik işlevi için dilekleri ile, Yunus Nadi’nin ilk köşe yazısında çizdiği ilkeler çerçevesinde, bağımsız, üstlendiği toplumsal sorumlulukların gereklerini yerine getirecek bir Cumhuriyet için tartışılamaz ilkeler söz konusudur. Bildiğiniz bugünün patronları için söz konusu olamayacak, her işin bilen kadrolar elinde olabilmesinin önünü açmaktan geçmektedir.

Söz konusu yıllarda Burhan Felek, Hamdi Varoğlu, Doğan Nadi, Nadir Nadi... İçlerinde yazılarını Osmanlıca yazmaları gerçeği de bir yanda, içerik üzerinden kültürleri yetersiz kalsa da Osmanlıcayı çok iyi bilen, ancak yorumlamada yetersiz kalabilecek çeviri yapan kadrolarla çalışmak zorunluluğunda değişim arayışları ön planda...

Cumhuriyet’in yönetim erki, uzmanlarla çalışma arayışları içinde, Cumhuriyet, okurlarına öz Türkçe dille ulaşması çabalarında daha çok kadrolaşma gereksinimi içindedir. Nadir Nadi, Türk Dil Kurumu bilim insanlarından yardım ister. Önerileriyle edebiyat fakültesi öğrencisi Özyalçıner’in alınmasıyla, çok zengin bir dil bilimci kadrolarının Cumhuriyet gazetesinde göreve başlamaları halkaları oluşur. Kemal Özer, Konur Ertop, Doğan Hızlan, Atilla Özkırımlı, Refik Durbaş... Yaşar Kemal’in tanımlamasıyla; “Cumhuriyet Akademisi”nin oluşması hız kazanır...

Cumhuriyet öz Türkçe dilin gelişmesinde öylesine özenli, güçlü bir kadrolaşmayı gerçekleştirmiştir ki... Çok sonraki yıllarda Vedat Türkali’nin Cumhuriyet’in düzeltme kadrosu çalışma düzeninin aktaracak bir romanı için, benimle günler süren görüşmeler yapma gereğini duymasına şaşırmıştım. Düzeltmenlerin sorumluluk görevlerinin başına konan ilkeler arasında, Türkçe kullanımların yanlışlıklarının da düzeltilmesi vardır. Çalışanlar, aralıksız Türk Dil Kurumu ölçüleriyle Türkçeyi kullanma dersleri, kurslarından geçirilmişlerdir...

Söyleşimizde elbette Elif Naci, Agop Arad gibi çok değerli kültür insanlarımızdan, iç işleyişe renk katan çok renkli anılar da vardı. Nadir Nadi’nin, doğrudan yakından tanıdığı Fahrünüsa Zeyd ile (Sultan eşi dünya çapında ünlü ressamla eşinin ölümünün ardından geldiği ülkemizde özel röpartaj yapmasını eşi Senur Sezer’e önermesi de var.) Kadın gözüyle, sanatçı iki kadının, buluşmasının dünya ölçeğinde ilgi toplaması.. Senur Sezer’in de dışardan Cumhuriyet’in çok sayıda kültür ekinde aralıksız yayımlanan sayfa röportajları...

Gazetecilik etiği sorumlulukları üzerinde Cumhuriyet gazetesinde gece sekreterliğinde başlayan onurlu, dik duruşlarıyla damgasını vuran, Nadir Nadi’nin gönlünde de taht kuran, 1970’li yılların aile içi darbe operasyanu sonrası yaşananlardan sonra da “Yazarların yönetime katılmaları” ilkelerinin çalışılmasında başı çeken Oktay Kurtböke’den çarpıcı örnekler. Bir tekini paylaşmakla yetinmek zorundayım... Gece yarısına yaklaşılmış, Talat Aydemir darbe yapmış, Ali Elverdi darbeyi önleyemeyebilir. Oktay Kurtböke, Adnan Özyalçıner’e Ankara baskısına doğru haberi verebilmek yolunda danışıyor. Sonunda riski ortadan kaldırmak üzere çözümü kendi buluyor. Biri Aydemir’in kaldığı, diğeri Elverdi’nin sonuç aldığı üzerinden iki ayrı matris Ankara’ya yola çıkarılıyor, sonuca göre baskıya doğrusu yetiştirilmiş oluyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları