Muhafazakâr açmaz!

28 Aralık 2015 Pazartesi

Ülke yeni yıla muhafazakâr açmaz diyebileceğimiz bir düşünsel tıkanmışlıkla giriyor.
Önde gelen düşünürlerinin özenle belirttiğine göre muhafazakâr hareket, siyasette ve ekonomide yani sermaye birikiminde çok başarılıdır; buna karşılık iki alanda entelektüel ve ahlak alanında hazin bir gerileme yaşıyor.
Bunun nedeni AKP iktidarının içine sürüklendiği güç zehirlenmesiymiş.

Özgürlüğe bozuk!
Öncelikle belirtelim ki muhafazakâr düşüncenin ana sorunu hiç de güç zehirlenmesi değildir; özünde özgür düşüncenin yerinin olmamasıdır.
Muhafazakâr düşüncenin özünde özgürlük olsaydı, güç zehirlenmesi de, entelektüel ve ahlaki çöküntüler de görülmezdi. Özgürlükçü süreçler işleseydi, bunlar gücü dizginler; eleştiri ve özeleştiri süreçleri düşünceye dayalı yaratıcılığı geliştirir; böylelikle bilime ve sanata şaşı bakılmaz ve bu temellerin varlığı ahlaklı davranışı kaçınılmaz kılardı.
İşin gerçeği, bu düşünce tarih boyunca hiçbir zaman özgürlükçü olmadı.
Muhafazakâr düşüncenin günümüzde de örnek alınması istenen kişilerinden biri olan Sadrazam Sait Halim Paşa, başından beri meşrutiyet fikrine karşı çıkmış ve muhafazakâr Tercüman gazetesi tarafından 1970’te 1001 Temel Eser kapsamında yayımlanan “Buhranlarımız” adlı yapıtında, 1908’de yeniden yürürlüğe konulan Kanuni Esasi’nin (anayasa) içtimai hal ve mevkiimize uygun olmadığını öne sürmüştür (s.45-71; başarılı bir araştırma içinde aktaran Cangül Örnek Türkiye’nin Soğuk Savaş Düşünce Hayatı”, Can Yayınları, 2015; s.312).
Sonra, 1970’te, ABD destekli muhafazakâr Adalet Partisi (AP) tek başına iktidardaydı. Bu partinin genel başkanı da olan başbakan, bu anayasa ile ülke yönetilemez, diyerek ve aynı görüşü neredeyse aynı sözlerle paylaşan zamanın Genelkurmay Başkanı ile el ele vererek ülkeyi 12Mart 1971 karanlığına iteledi. Özgürlükçü 1961 Anayasası’nı yok eden, ülkeyi yıkıma sürükleyen ve bugüne getiren gelişmelerin kapısını ardına kadar açtı. Sonrası biliniyor.
Şunca yıllık AKP iktidarının başındakiler yüz yıl öncesinin ağzıyla bu anayasa ile ülke yönetilemiyor diye yeri göğü inletiyorlar! Özgürlük istemedikleri kesin; istedikleri başkanlık sistemi ise bir sır. Her şey bir tarafa meşrutiyete bile karşı çıkanların düşünsel torunlarından çağdaş cumhuriyetçi olur mu?
Bu soruya, yıllarca AKP havuzuna su taşıyan şimdilerde de aldatıldık, kandırıldık diyenler yanıt vermelidir.

Yeni Yılda, yeniden…
Muhafazakâr açmaz, ülke siyasetinin tamamının açmazına dönüşmüştür. Çünkü siyasetin AKP dışındaki oyuncuları, daha çok oy alırız beklentisiyle, tüm uyarılara aldırmadan, partilerini muhafazakârlaştırdılar. AKP dışındaki ana akım bu büyük yanlışını yeni yılda görebilecek mi?
Yeni yılda üstesinden gelinmesi gereken asıl açmaz budur.
Dahası, ülkenin düşünce dünyası, tökezlediğini savunucularının bile gördüğü muhafazakâr düşüncenin boğucu kısırlığından kurtularak, özgürlükçü, eşitlikçi ve barışçı bir seçenek üretebilecek mi?
Yoksa AKP’nin son günlerde ODTÜ’ye (Orta Doğu Teknik Üniversitesi) yöneltilen temelsiz çok ağır saldırılar örneğinde olduğu gibi muhafazakâr açmazın henüz ele geçiremediği bilimsel kurumların da yok edilmesine seyirci mi kalınacak?
Bu ağır sorular ve muhafazakâr açmazdan çıkışın yılı olması dileğiyle, yeni yılınızı kutlarım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları