Depremzedeler yüzleri soğuktan yara içinde, titreyerek çadır beklerken Kızılay’ın AHBAP’a çadır sattığı, gazetemizin yazarı Murat Ağırel tarafından belgelendi. Bu utanç verici durum karşısında Kızılay Başkanı Kerem Kınık ise “İstifa edecek misiniz” sorusuna, “Ortaya böyle bir başarı konulmuşken goygoycuların lafı ile hareket etmem” yanıtını verdi!

Stadyumlar futbol maçlarında “Hükümet istifa” sloganlarıyla yankılandı. Bunun üzerine Beşiktaş’tan istifa eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Hükümeti istifaya davet etmek, tribünlerde siyasi kaosa heves etmek, bir avuç holigana sipariş verilmiş zillet komplosudur” dedi.

Deprem bölgesinde yaşananlara dair eleştirilere Erdoğan, “Günü geldiğinde tuttuğumuz defteri açacağız” diyerek; AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise “Bunları not ediyoruz” diye tehdit savurarak, daha önceki felaketlerde de yaptıkları gibi insanları korkuyla sindirmeye çalıştılar. 

İstiyorlar ki...

İnsanlar günlerce yardım gelmediği halde, susup şükretsin, daha enkazlar kaldırılmadan beton dökme çalışmaları gündeme getirilsin, hükümetin beceriksizliğine, başarısızlığına, piyasacı ve özel sektör odaklı politikalarına, tarikatlar ve cemaatler ile yaptığı işbirliğine tepki gösterilmesin.

Vatandaşı enkaz altında bırakanlar, imar aflarıyla çürük binalara geçit verenler sorgulanmasın.

İçinde canlı hayvanlar varken bina yıkım kararı verenlerden hesap sorulmasın.

Yok olan kentlerin ve tarihsel mirasın bedelini kimse ödemesin.

Bütün bu yıkımın üzerine yine beşli çeteler üşüşüp ceplerini doldursun, deprem bölgeleri kâr uğruna peşkeş çekilsin, yerli ve yabancı tekellerin oyun alanı olsun.

Ve buna karşın muhalefet de eleştiride bulunmasın.

Bağımsız gazeteciler gerçekleri söylemesin, yazmasın.

AKP’li cumhurbaşkanı bölgeyi ziyaret edip insanların eline para sıkıştırınca alkışlansın.

21 yıldır bu ülkeyi yöneten bir parti olarak AKP hiçbir sorumluluk almasın.

Ama artık bu isteklerinin hiçbiri olmayacak!

Bu yıkımın sorumluları ile helalleşmeyeceğiz!

Çünkü depremle birlikte halk, AKP iktidarının bedelini kendi canıyla ödediğini bir kez daha çok acı bir şekilde gördü. Her canlının, insan ve insan dışı hayvan olarak sadece bu dünyaya gelmekle kazandıkları en temel hakkın, yaşam hakkının yok edildiğini anladı. 

Artık insanlar Türkiye’de, içinde bulundukları binaların kendilerine mezar olabileceği duygusuyla baş etmeye çalışıyor. 

Yapıların depreme dayanıklı olmaması, 1950’lerden beri süregelen gecekondulaşma ve imar rantının eseridir elbette ama AKP’nin bu yıkımdaki sorumluluğu da tartışılmayacak kadar nettir; yıkılan yapıların önemli bölümünün 2001 sonrasında yapıldığı ortadadır. Deprem sonrasında yardım çalışmalarının yetersizliği ise tamamen AKP iktidarının devlet mekanizmasında yarattığı ağır yozlaşmanın sonucudur.

Yitip giden canları geri getirmek mümkün değildir ne yazık ki ancak bunun siyasi bir bedeli olacaktır. Türkiye, 6 Şubat 2023’ten sonra artık eski Türkiye değildir. 

“Gün siyaset yapma günü değil” diyen Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak’a taraftar grubu 6. Bölge’den verilen tokat gibi yanıt, halkın yanıtıdır: 

“Siyaset yapmıyoruz diyerek iktidarın payandalığını yapan kravatlıları uyarıyoruz. Kravatlıların aldığı karar tribünleri etkilemez! Biz halkın takımıyız ve halkın yükselttiği tepkinin yanındayız. Korkmuyoruz ve boyun eğmiyoruz!”

“Tüm olumsuz şartlardan dolayı ilk gün Adıyaman’da arzu ettiğimiz kadar hızlı bir çalışma yapamadık. Bunun için helallik istiyorum” diyen Erdoğan’a halkın yanıtı budur:

Bu yıkımın sorumluları ile asla HELALLEŞMEYECEĞİZ!

HÜKÜMET İSTİFA diye haykırmak her vatandaşın hakkıdır!