Olayların Ardındaki Gerçek

Ekonomi ve Güven

19 Haziran 2023 Pazartesi

Erdoğan’ın ekonomi alanında “Faiz sebep, enflasyon neticedir” sloganıyla ısrarla yürüttüğü ekonomi modelinin ne derece olumsuz sonuçlar getirdiği açık seçik biliniyor.

Bu modelde faiz düşürülüyor, döviz kurunun yükselmesine olanak tanınıyor; böylece iç talebin artacağı, ihracatın yükseleceği, ekonominin güçleneceği sanılıyordu. Bu hayal ürünü modelin faturası çok acı oldu.

Döviz kurunu sabit bir düzeyde tutabilmek için Merkez Bankası (MB) elindeki dövizi satmak zorunda kaldı, rezervler eridi ve eksi duruma düştü.

Seçim sonrası ekonominin düzeltilmesi için Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirildi. İş dünyası Şimşek’e güvense de uygulamalar konusunda kuşku taşıyor.

Erdoğan, Azerbaycan dönüşü yaptığı açıklamada, “Hazine ve maliye bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası’yla beraber almasını kabullendik” dedi.

Erdoğan bu sözleriyle, Merkez Bankası’nın faiz artırımına karşı çıkmayacağını belirtmek istiyor, daha önce ısrarla uyguladığı “Ben ekonomistim”, “Faiz sebep, enflasyon neticedir” düsturundan vazgeçmiş görünüyor.

Bu sözlere bakılarak yanılma olmasın. Çünkü Erdoğan’ın Şimşek’le ilgili yukarıdaki açıklamasının bir üst cümlesi şöyledir: “Cumhurbaşkanlığı’nın faiz politikasında ciddi bir yanılgının içine düşülmesin. Ben burada aynıyım.”

Bu açıklamadan nasıl bir anlam çıkaracağız? Erdoğan bu konuşmasıyla, “Ben bildiğim noktadayım ama Şimşek’in şu andaki düşüncesine destek veriyorum” diyor. Bu destek ne kadar sürecektir? İş dünyasını ve ekonomi bürokratlarını kuşku içinde bırakan temel nokta burasıdır.

Şimşek’in görevi aldığı günden bu yana bir aya yakın bir süre geçti. Merkez Bankası dışında stratejik makamlara henüz atama yapılamadı hatta maliye bakan yardımcıları bile belirlenemedi. Erdoğan’ın eski uygulamaları nedeniyle maliye bürokrasisinin görev kabulünde isteksiz olduğu ileri sürülüyor.

Beş yılda dört Hazine ve maliye bakanı, iki yılda üç Merkez Bankası başkanı değiştiren bir sistem var. Bu durum, gerek bürokraside gerekse iş dünyasında kuşku yaratmaya devam ediyor. 

 

Bu günün koşullarında ekonomik alanda öncelikle güven ortamının sağlanması gerekiyor. Erdoğan’ın stratejik açıklamasının başında “Ben değişmedim aynı noktadayım” dedikten sonra “Mehmet Şimşek’e bu noktada destek veriyorum” demesi, sözü edilen güvenin oluşmasının çok zor olduğunu gösteriyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları