İyi bir takım kimyasına sahip olan Anadolu Efes'in hatası 3.periyot sonunda belki de "bu iş bitti" düşüncesine kapılması ve 3.çeyrek boyunca rakibin elini kolunu bağlayan performansında geri adım atmasıydı. Real Madrid'in tecrübesi de işte bu anda ortaya çıktı. Son iki karşılaşmada yenilen, maç genelinde hiç de istediği gibi bir oyun sergileyemeyen Real Madrid, ilk yarıda sadece uzunları çember altında kullanarak ayakta kalırken Anadolu Efes lehine farkın açıldığı 3.periyotta İspanyol ekibi bunu yapmaktan uzaklaşmıştı. Bir bakıma Real Madrid'in bir numaralı skor seçeneğinden vazgeçmesi Anadolu Efes'in işine yaradı ve de kendisinin bile beklemediği 15 sayılık bir fark oluştu. 4.periyotta Real Madrid yine bunu hatırladı. Campazzo'nun liderliğinde Gustavo Ayon'u çember altında besleyerek sayı ürettiler. Üstelik Llull ve Rodriguez'i bile uzunca süre kullanmadılar. Aslında ilk yarıda da Real Madrid'in oyunu pota altına yıkmasına ve uzunlarını iyi kullanması karşısında Anadolu Efes zaafiyet göstermişti ancak yüksek yüzdeli şutlar nedeniyle bu açık kendini belli etmemişti. Oysa bu görünmez bir tehlikeydi. Korkulan da oldu. 4.çeyrekte şutlar girmeyince ve de Anadolu Efes 8 sayıda kalınca Ayon savunmasındaki sorun skora yansıdı. 

 

Anadolu Efes'te başantrenör Ergin Ataman, 1-2 oyuncunun eline bakmak zorunda kalmadığı takım kimyası iyi, alternatifi bol bir kadro oluşturmuş. Şutu olan atletik uzunlar sayesinde rakip savunmalara sorun çıkaracak bir takıma sahipler. Yeni oluşturulmuş bir kadroya göre şu an Euroleague'de bulundukları konum da çok iyi seviyede. Peki o zaman Real Madrid'e neden kaybetti diyebilirsiniz. İşte bu da yeni takım olmanın getirdiği handikapların başında geliyor. Real Madrid'in, bu tip hataları değerlendirmesiyle bir yerlere gelmiş çok tecrübeli oyunculara sahip olduğunu unutmamak gerekir.