Kâbustan zafere

Başakşehir ve F.Bahçe kayıpları endişe yaratsa da Kartal şampiyon oldu.

Yayınlanma: 02.06.2017 - 19:34
Abone Ol google-news

Bu maçın sonunda Beşiktaş İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi, gazetecilere “Neden sürekli Şenol Güneş’in sözleşmesini soruyorsunuz” diye serzenişte bulundu. Aslında bu soru sezon sonuna kadar yönetimin önüne sürülecekti. 24. hafta Beşiktaş Sergen’in çalıştırdığı Kayserispor’la 2-2 berabere kaldı. Başakşehir, Konya’dan 3-0 galibiyetle döndü farkı 2’ye indirdi.

25. hafta Beşiktaş, Antalya ile 0-0, Başakşehir, Karabük’le 3-3 berabere kaldı. Aboubakar, Avrupa’da gördüğü kırmızı kartlardan sonra bu maçta da kımızı alınca Beşiktaş karşılaşmanın 3’te 1’ini 10 kişi oynadı. 26. hafta Akhisar, Başakşehir’i 2-1 yenip; Beşiktaş da G.Birliği’ni 3-0’la geçince Kartal farkı 5’e çıkardı. Aslında skor yanıltıcıydı. G.Birliği faullerle oyunu kesti. Oğuzhan 45’te gol perdesini açmasa belki skor farklı olabilirdi. Fabri’nin yüzüne çarpan top nedeniyle gözünden sakatlanması herkesi korkuttu. Ligin bitimine 8 hafta kala transfer söylentileri alevlendi. Güneş’in kontrat meselesi yeniden gündeme taşındı. 27. hafta sezonun en güzel maçını izledik Trabzonspor’la Beşiktaş arasında. 7 golün atıldığı maçı kazanan 4-3’le Beşiktaş oldu ama karşılaşmanın Trabzon lehine bitmesi de kimseyi şaşırtmazdı. Quaresma’nın 30. dakikada sakatlanıp çıktığı maçta son golü atıp Beşiktaş’ı galibiyete taşıyan isim Atiba’ydı. 28. haftada Beşiktaş farkı 7’ye çıkardı; Başakşehir, Rize’de 3-3 berabere kalırken Kartal, Adanaspor’u 3-2 geçti.

Saldırı ve cezalar!

28. hafta en çok konuşulan Başakşehirli Volkan, Emre, Ufuk ve Yalçın’ın Ç.Rize maçı sonrası karıştığı olayda gazetecilerin dayak yemesiydi. Emre’nin sadece para cezası alması, başroldeki Volkan’ın 1 maçlık cezasını kupada çekmesi lige şaibe gölgesi düşürdü. 29. hafta Kartal için kâbus gibiydi.. Beşiktaş daha ısınamadan Cengiz’in 7. ve 18. dakikalardaki golleriyle Başakşehir karşısında dağıldı. Maç 3-1 bitti. Bu yetmedi 30. haftada Beşiktaş, F.Bahçe ile 1-1 berabere kalınca fark 2’ye indi. F.Bahçe ilk akınında üstelik Beşiktaş’ın kendi kalesine attığı golle beraberliği yakaladı. Beşiktaş iyi oynamış ama bir rakip, bir kendi kalesine gol atıp durumunu zora sokmuştu. İkili averajda Başakşehir’in avantajlı olması da eklenince Beşiktaş’ın kalan 4 maçı almaktan başka çaresi kalmamıştı.

Muhteşem final

31. haftada gelen 2-0’lık Bursa galibiyeti son iki maçın çöküntüsünü ve takım üzerindeki stresi kaldırdı. Başakşehir de G.Birliği’ni 2-1 yendi. 32. hafta Beşiktaş’ın Kasımpaşa’yı 4-1 yenmesine karşın Trabzon’da Başakşehir’in 0-0’la 2 puan bırakması şampiyonluk düğümünün son haftaya kalmayacağını gösterdi. Artık Siyah-Beyazlılar bitime 1 hafta kala G.Antep’i yenerse mutlu sona ulaşacaktı. Taraftarların akın akın G.Antep’e gittiği maçta her şey şampiyonluğa odaklanmıştı. Kartal 4-0 kazanıp şampiyonluğunu ilan etti. Beşiktaş’ın bitirişi futbol olarak da muhteşemdi. Emeği geçen herkes çok hak etti. Fakat Şenol Güneş’in hakkı başka. Geçen sezondan kilit iki futbolcunu kaybediyorsun, takımı yeni transferlerle yeniden kuruyorsun, farklı bir sisteme geçiyorsun ve yine şampiyon oluyorsun. Oysa ki her başarıda istikrar önemli.

Geçen sezona göre savunma çok daha iyiydi. Fabri yaptığı 1-2 fahiş hatanın dışında kalede güven veriyordu. Marcelo da Fabri’nin bir sonraki ayağı gibiydi. Uzun bir süre sonra artık Beşiktaş Fabri-Marcelo ile savunmadan oyun kurabiliyordu. Gökhan Gönül-Adriao da birer açık gibiydi. Gökhan da zamanla açıldı, giderek takıma yararlı oldu. Adriano’ya gelince; sırf onu seyretmek için maça gidilebilirdi. Ne var ki takımın savunma konsepti forvet oyuncularının pres yapmaması nedeniyle bir bütünlük kazanamadı. Özellikle Quaresma, Babel, Talisca savunmaya hiç yardım etmedi. Bu 3 oyuncuyu birden oynatmak önemli bir riskti Güneş için. Talisca’da Sosa’nın oyun akışkanlığını sağlama özelliği de yok. Ama gezici bir forvet, güncel terimle ‘sahte 9 numara’ gibi oynadığında her an skoru değiştirebilecek bir oyuncu. Topa vuruşları mükemmel. Sahada tutulması gereken bir oyuncu. Beşiktaş, Gomez’i de çok aradı. Aboubakar bir iyi, bir kötü. Gomez’in bitiriciliğine de zekasına da sahip değil. Bir de gördüğü kırmızı kartlar Beşiktaş’ı özellikle Avrupa’da zor durumda bıraktı. Fakat belli pozisyonlarda etkili vuruşları var. Güneş forvet seçimlerinde hep zorlandı. Sistem de buna göre değişecekti. 4-2-3-1 mi, 4-3-3 mü, 4-4-2 mi en uygundu? Sezon sonuna kadar arayış sürdü.

Liderlik geldi

Kartal 2. yarının ilk maçında Antalya’yı deplasmanda 4-1 yenince 2 puan farkla liderliğe yükseldi. Başakşehir haftayı 1-0’lık F.Bahçe mağlubiyetiyle kapadı. 19. haftada Başakşehir, Bursa’yı 1-0; Beşiktaş ise Konya’yı 5-1’le geçti. Siyah-Beyazlılar şiir gibi bir futbolla 20’den fazla gol girişimiyle sezonun en iyi futbollarından birini ortaya koydu. 20. hafta karşılıklı ikram haftasıydı. Beşiktaş, Karabük’e 2-1, Başakşehir, Kasımpaşa’ya 4-0 yenilmişti. 21. hafta Beşiktaş’ın zirvede farkı 4’e çıkardığı dönemdi; Başakşehir, G.Antep’te 0-0 berabere kalıp Beşiktaş da Akhisar’ı 3-1 yenince. Atiba ve Oğuzhan’ın parladığı maçta Talisca’nın muazzam bir vuruşla attığı gol belki de sezonun en iyi golü olacaktı.

Artık kadro oturdu

Artık kadro oturmuştu. İlk 11’de 5-6 yeni oyuncu vardı ama Güneş bütün bu futbolcuları verimli kullanacak oyun düzenini bulmuştu. 22. hafta Beşiktaş, G.Saray’ı 1-0, Başakşehir de Osmanlı’yı 1-0 yendi. Derbi G.Saray’ın şampiyonluk ümidini kaybettiği maçtı aynı zamanda. 23. hafta Beşiktaş, Rize’yi 1-0 yenip; Başakşehir de Antalya’yı 2-1’le geçince zirve değişmedi. Kartal’ın golü Beşiktaş formasıyla ilk kez fileleri havalandıran Gökhan Gönül’den geldi.

İstikrar: Güneş-Atiba-Oğuzhan

Beşiktaş’ta istikrarı temsil edenler Şenol Güneş ve Atiba-Oğuzhan ikilisiydi. Onlara savunmada başta Marcelo olmak üzere Fabri, Gökhan, Adriano ayak uydurdu. Serbest oynayabildiği zaman Talisca coştu. Tolgay son maçlarda Atiba’yı aratmadı. Güneş’in yönetiminde Quaresma bile takım oyununa uydu. Bunlar lig standardının çok üstüne çıkardı Kartal’ı. Tabii ki hâlâ eksikleri var Beşiktaş’ın. Şampiyonlar Ligi’nde neden son maçta gruptan çıkılamadığı, Avrupa Ligi’nde neden çeyrek finalden ileri gidilemediği üzerinde durulmalı. Ama şimdi şampiyonluğu yaşama zamanı. Tribünlerin dediği gibi; çocuklar inandı, taraftar da “Statları siyah beyaza boyadı”, şimdi “şampiyonluk şarkıları” söylüyor. Tebrikler Beşiktaş.

Birinci bölüm: Gerçek şampiyon

İkinci bölüm: En zor günler


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler