Kadın için kadın ‘şiirleri’

İktidar için “Daha etkili olabilirler. Daha dayanışmacı olabilirler. Onların da anneleri, eşleri, kızları var. Onlar için de daha iyi şeyler yapmak zorunda hissetmeliler” diyen festivalin direktörü Hilal Karahan ile kadını ve şiiri konuştuk.

Yayınlanma: 29.10.2018 - 22:26
Abone Ol google-news

“Birlikte Çeşitlilik” manifestosuyla yola çıkan Uluslararası Kadın Şiiri Festivali FeminİSTANBUL; kadınlığın sorunlarına dair evrensel bir fikir, sanat ve diyalog platformu olma yolunda güçlü bir adım. “Festival deyip geçmeyelim. Festivaller aynı zamanda birer platformdur. Dünyanın her yerinden kadınların deneyimlerini, sorunlarını, kendi ülkelerinde gerçekleştirdikleri direniş veya aktivizm pratiklerini birbirleriyle paylaşma yeridir” diyen FeminİSTANBUL Direktörü Hilal Karahan, festivalde dünyanın her yerinden gelen şairleri ağırlayacaklarını da ekliyor sözlerine...

Hindistan, Peru, İtalya, İspanya, Romanya, Bulgaristan, İngiltere, Sırbistan, Bosna Hersek, Arnavutluk, Almanya, Macaristan gibi bir çok ülkeden gelen şairin “kadın şiirleri” okuyacağı festival 1-3 Kasım tarihleri arasında üçüncü kez düzenlenecek.

Dünyanın birçok yerinden şairler geliyor

Bu festival bir “kadın şiiri” festivali, yani teması kadın, kadının her türlü halini içeriyor ve kadın sorunlarına odaklanıyor. Kadınların sorunlarını şiirle dile getiren şairler kendi ulusal kıyafetleriye şiirler okuyacakları festivalin organizasyon komitesinde Hilal Karahan, Dilruba Nuray Erenler ve Emel Koşar yer alıyor. Karahan ile kadını, şiiri ve hükümetin kadın sorunlarına nasıl baktığını konuştuk.

-Festivalin oluşum sürecinden bahseder misiniz? Fikir nasıl oluştu?

Yurtdışında birçok şiir toplantısına ve festivaline katılıyorum. Aynı zamanda Dünya Şiir festivali Organizasyonu (World Festival of Poetry Organisation), Kapital Yazarlar Vakfı (Writers Capital Foundation), Dünya Şairler Birliği (World Union of Poets), PEN gibi dünyanın önde gelen yazar örgütlerinin üyesi ve yönetimindeyim. Dünyanın birçok ülkesinde kadın sorunları odaklı festival düzenleniyor. Onlara bakarak neden bizde de olmasın dedim. Yurtdışındaki dostlarımın heyecanlı destekleri, yurt içindeki dostlarımızın cansiperane çabalarıyla 2016’da Türkiye için bir ilki gerçekleştirdik. Bu yıl üçüncüsünü keyifle yaşayacağız. Henüz emekleme devrindeyiz. Fakat her sene daha büyük adımlar atacağımıza eminim. Çünkü kadın dayanışması bir kez kuruldu mu inanılmayacak işler yapar...

-“Dünyanın her yerinden şairler kendi ülkelerindeki kadınların sorunlarını şiirle dile getiriyor; birlikte çözüm üretmeye çalışıyor”  demişsiniz; nasıl çözümler oluyor bunlar?

Festival deyip geçmeyelim. Festivaller aynı zamanda birer platformdur. Dünyanın her yerinden kadınların deneyimlerini, sorunlarını, kendi ülkelerinde gerçekleştirdikleri direniş veya aktivizm pratiklerini birbirleriyle paylaşma yeridir. Bir Peru, arkasından bir Filistin, sonra bir Hindistan deneyimini dinlediniz mi, kadın meselesinin evrensel karakteri ve imkânlarına dair bilgilenmemeniz, etkilenmemeniz imkânsızdır. Bu platform aracılığıyla kurduğumuz dostluk ağları ve dayanışma hepimizi daha güçlü ve özgür kılıyor.

-“Anadiline karşı kadın dili” bunu biraz açar mısınız?

Her insan yavrusu bir “anadil”in içine doğuyor. Adı üzerinde “annedili”ne sahip oluyor. Dünyayı, hayatı, kâinatı onunla öğreniyor, onu varlığının, kişiliğinin bir parçası kılıyor... Fakat ne oluyor da daha sonra bu dil, “kadın dili”ni örtüp, ötekileştiriyor? Anadili içine doğan insan yavrusunun yarattığı bir medeniyet, nerelerden, nasıl ve neden, gelip de kadın dilini bastırır? Onun özgürlüğünü elinden alır, karakterini, duygusunu, kendini ifade imkânlarını kısıtlar, etkisizleştirir? Kullandığımız dilin yapısından, seçtiğimiz kelimelerden başlıyor aslında bireysellik ve özgürlük...

Anadili, ‘Kadın Dili’...

-Anadilimiz, içinde kurulan erkek egemenliği kadınları tutsak mı ediyor aslında.

Konuştuğumuz dili nasıl tanımlarız? Anadilim diye. Evet dediğiniz gibi anadilimiz içinde kurulan erkek egemen hegemonya kadınları tutsak ediyor, aynı zamanda da manipüle ediyor; dahası kadının bir özne olarak kurulmasını baskı altında tutmanın aracı oluyor. Anadilinin bu durumuna karşı biz de “kadın dili” üzerinden anadilinin bu baskıcı karakterini açığa çıkarıp teşhir ediyoruz.

 

‘Bizler farklıyız, çeşitliyiz...'

-Bu yılın teması neden “Birlikte Çeşitlilik” bahseder misiniz?

Dünyanın farklı coğrafyalarından geliyoruz. Farklı diller, dinler, kültürlerden kadınlarız. Dünyanın diğer ülkelerinde bizden farklı kadınlık sorunlarıyla karşılaşıyoruz. Biz kadınlar değişiğiz, farklıyız, çeşitliyiz. Fakat biz farklarımızdan korkmuyoruz. Çünkü temelde hepimiz dünyanın ve insanlığın üretenleriyiz. İnsanlık varsa bizim sayemizde var. Biz kadınların ortak mirası ve ortak özelliği bu “çeşitlilik”tir. Çeşitliliğimizi bir zenginlik, bir bereket hali olarak algılıyor ve hepsini büyük bir samimiyetle kucaklıyoruz. Kadın olmayı kutluyoruz ve bir armağan olarak kabul ediyoruz. İşte bu kutlama için buluşuyoruz.

-Kadın sorunlarını şiirle çözemeyiz ama sizce ‘şiir’ nasıl bir etki yaratır çözüm için?

Şiirle elbette hiçbir sorun çözülemez. Fakat şiirle önce kalpleri sonra beyinleri sonra da tutumları değiştirirsiniz. Bir bilinç düzeyi oluşturursunuz. Alışkanlık kazandırırsınız. Bu da duygu durumunu değiştirir. Sadece bireylerin değil, bazen bir toplumun, bir ülkenin bile.
Bu yıl Kolombiya’da, 28. Medellín Şiir Festivali’ne katıldım. Uyuşturucu kartellerinin kol gezdiği, her gün sokaklarında insanların öldürüldüğü bir şehir. Bizi ellerinde otomatik silahları olan askerler korudu. Kentin en ücra, tabiri caizse ‘teneke mahalleler’ine götürdüler. Sokaklarda şiir okuduk. Daha 2000’lerin başlarında, ne geçmiş şurada, 10-15 yıl mı, öldürülmüş yüzlerce insanın fotoğraflarıyla karşıladılar. Festival direktörünün şu sözü beni çok etkiledi: “Biz şiiri bu insanların ayaklarına götürmek zorundayız, şiirle hiç kimsenin umursamadığı bu insanlara ulaşmalıyız; onları şiirden başka hiçbir şey etkilemez.”

'Hükümet temsilde eşitliği sağlasın'

-Ülkemizde yaşanan kadın sorunları için hükümet sizce nasıl bir yol izlemeli?

Daha duyarlı olmalı. En basitinden temsilde adaleti sağlamaları bile bir adımdır.

-Bugünkü iktidarın kadın sorunlarına çözüm ürettiğine inanıyor musunuz?

Daha etkili olabilirler. Daha dayanışmacı olabilirler. Onların da anneleri, eşleri, kızları var. Onlar için de daha iyi şeyler yapmak zorunda hissetmeliler.

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler