Feyzi Açıkalın

Mesut Özil artık yalnızca bir futbolcu değil

24 Temmuz 2018 Salı

Başlık için İngiliz gazeteci Simon Kuper’in , “Futbol Asla Yalnızca Futbol Değildir” isimli kült eserinden esinlendim. Aslında kitabın orijinal adı olan, “Football Against The Enemy” daha da belirleyici oldu!

Kuper kitabında futbolu sınıf farklılıkları, milliyetçilik, devlet yönetimi, etnisite gibi toplumsal konularla ilişkilendirerek irdelemişti.

Modern zamanlar ırkçılığının yükselişe geçtiği bir dönemde, Alman futbolcusu Mesut Özil’in, ülkesinin ulusal futbol takımında oynamayı bırakacağı yönündeki açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. İşin ilginci, kimse o pimi çekilmiş bombayı bir başkasına fırlatmadı. Onun üstünden düşüncesini açıklamak için bir fırsat saydı.

Konuya yabancı olanlar için: Mesut Özil dünyanın en iyi futbolcularından birisidir. Onu en çok antrenörleri takdir eder. Çünkü maç dışındaki performansının en yakın tanıkları onlardır.

Yeteneğinin yanında, saha içindeki “cool” duruşuyla da takım arkadaşlarından ayrılır. Takım gol attığında sevinmesini en az bilen Özil’dir. Arkadaşları ona sarıldığında yüzüne zarar verecekleri kaygısıyla kendisini korur.

Özil maç seçer. Yani isterse o maçı alıp götürür ya da hiçbir varlık göstermez. Hakemlerle ve rakip oyuncuyla diyaloğa girmez. Dudak okuma uzmanı olmaksızın anlaşılacağı üzere, kaçırdığı pozisyonlar sonrasında Türkçe küfreder!

Anladınız değil mi? Çok akıllı bir insandır Mesut Özil. İnsan sormadan edemiyor; ana dilinde küfreden bir insan neden başka bir ulusun forması altında profesyonel spor yaşamını sürdürür, diye. Aslında profesyonel kelimesi işin içine girdiğinde seçimine ilişkin bir fikir veriyor.

Özil’in, atalarının ülkesiyle olan bağlarının güçlülüğü bilinmez ama gücü elinde toplamış bir siyasi liderliğin etrafındaki sporcu avenesi ile iyi ilişkide olduğu bilinir. Sessiz sedasız geldiği “dedevatanında” olduğunu, onlarla(!) birlikte çekilmiş fotoğraflardan anlarız.

Mesut Özil’e ülkenin tek adamının himayesinde olmanın getirisi öğretilmiş olmalıdır. Dolayısıyla kendiliğinden gelişmiş bir masum birliktelik fotografından çok farklı sonuçlar üretilebileceğini, sporcunun çok iyi bilebileceği beklenir.

Kaldı ki, bir Alman vatandaşı olarak Özil, pragmatik, hadi daha dürüst olalım, az ahlaklı politikacıdan farklı olarak sokaktaki Alman’ın Erdoğan hakkında ne düşündüğünü herkesten iyi bilmektedir. Kendisine, bir zaman diliminde küfredilen, faşistlikle suçlanan sıradan Alman’ın hafızası şimdilik diridir.

Ama başka bir şey daha var. Tıpkı Türkiye’deki, artık cephelere ayrılmış düşünce şekline uygun olarak, Özil de siyasi iktidar mecrasından beslendiği için, belki de Türkiye’deki Erdoğan karşıtlığının bir azınlığa ait olduğunu zannetmektedir. Yani, belki de aslında, bir rejim inşasında kullanılan uluslararası ünlü olmayı çok doğal görmüştür.

Öte yandan, Özil’in akıllılığı ile devam edelim. Genç sporcu, ülkesi Almanya’daki güçler ayrılığını yani siyasi erkin sivil toplum kuruluşlarına, derneklere, kurumlara, spor kulüplerine baskı yapamayacağını iyi bilir. Dolayısıyla, geleneksel olarak güçsüz ve babacan liderlik sergileyen Alman cumhurbaşkanının kendisine karşı tutumunu överken, futbol federasyonu başkanını hedef tahtasına koyması anlamlıdır.

Böyle davranarak bir demokrasi ülkesi olan Almanya başta olmak üzere, birçok ülkede tartışma açmayı bilmiştir.

Parlak sporculuk kariyerini izleyen birisi olarak, Özil’in bir Londra takımı olan Arsenal’i seçmesini de ilginç bulmuşumdur. Londra, Almanya’daki birçok şehirden farklı olarak ırkçılığın en az karşılık bulduğu metropollerden biridir. Orası, sütre gerisi olarak iyi atış yapılan bir alandır!

Özetle; Mesut Özil emeklilik sonrası ne düşünmektedir bilinmez ama o yalnızca bir futbolcu değil, şimdiden “halkının gözünde artık bir Reistir”! lüks arabalarının kaputundaki ay yıldızlı çıkartmalarla tatile gelen; sabaha karşı diskolarda ya da hamburgercide, “Sen benim vatandaşıma nasıl hakaret edersin?” diyerek yabancı gençlerle kavga çıkartan gurbetçi vatandaşın idolüdür artık Özil.

İki cami arasında binamaz kalmanın” acısını ancak otuzunda fark ettiği zannedilen, kurnaz spor insanıdır Özil…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları