Hikmet Çetinkaya

Kılıçdaroğlu’na Saldırmak Kime Yarar?..

13 Ağustos 2014 Çarşamba

Sadece siyaset kirlenmiyor, insan ilişkileri de kirleniyor, ikiyüzlülük, riyakârlık hayatın tüm alanlarını kapsıyor...
Yakında inceliği tümüyle yitireceğiz; insan ilişkilerinin çirkinliğinde büsbütün mutsuzlaşacağız...
Çıkarlar hep önde olacak!
İnceliğini, duyarlılığını, sadeliğini yitiren toplumlar uygarlığı yok eder.
İncelik, uygarlığın kaçınılmaz türevidir, bunu bir köşeye yazın isterseniz!
Sanata, edebiyata değer veren toplumda uygarlık olur!
Uygarlık insani değerler bakımından önemlidir...
Hayat biçimi, sevgi, özgürlük, barış!
İncelikli olmak duyarlı olmakla eşanlamlıdır...
O zaman siyaset, demokrasi ve özgürlük kavramları, hukuk devleti, parti içindeki ilişkilerin bir anlamı olur.
İnsan, düşünceleri doğrultusunda yaşamayı öğrenir, mantık ve duygusallığın ne olduğunu anlar...
Düşünsel ve duygusal sıcaklık, üretim, bir sosyal demokrat, sosyalist, komünist partilerdeki yapılanma, siyasi ahlak böylece bir anlam kazanır...
Elbet amacım kimseye ders vermek değil!
Şu CHP’nin “muhalif kanadı” olarak ortaya çıkan, kimi siyasetçilerin Kemal Kılıçdaroğlu’nu 10 Ağustos’tan sonra hedef almaları...

***

CHP’li muhalifler, kabalığın çirkinliğiyle inceliğin güzelliğini yaşamın her kesitinde nedense boğmak istiyorlar...
Hırs, öfke, duygusallık, akıl içe girmiş...
Hedeflerinde AKP iktidarı olması gerekirken CHP lideri ve parti üst yönetimini sürekli eleştiriyorlar...
Şimdi gündemlerinde 10 Ağustos seçimleri var...
Dedikleri şu:
“CHP Genel Başkanı makamından çekilme ve kurultaya gitme olgunluğunu göstermelidir...”
Bu arada Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’e acımasız bir eleştiri de var:
“Sonuçları bir başarı olarak nitelemek, CHP’nin tabanının aklıyla alay etmektir... Seçimde sol şerit tamamen boş bırakılmıştır...”
Önce CHP’nin sol şeridi nedir?
CHP’nin tabanı biraz karışıktır...
Sol şerit vardır, devrimci şerit vardır, yurtsever şerit vardır, derin milliyetçi şerit vardır...
Özellikle sol ve devrimci şerit yıllar önce tasfiye edilmiştir.
CHP yeni yeni kendine geliyor, derlenip toplanıyor...
CHP’de toplumun geniş kesimleriyle bağı olmayan, partiyi bindelik kesirlerle ifade edilen anlayışa hapsedecek olanlar var.
Bunlar şimdi ortaya çıkıp, kelle istiyor. Parti kendilerine teslim edilsin istiyor.
CHP, Erdal İnönü’nün partisi SHP gibi olsun yeter...
Oylar Demirtaş’a değil, CHP’nin çıkaracağı adaya gider...
Muhaliflerin ideolojileri bir başka partiyle örtüşüyor, onların sözcüsü gibi konuşuyorlar...
O zaman ne işiniz var CHP’de, koşup gidin o partiye!
Kendileri atamayla milletvekili, CHP’nin içinde yetişmiş olanlar il, ilçe örgütlerinde görevli ya da sade üye...

***

Ülkemizde kabalık gün geçtikçe yaygınlaşıyor... Kabalık siyasetten başlayıp yaşamın her alanına yayılıyor...
Türkiye’de bugün insan ve siyaset ilişkilerinde egemenleşen nedir?
Para, para, para!
İncelik, güzellik, siyaset kabalığın içinde boğulurken seyredenler; 12 Eylül’ün getirdiği Partiler ve Seçim Yasası’nı görmeyen CHP içindeki bir avuç muhalif, “CHP’nin niçin Kürtlerin, yoksulların, işşizlerin, dindarların” oyunu alamadıklarını sorgulayacakları yerde “derin milliyetçiliğin” içinde ahkâm kesip, Kılıçdaroğlu ve parti üst yönetimini eleştiriyorlar!
Muhaliflere sesleniyorum...
Önce CHP tabanını tanıyın, dinleyin, ne diyorlar!
Salt çevrenizde dolaşanların söylediklerine inanmayın!
İnceliğinizi ve güzelliğinizi yitirmeyin...
CHP’in eksiği elbet çoktur!
Yeniden yapılanması, örgütlerin ele alınması, gençlik ve kadın kollarının işlevi...
Mustafa Kemal’in partisi inceliğin, güzelliğin, demokrasinin, uygarlığın simgesi olursa, derin milliyetçilik çizgisinden uzaklaşırsa, ayrımcılık yapmazsa, çürümüş kadrolardan kurtulursa tüm toplumu kucaklar...
Asıl bunlar tartışılmalı CHP’de...
CHP neden hâlâ yüzde 30 oy oranına ulaşamıyor, onlar konuşulmalı...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları