Olaylar Ve Görüşler

Bilim bütündür, her nesneyi kapsar!

04 Aralık 2018 Salı

Suudi Arabistan güneşin (yerinde duran) dünya çevresinde döndüğünü yazan Arap rektöre yılın “uluslararası ilim ödülü”nü verecek denli aymaz olsa da, bilim doğa içindeki her nesneyle birbiriyle temelden bağlantılı bir bütündür.

Bilim tüm ana kolları ve durmadan artan uzantılarıyla yalnız kimya, fizik ve matematik gibi dalları kapsamakla kalmaz, toplumun her alanını da içine alır. Bilim ya da fen, insanı ya da ondan oluşan toplumu elle dokunulan varlığıyla, duygularıyla ve düşünceleriyle de sarar. Kısa geçmişi ancak 300 yıl olan bilim, çağımızda daha önce görülmemiş bir hızla gelişiyor, “Teknik Devrim”, günümüzdeki aşamasıyla nükleer enerji, robot insanlar, yaşamın uzaması, kimyada atılımlar, üretimin özdevinimi, uzayın keşfi ve başka gezegenlere de yerleşme düşünceleri ile dev adımlı yenilikler peşinde. Bu hızlanma toplumun her alanına girme gücündedir.

Çağdışılık özlemi
Çağdışılık özlemiyle siyaset yapmak, okul ve fabrika yerine imama-mollaya ağırlık vermek, ya da “90 yıldır yanlış yapmışlar; Mekke ve Medine’yi izlemeliymişiz” demek ergeç bilimin duvarına çarpar. Mekke derebeylerinin önce “güvenilir buldukları için “Muhammed-ülemin” dedikleri kişi, sonraları öldürülme girişimi karşısında kaçıp gitmek zorunda kalmıştı. Bilim Çin’de olsa gidip öğrenin” diyen de oydu. Eşsiz Atatürk’ün de şu öğretisini unutmayalım: “Söylediklerimden herhangi biri bilimle çatışırsa, bilimi izleyin!”
Bilimin durulmaz gelişimi Atatürk’ü haklı çıkarıyor. Bilim bütüncüldür. Nükleer enerjiden yararlandı ve uzaya açılışta bile, kimyada- fizikte atom/hücre bilgisini örnek aldı. Cansızı canlı yapan, maddeyi düşünceyle zenginleştiren odur. Her nesnenin başlangıcı bilimsel gerçekler olmakla kalmaz, yeni düşüncelere, teknik girişimlere ve güçlü araçlara yol açar. Matematiksel denetim, bilgisayar olanakları ve termonükleer sentez benzeri açılımlar bilimden doğmuştur.
Daha önemlisi, bilim dalları birbiriyle bağlantılıdır. İnsan aklı madde dünyasının sırlarını bu sayede çözebiliyor. Darwin’in Evrim Kuramı yalnız yaşambilimini (biyolojiyi) ve insanbilimini (antropolojiyi) geliştirmekle yetinmedi; bitki, hayvan, taşıl (paleontoloji), anatomi, fizyoloji bilimlerini ve deneye dayanan tüm dalları etkiledi. İnsanın evrimi aynı zamanda bir “sosyalleşme” olayıydı; değişik diller, ırklar ve uluslar da öyle oluştu.

Zırhlıyla kaçan halife
Bilimci önce yanlış yapsa bile, o yanlıştan da öğrenir; zaten, yanlış olasılığı ve tartışma gereği bilimin öncü kurallarındandır. Çağın felsefesi de bilimin ulaştığı noktaların önlenemeyen etkisindedir. Descartes’ın felsefenin öncüsü olduğu doğrudur, ama onun içinde insan “ruh”unun saklı olduğunu sandığı “epiphysis”ün gerçekte bir salgı bezi olduğunu tıp bilimi kanıtladı.
Atatürk haklıydı; Mithat Paşa’yı boğduran padişah,Yunan işgali dileyen, Britanya zırhlısıyla kaçan halife, İstiklal Marşı’nı yazan ozana “serseri” diyen cahil değil. Benim bildiğim örnek Diyanet Başkanı onbir yaşımdan bu yana yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla tanıyıp bildiğim Rifat Börekçi’dir. Çağımızın saygınlığı bilimin evrenselliğinden geçer. Bilimsellik bir eğilim değil, dünyanın ve evrenin uyumlu gerçeğidir. Suudi Arabistan güneşin (yerinde duran) dünya çevresinde döndüğünü yazan Arap rektöre yılın “uluslararası ilim ödülü”nü verecek denli aymaz olsa da, bilim doğa içindeki her nesneyle birbiriyle temelden bağlantılı bir bütündür. Bir ulusun saçmalıklara sürekli boyun eğeceği dünya ortamında olmadığı anlaşılacaktır.  

Prof. Dr. TÜRKKAYA
ATAÖV



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları