Öztin Akgüç

Bürokrasinin davranışı

16 Ocak 2019 Çarşamba

Kamu görevlilerinin, devlet örgütünün, işleri yürütmekle görevli olanların hangi saik, güdülerle hareket ettikleri, sistemin işleyişini, kurumların yönetimini, toplumsal ekonomik gelişmişlik düzeyini, sosyal demokrasiyi etkilediğinden önemlidir. Bürokrasi, bürokratların davranışları hakkında görüşler farklı, hatta taban tabana zıttır.
Bürokrasinin kamu yararına kamuya hizmet, kamu yararını ençoklamak güdüsü ile hareket ettiği savına karşı; bürokratları yetkilerini kötüye kullanan, kendi çıkarlarını devletin çıkarları ile özleştiren asalak bir güç olarak da niteleyenler de vardır. Bürokrasi karşıtlığı konusunda Marksist yaklaşımla, devlet otoritesine karşı “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” -laisser faire, laissez passer- felsefesi, farklı gerekçelerle de olsa birleşir.
Marksist yaklaşımda bürokrasi kendini devletin en son amacı olarak gördüğünden; devletin amaçları bürokrasinin amaçlarına bürokrasinin amaçları da devletin amaçlarına dönüşür. Hiyerarşik bir düzen içinde baş, ayrıntıyı bilmek ihtiyacından dolayı aşağıdaki kademelere muhtaç, aşağıdaki kademeler de bütünü bildiği için başa boyun eğer. Böylece karşılıklı dayanışma içinde kendi amaçları doğrultusunda hareket ederler.
Bırakınız yapsınlar felsefesinde, devletin piyasaların işleyişine müdahale etmemesi benimsendiğinden, John Locke bu felsefeyi “Devlet katlanılması zorunlu bir kötülüktür; bürokrasi de olabildiğince dar sınırlar içinde tutulmalıdır” şeklinde ifade etmiştir.
Bürokrasi karşıtlığı aksine “bürokrasi kamuya hizmet eder, kamu yararının ençoklanmasını amaçlar” tezi de savunulmaktadır.
Bu sava karşı olan bir grup ekonomist, bürokratik davranış kuramını geliştirmiştir. Kuram, işletmelerin amacının kârlarını ençoklamak, tüketicilerin temel güdüsü de kişisel gönenç düzeylerini artırmak olduğu gibi bürokratların amaçlarının da kendi refah düzeylerini yükseltmek, güç ve itibarlarını artırmak olduğunu savunur.
Bürokrasi, bürokratların güdüleri, davranış saikleri hakkında görüşler farklı olsa da, kurumların etken çalışması, kaynakların verimli kullanılması, toplumsal ve kişisel hakların korunması, politikaların uygulanması için kamu yararını gözeten, kamuya hizmeti ilke olarak benimsemiş, özverili, gayretli bürokrat kadrolara gereksinim vardır. Etken çalışan, insancıl davranan, ülkeye hizmetle motive olan bürokrasinin varlığı, toplumsal kalkınmanın olmazsa olmaz koşuludur.
Bürokrasinin kendisinden beklenen işlevleri başarı ile yerine getirebilmesi için liyakat sisteminin yerleştirilmesi gerekir. Seçme, atama, ilerleme, terfide yeterlilik, ehliyet, karakter temel ölçütler olmalıdır.
Liyakatin, ülkeye hizmetin dillerden düşmemesine karşın ülkemizde ne yazık ki kayırma, kollama bir sistem olarak uygulanmakta, topluma, ülkeye değil, belli iç ve dış çevrelere hizmet ön planda tutulmakta, atamalarda itaat, talimatlara uyma, yaltaklanma (tabasbus), şakşakçılık, övgü düzme gibi “kişisel nitelikler, özellikler” aranmaktadır.
Ülkeye, insanlara hizmetle motive olan bürokrasiyi oluşturamadığımız sürece, içine girdiğimiz her alanda kümeden düşme sürecini gelişme yönüne çevirme olanağımız yoktur.
Günümüzde bazı kurumların bağımsızlığının savunulması, bürokratların kamu çıkarını gözetecekleri, kamuya hizmet güdüsü ile hareket edecekleri beklentisine dayanır. Merkez Bankası niçin bağımsız olmalıdır? Politikacıların kısa vadeli çıkar hesapları ile hareket ederek ekonomiyi krize sokma olasılığına karşı, Merkez Bankası yöneticilerinin kamu yararını gözeterek hareket edecekleri öngörüsüyle bağımsızlık savunulur. Merkez Bankası, politikacıların istekleri doğrultusunda hareket edecek, talimat bekleyecekse, şekli bir bağımsızlığın yararı değil zararı söz konusudur. Merkez Bankası, politikacıların başarısızlığının günah keçisi olma işlevini görür.
Enflasyon hedefinin tutturulamamasının, faizlerin yükselmesinin, aşırı kur dalganmasının sorumluluğu Merkez Bankası’na yüklenir; politika yapıcıları, direktifleri verenler sorumluluktan kurtulur.
Türkiye’nin kalkınması, sosyal hukuk devletinin oluşması, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile işlemesi için etken çalışan, kamu yararı gözeten, liyakat sistemine dayanan bürokrasinin oluşturulması zorunludur. Günümüz bürokratlarıyla ülkemiz sorunlarının çözülmesi, başarı sağlanması sadece sözde kalır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Madenler kamusal maldır 28 Şubat 2024

Günün Köşe Yazıları