Olaylar Ve Görüşler

Cumhurbaşkanı’na açık mektup

16 Ocak 2019 Çarşamba

Elektrik, su, doğalgaz yaşamsaldır. İnsanlar için olmazsa olmazdır. Dağıtımı özelleştirilmiş olan elektrik ve doğalgazın tez eden devletleştirilmesi, vergilerden arındırılması ve bunların fiyatlarının tüm Türkiye’de bir örnek kılınması, fiyat artışlarının 6 ayda bir tüketici enflasyon oranı ile ilişkilendirilmesi en uygun yol olacaktır.

 

Bu mektup, anayasanın “Başlangıç’’ında ‘huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu’ kabul edilen ve anayasanın emanet edildiği yurt ve ulus sevgisine sahip gerçek demokrasiye âşık bir yurttaş olarak, susmanın da sorumluluk taşıdığı bilinci ile kaleme alınmıştır. Doğrudan Cumhurbaşkanı’na yönelik olmasının iki nedeni bulunmaktadır. İlki, anayasanın 6. maddesindeki kayıtsız ve koşulsuz olarak ulusa ait olan egemenliğin, 7, 8 ve 9. maddeleri uyarınca kullanıcısı olduğu yazılan yasama. yürütme vargı yetki ve görevinin, tümü ile, doğrudan ve dolaylı olarak tarafınızdan üstlenilmiş olmasıdır. İkinci neden ise, 104’üncü maddede sıralanan görevlerinizi, “ ...milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde...” yapacağınıza ulus ve tarih önünde, namus ve onurunuz üzerine yemin etmiş olmanızdır.

Hemen her seçim
Mektubumun konusunu, hemen her seçim ve halkoylaması öncesinde açılacağı duyurulan ve yaraya merhem olmadığı, durmaksızın yinelenmesinden kanıtlanan “yeniden yapılanma”, “borç ertelemesi”, “ekonomiye can suyu”, “varlık ve vergi affı”, “KDV ve ÖTV muafiyeti”, “kredi musluklarının açılması”, “yoksullara sadaka” vb. adlarla topluma sunulan “müjdeler(!)” olmayacaktır. Mektubumun konusunu, 8 Ocak 2019 günkü Genel Başkanı olduğunuz AKP’nin TBMM Grubu’nda vermeyi alışkanlığa dönüştürdüğünüz müjde(!) paketini irdelemek istiyorum.
Yandaş ve havuz diye ünlenen medyada “Erdoğan’dan müjde üstüne müjde” diye duyurulan paketiniz; “2.5 milyonun üzerindeki her haneye 150 kWslık elektrik faturası desteği”, “kredi kartı borç yapılandırması”, “350 bin esnaf kredi” ve “büyük işyerleri için sigorta prim desteğinin 3 puandan 5 puana yükseltilmesi” olmak üzere dört kalemden oluşmaktadır. Bu yarışa hemen arkanızdan Hazine ve Maliye ile Tarım ve Orman sekreterleriniz müjde verme(!) yarışına katıldılar.

‘Müjde üstüne müjde’
Sayın Cumhurbaşkanı, Yurt ve ulus sevgisine sahip gerçek demokrasiye âşık bir yurttaş kimliğimle size inanmak ve güvenmek istiyorum. Ancak, bir yandan ekonomik başarı destanları ile övünürken, öte yandan da sayısı artan yoksullara dağıtılan sadaka miktarındaki artışlardan, can suyuna muhtaç duruma düşürülen ekonomiye atılan cankurtaran simitlerini, “müjde üstüne müjde” olarak sunmanızdan şaşkınlığa yuvarlanıyorum. Bu gerçeği, 1 Ocak’tan başlayarak yüzde 10 oranında ucuzlayacağı müjdesini verdiğiniz ve yaşam için olmazsa olmaz su, elektrik ve doğalgaz üzerinden değerlendirmenize sunmak istiyorum.

Elektrik üzerindeki yük
Elektrik tüketimi üzerinden, 5 kalem: (dağıtım bedeli yüzde 39), enerji fonu (yüzde 1), TRT payı (yüzde 2), elektrik ve havagazı tüketim vergisi (yüzde 5), KDV (yüzde 18 olup, önceki kalemlerden de, vergiden de) alınmaktadır. Görüldüğü gibi, bulunmayan ve şirket ile bir bağlantısı olmayan havagazı tüketim vergisi alınmaktadır. Elektrik tüketiminin yüzde 70’i dağıtım ücreti. fon, TRT payı, tüketim vergisi ve KDV olarak faturaya eklenmektedir.

Su üzerindeki yük
Belediye başkanlıklarının satıcısı olduğu su da vicdanı kanatacak ölçüde fiyat tarifesine konu kılınmaktadır. Bu nedenle her belediye farklı tarifeler uygulamaktadır. Ankara’da oturan bir tüketici açısından örneklemek istediğimde: tüketilen su bedeli üzerine eklenen yüzde 50 atık su badeli toplamından yüzde 8 KDV, her tüketiciden maktu olarak ‘ŞBYOB-Şube Yolu Bakım Bedeli ve bunun üzerinden yüzde 18 KDV su ve atık su bedeli toplamı üzerinden yüzde 5 ÇTV alınmaktadır. Tüketilen su bedeli üzerine toplamda yüzde 90’a varmaktadır.

Doğalgaz’ın yükü
Doğalgaz satın alımında, karta yüklenen miktara bağlı olmaksızın, her alım için 1.5 TL satış ücreti alınmaktadır. Satıcı, satış örgütünü kurmak ve bunun gerektirdiği maliyetleri karşılamak ile yükümlü olması gerekirken, satışın PTT ya da banka aracılığı ile yapılmasını sağlayarak kendisi için önemli bir maliyet tasarrufu sağlamaktadır. Kart başına 1.5 TL’lik maktu ücret; 10 liralık alımlarda yüzde 15; 100 TL’lik alımlarda yüzde 1.5; 1000 TL’lik alımlarda binde1.5; 10.000 TL’lik alımlarda on binde 5 oranına düşmektedir ki bu özellikle 10 TL’lik. 100 TL’lik alımda bulunan yoksullar açısından adaletsizliğin ve yoksullar üzerine binmenin bir başka yolu olmaktadır.
Doğalgaz üzerinden alınmakta olan KDV oranı yüzde 18 gibi yüksek bir orandır.

Sonuç ve öneriler
Yukarıda dile getirdiğim üç mal, yaşamsaldır. İnsanlar için olmazsa olmazdır. Dağıtımı özelleştirilmiş olan elektrik ve doğalgazın tez eden devletleştirilmesi, vergilerden arındırılması (motorlu taşıtlarda, beyaz eşyada yapılmakta) ve bunların fiyatlarının tüm Türkiye’de bir örnek kılınması, fiyat artışlarının 6 ayda bir tüketici enflasyon oranı ile ilişkilendirilmesi en uygun yol olacaktır. Bu önerilerim uygun bulunur ise, yaşamsal malların fiyatlarının politik araç olarak kullanılması da önlenmiş olacaktır.
Kaygı ve örneklediğim katlanılmaz adaletsizliğin giderilmesi dileklerimle.

Prof. Dr. Mustafa Altıntaş
(E. Akademisyen)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları