Levent Yücelman

Kalite ve kapasite

27 Ocak 2019 Pazar
İster Anadolu Efes, 3 çeyrek çok kötü oynadı veya Galatasaray yüksek konsantrasyonla hakimiyet kurdu diyelim ister Efes, Real Madrid maçının zihinsel ve fiziksel yorgunluğuna bağlı olarak 3 çeyrek aktif dinlenme yaptı diyelim ancak galip olanı belirleyecek derecede net olan bir şey vardı ki, o da, iki takımın kadroları arasındaki kalite ve kapasite farkıydı.
 
Sadece tek periyot
 
Galatasaray, rakip kısalara baskı ile Anadolu Efes'in oyununu bozarken savunmadan aldığı enerjiyle de hücum kapasitesini maksimumlarda yaşadı. Özellikle ilk yarıda elde edilen farkta yüksek yüzdeli dış atışlarının ve de savunma sertliğinin önemi büyüktü. Bu kadar rahat şut kullanmalarında Anadolu Efes'in savunmada direnç koymamasını da söylemeden geçmemek lazım. Galatasaray kendi kapasitesi doğrultusunda 3.çeyreğin sonlarına kadar hem oyun hem de skor olarak ayakta kaldı. Aslında 3.periyotun sonlarına doğru artan savunma baskısı hücum organizasyonlarında aksamalar yaratmaya başlamıştı ancak bu 4.çeyrekte daha da belirginleşti. 
 
Bireysellikten uzaklaştılar
 
3 çeyrekte 60 sayıda kalan Anadolu Efes, son periyotta topu daha iyi çevirip, pas alışverişini iyi yapınca boş oyuncuyu rahat buldu. Zaten ilk yarıdaki 13'de 3'lük üç sayı isabet oranının 2.devrede 15'de 9 (Toplam 12/28) olarak gerçekleşmesinin sebebi de bireysellikten uzaklaşarak, doğru pas alışverişiyle hücum kapasitesini en üst seviyeye çıkarmalarıydı. Dolayısıyla Beaubois ve Moerman'ı gibi iki skorer ismi devreye soktular.
 
Rakipleri düşük tempo ile hücum ettiği süreçte hiç sorun yaşamayan Galatasaray, son çeyrekte savunma rotasyonlarında hep geç kaldı, perdelemelere takıldı. Rakibin çembere penetre ederek savunmayı delen oyununa set çekemedikleri gibi pota altının daha etkin kullanılmasına da direnç gösteremediler. Arapovic ve faul problemli Auguste ile de zaten karşı koymaları zordu.Dolayısıyla 3.periyotta 60 sayıda tuttukları rakiplerinden tek periyotta 32 sayı yediler. Bu sebeple 14 sayı fark buldukları maçta bile tutunamadılar. 
 
Hücum organizasyonları aksadı
 
Galatasaray'ın bir diğer sorunu da Anadolu Efes'in savunmadaki baskıyı artırması nedeniyle hücum organizasyonunu hiç yapamamasıydı. Seri bir şekilde top çeviremedikleri için hiç boşluk yakalayamadılar. Dolayısıyla şut özellikleri ile ön plana çıkan Harrison ve Hayes gibi oyuncularn etkinliği de kayboldu ve de takım olarak skor sıkıntısı yaşadılar. Bu anlamda Galatasaray'ın hücumda bireysel performanslara çok fazla endeksli olduğu da bir kez daha ortaya çıktı. 
 
B planı şart
 
Dolayısıyla oyunun her iki yönünde yaşanan problemler galibiyetten uzaklaşmalarını sağladı. Pota altında dominant bir uzunun olmayışı hücumdaki çok yönlülüklerini olumsuz anlamda etkileyen bir faktör. Auguste'un atletik özellikleri fizikli oyunculara karşı bir handikap oluşturuyor. 
 
Son 4 maçta 3.kez kaybeden Galatasaray'ın, bireyselikten biraz sıyrılıp, skor üretme seçeneklerini artıracak B ve C planlarına sahip olması şart. Her ne kadar coach Ertuğrul Erdoğan'ın elindeki kadro bununla sınırla olsa da, bu maçtaki son çeyrek gibi çembere bakamayacak duruma gelmelerinin tekrarlamayacağının garantisi yok. Çünkü rakibinin izin verdiği ölçüde hücum edebilmeleri başa çıkmak zorunda oldukları bir problem.
 
Tek çeyrek dahi de olsa oyunu istediği gibi yönlendiren ve de potansiyelinin farkında olan Anadolu Efes, 3 çeyrek uyuyup, 4.periyotta bu kapasite farkını kullanarak kazandı ancak her zaman işler böyle de yolunda gitmeyebilir. Her ne kadar kötü oynarken bile oyunun içinde kalmış olsalar da geri dönüş yapmanın zor olduğu maçlar da yaşayabilirler. 


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

5 dakika! 17 Haziran 2019

Günün Köşe Yazıları