Feyzi Açıkalın

Yan odadaki yuvarlak masa

07 Şubat 2019 Perşembe

 

Düş gücü yüksek bir arkadaşım vardı. Ona göre, herhangi bir “oval” ofisin hemen yanında yer alan “kare” şeklindeki odaya yerleştirilmiş “yuvarlak” masada dört kişi oturmaktaydı.

Masanın yalnızca orta bölümüne odaklanan oda aydınlatmasının dışında kaldıkları için, etrafındakileri görememekteydik. Muhtemelen masanın üstünde, yüzey kaplaması olarak yer alan bir dünya haritası da vardı.

Ne zaman dünyanın her hangi bir yerinde, onların başının altından çıktığı aşikar bir musibet belirse bu masa aklımıza gelirdi. Arkadaşımın en büyük fantezisi, bir kereliğine de olsa o masanın bir ucuna ilişip, nasıl karar verdiklerine tanık olabilmekti!

Benim fantazyalarım ise her zamanki gibi daha kuruydu! Bırakın küresel düşünmeyi, yerel ölçekteki kara gözlüklü karar alıcılardan, ulusal ölçektekilere bile zar zor terfi edebilmiştim.

Gerçi, normal bir ülkede gerçek üstü diye tanımlanabilecek bir gündem bizim ülkemizde o kadar olağanlaşmış, sıradanlaşmıştı ki benim fanteziler gittikçe değersizleşti .

AKP iktidarının kalfalık döneminde, özellikle seçimler öncesinde gündeme “GÜM” diye bir konu oturtup, bambaşka bir diğerini gözden kaçırdıklarını görmeye başladık. Sonrasında bunun, “cambaza bak” versiyonları gelişti.

İktidarın ustalık döneminde ise GÜM’ün açılımının “Gündem Üretme Merkezi” olduğunu anlaşıldı. GÜM’ü tefriş edenler, muhtemelen, kendi ülkelerindekine benzer bir yapılanmayı oturtmaya çalışıyorlardı.

Çıraklık ve kalfalık dönemlerinde üretilen her yapay gündem, her dolaşıma sokulan yalana ilişkin bir karşı hamle beklenmekteydi. Son dönemde muhalefet denen kurumlardan, ancak cılız ve bezgin tepkilerin geliyor olması GÜM kurucularını da şaşırtmış olmalıydı.

Artık, hem ülkeye sunacak yeni bir söylemleri kalmadığı hem de tekrardan gocunmadıkları için, siyasi iktidar gündem oluşturmada yaratıcı olmaya gerek duymuyor. Ellerindeki yaygın medya aracılığıyla yaratılan bilgi kirliliği değil de, muhalefetin, onların oluşturduğu gündeme uygun yanıtlarının sıradanlığı eleştirildiği için elleri çok rahatladı.

Basitçe günlük tutan, siyaseti izleyen birisi gelecek beş yılın “AKP Gündem Almanağı” nı çok rahat oluşturabiliyordu. AKP’nin, küresel egemenlerin bölgemizdeki güç oyunlarına eşgüdüm şartı ile oluşturulmuş bir siyasi yapılanma oluşu da, bu yöndeki tahminleri kolaylaştırıyordu.

Ama artık öyle değil. Kullanım süresinin bitmeye başladığını hissettiği için akıl almaz pazarlıklar ve arayışlar içine giren iktidarın hareket alanı kısıtlandı. Artık seçim öncesinde dış düşmana karşı savaş baltalarını çıkarmalarına izin verilmiyor. Böyle olunca da elde yalnızca eski kartlar kaldı.

Son günlerde durup durup gündeme getirilen, “Gezi’ye Topçu Kışlası”, “İş Bankası’nın hazineye devri” söylemleri bu kartlardan yalnızca ikisi. İnsan aklıyla alay eden bu tekrarlar, gündem oluşturmaktan öte provakatif yönüyle çok daha önemli.

Üst aklın görevlendirdiği eski iş ortaklarını kaybeden GÜM’cülerin, halkın tepkisini ölçebilecek zekadan yoksun olması aslında bu ülkenin en büyük şansı. Çünkü ülkeyi felakete sürükleyen rejimi normalleştirmekten başka bir görevi olmayan muhalefet partisinin tepkisizliğine bakarak işlerinin çok kolay olacağını zannediyorlar.

Oysa halk hem yoksullaştı hem de bunlardan sıkıldı. Yalanlarından ve aldığı rüşvet karşılığında yalancıktan eşek olmaktan bıktı. En üst akıl da bunu biliyor. Korkuları ondan…

 

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları