Mustafa Kemal Ulusu

Piliç yetiştiricileri iflas bayrağı açtı!

09 Şubat 2019 Cumartesi

Şimdi diyeceksiniz bu başlık nereden çıktı? Ülkemizdeki tavuk eti üreticileri ekonomik anlamda dar boğazdaymış. Gazetemizdeki habere göre tavuk yetiştiricileri kan ağlıyor! Bunların bir tanesi de İstanbul-İzmir karayolundaki dev bir firma. Ki, Bodrum’a her gidişte üretim tesisinin önünden geçerken hep gururla bakar, “Ne güzel, ne muazzam bir tesis, ülkemiz için müthiş bir iftihar vesilesi” derdim, Ama sonraları buradaki piliçlerin hormonla şişirildiği, kullanılan katkı maddelerinin sağlığa zararlı olduğu iddia edilince düşünmeye başladım! Neden mi? Çünkü her geçişimde muazzam büyüklükteki doğa harikası tesisin içinde dolaşan tek bir tavuk bile göremiyordum, yani hepsi kümesteymiş! Peki o zaman neyle besleniyorlar diye düşündüm? Şırınga ve hormonlu yem dendi. Sonuç ortada o koca firma iflasa doğru gidiyor.
Aynen bizim futbolumuz gibi, bizimkilerde kendi tesislerinde futbolcu yetiştiremeyip, dışarıdan yetişmiş (hormonlu) yaşlı futbolcuları alıp bünyelerine enjekte etmeye ve de bu malzemelere milyonlarca Avro vermeye yönelince, kulüplerimiz de iflasa doğru hızla sürüklenmeye başladı. Neticede devletimizin bankası duruma el koydu ve TFF Başkanımız marifet gibi Ziraat Bankası Genel Müdürü ile poz vererek, “Bu ortaklıkla futbola en büyük katkı, en büyük reformlar yapılacak” gibi komik i adelerde bulundular.
Sayın Başkan, sen yıllardır bu kulüpleri TFF’nin resmi denetleme kurulu ile niçin kontrol etmiyorsun? Maddi durumları nasıl diye hiç mi merak etmiyorsun? Bu senin asli görevindir, ama sebebi malum, hep söylediğim gibi korkudan denetleyemiyorsun! Çünkü seni onlar seçiyor ve koltuğuna oturtuyorlar! Eh, sonra gel de onlardan hesap sor, soramazsın tabii!
Diğer bir benzerlik de şu: Tavukların hormonlu olduğu deşifre olunca, ortaya çıkan durum, başta ben olmak üzere çoğumuzu beyaz etten uzaklaştırdı! Doğal olarak bu durum üretimi düşürdü, döviz de pahalanınca, ithal ürünlerin maliyetleri arttı, satış düştü ve de sıkıntı başladı.
Buna benzer şekilde, futbolumuzda da tarlamızdan yetişenler azaldı, ithal futbolcu arttı, eh döviz de aldı başını gitti, hasılat gelirleriyse alt seviyede! En önemlisi de taraftar maçlardan soğudu. TV’lerde Digiturk üyeliklerini iptal eden edene (Ben dahil), Avrupa kupalarından menler başladı, UEFA’dan cezalar arttı (hatta artacak, yeni cezalar gelecek). Bazı kulüpler o kadar zordalar ki, çalışanların ve futbolcuların maaşlarını dahi ödeyemez duruma düştüler, yani kısaca tavukçular gibi iflasa doğru hızla gitmeye başladılar ve sıkışınca da, TFF Başkanı aracılığıyla futbol konkordatosuna yani devlete başvurdular, devletimiz de -nedense!- ülkede çiftçi, üretici dururken futbola elini uzattı ve konkordatolarını kabul etti, ama henüz bilgilenemedik. Deniliyor ki birkaç yıl ödeme yokmuş. Tamam da, faizleri ne olacak? Garanti ve teminatlar nasıl olacak? Ayrıca özel bir denetleme kurulu kulüpleri denetleyecekmiş; bu şekilde TFF Denetleme Kurulu’nun hiçbir hükmü olmadığı da ortaya çıkmış, yani tam tabiriyle futbolumuz taca, hatta avuta çıkmış oldu!
Ne acı değil mi? Ama bunu öyle rahat ve hatta gülerek söylüyorlar ki, inanılacak gibi değil.
Sözün özü, değerli okurlarım tavuk, piliç eti ve futbolun durumu bu!
Yani şimdilik tavuk yemeyeceğiz ve futbol da seyretmeyeceğiz gibi gözüküyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tarihi sınavdayız 3 Nisan 2020
Sınıfta kaldık 27 Mart 2020

Günün Köşe Yazıları