Cinselliğe Dair Ev Ödevi

24 Kasım 2013 Pazar

Ahlakçılıktan, özellikle de her yerde gerçek düşüncelerini “şak” diye okuduğum erkek siyasetçilerden, onların hemcinslerime ders vermesinden gerçekten çok sıkıldım. Nereye gidiyoruz? Cinsellik var oluşumuzun bir nedeniyken neden böylesine ucuzluyor? Bütün bu soruların yanıtını, ünlü Fransız kadın yazar (erotik kitaplarıyla ünlüdür) Anais Nin’in bir mektubunda buldum. Sevgili dostum, gazetemizin yazarı Mine Kırıkkanat, kahramanca bu konulara soyunuyor, bence hiçbir sakıncası yok! Bu yazıyla ben de ona bir kıyak yapıyorum.
Kırklı yıllarda, Anais Nin ile Henry Miller, pek bir parasız kalmışlar ve kendilerine sayfa başına para ödeyen bir adam için erotik öyküler yazarak hayatlarını kazanmışlar. Kendine Koleksiyoncu dedirten bu müşteri, yani pornografi koleksiyoncusu, üsluba filan değer vermiyor, “şiirselliği atlamalarını” ve onlardan geri kalan hiçbir şey kendisini ilgilendirmediğinden, yalnızca seks üzerinde yoğunlaşmasını istiyormuş. Sonunda Anais Nin’in canına tak demiş ve aç kalmayı göze alarak adama unutamayacağı bir ders vermiş. Şöyle bir mektup yazmış: “Sevgili Koleksiyoncu... Sizden nefret ediyoruz. Seks, apaçık, alışıldık, abartılı olduğunda, mekanik bir saplantı halini aldığında, tüm gücünü ve büyüsünü yitirir. Bir can sıkıntısına dönüşür.
Seksi, duygularla, isteklerle, arzularla, şehvetle, fantezilerle, kaprislerle, kişisel esinlenmelerle, rengini, tadını, ritmini ve yoğunluğunu değiştiren derin ilişkilerle karıştırmama yanılgısını herkesten fazla siz öğrettiniz bize.
Cinsel etkinliği, onu harekete geçiren bir yakıt olan özellikleri, yani düşünsel, düşsel, romantik ve duygusal yanlarını dışarıda bırakarak mikroskop altında incelemekle neler kaybettiğinizi bilemezsiniz. Sekse şaşırtıcı dokusunu, o narin dönüşümlerini, uyarıcı öğelerini kazandıranlar da onlardır. Siz duygusal dünyanızı adamakıllı küçültüyor, onu solduruyor, açlıktan öldürüyor, ona kan kaybettiriyorsunuz.
Siz cinsel yaşantınızı, aşkın şehvet duygusuna şırınga ettiği tüm o heyecan ve serüvenlerle beslenebilseydiniz, dünyanın en iktidarlı adamı olurdunuz. Cinsel iktidarın kaynağı meraktır, tutkudur. Siz o minicik alevinizin havasız kalarak sönmekte olduğunu görüyorsunuz. Tekdüzelik seks için bir ölümdür. Duygular olmadan, buluş yeteneği ve yatkınlık olmadan yatakta hiçbir sürpriz olmaz. Seksin, gözyaşlarıyla, kahkahalarla, sözcüklerle, vaatlerle, kavgalarla, öfkelerle, hasetlerle, korkunun tüm bileşkenleriyle, yurtdışına yolculuklarla, yeni yüzlerle, romanlarla, öykülerle, düşlerle, fantezilerle, müzikle, dansla, uyuşturucu ve şarapla karışması gerekir. Siz, farklı ve benzersiz harikalarla oluşan bir haremin tadını çıkarabilecekken, cinsel organınızın ucundaki periskop yüzünden neler kaybettiğinizi biliyor musunuz? Birbirinin eşi iki saç yoktur, ama siz, sözcüklerimizi saçı tanımlamak için harcamamıza izin vermiyorsunuz; birbirinin eşi iki koku da olamaz, ama bu konularda derinleşmek istesek, yaygarayı koparıyorsunuz ‘Şiirselliği atlayın’ diye. Aynı dokuda iki ten yoktur; ışık, ısı ya da gölgeler asla aynı olamaz; hareketler hiçbir zaman aynı değildir; çünkü bir sevgili, gerçek aşkın heyecanına kapıldığında, aşk biliminin yüzyıllara dayanan dizgisini uygulayabilir. O ne çeşitliliktir, o ne yaş farklılığıdır, olgunluk ve masumiyette, azgınlık ve sanatta o ne çeşitliliktir.
Saatlerle oturup sizin nasıl biri olduğunuzu merak edip durduk. Duygularınızdan ipeği, ışığı, rengi, kişiliği, mizacı esirgediyseniz, artık tümüyle sararıp solmuş olmalısınız. Seks ırmağına dökülerek onu besleyen dereler benzeri, küçük küçük onca duygu vardır. Yalnızca cinsellikle yüreğin birlikte atması yaratabilir o coşkuyu.”
Ahlak ahlak diye boğulmadan önce, hayatın keyfini çıkarın.Ev ödevinizde kolay gelsin.

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları