Öztin Akgüç

Seçimin olası sonuçları

27 Mart 2019 Çarşamba

Önemli siyasal sonuçları olabilecek bir yerel seçime gidiyoruz. Seçim, sonuçlarıyla ülkenin siyasal düzenini, liderlerin geleceğini hatta bazı partilerin varlığını, kalıcılığını etkileyebilecektir.
Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen siyasal rejim değişikliği, bir olupbittiye getirildiğinden, meşruiyet tartışmaları sürmektedir.
Ülkemizde siyasal düzenin anayasanın, adi çoğunlukla “yüzde 50 + 1” ile değiştirilmesi siyasal etiğe, toplumsal mutabakata, sözleşmeye, doğal hukuk kurallarına da aykırıdır. Değişikliğin toplumsal sözleşmeye, etiğe, doğal hukuka uygunluğu için nitelikli çoğunlukla gerçekleştirilmesi gerekir. Özel hukukta dahi önemli kararların nitelikli çoğunlukla alınması kuraldır. Kaldı ki halkoylamasında adi çoğunluğun dahi sağlandığı kuşkuludur. Geçersiz oyların sayılması, halkoylamasını şaibeli hale getirmiş, resmi sonuçlar açıklanmadan değişiklik, olupbittiye getirilmiş olduğundan yerel seçimde demokratik meşruiyet, kalıcılık aranmaktadır. Yerel seçimde Cumhur İttifakı’nın “yüzde 50 +1” sağlayamaması doğal olarak rejimin meşruiyetini tartışmaya açacaktır.
Kalıcılık, Türkiye’nin değil, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, parti liderlerinin ve partilerin beka sorunudur.
Türkiye’de milli mücadelenin başlangıcından, Cumhuriyetin ilanından bu yana milli mücadeleye karşı, Cumhuriyeti, Cumhuriyet devrimlerini içselleştirememiş bir kitle vardır. Milli mücadele sürerken ülkede, Ankara Hükümeti’ne karşı en az on yedi iç ayaklanma olmuş, Ankara Hükümeti, iç ayaklanmaları bastırmaya Batı Cephesi’nden daha fazla zaman ayırmak zorunda kalmıştır. Nutuk’ta iç ayaklanmalara, milli mücadele karşıtlarına geniş yer ayrılmıştır. İç ayaklanmaların ardında emperyal güçlerin kışkırtmaları, cemaat ve tarikatların destekleri, dini söylemler, öğeler ağırlık taşımıştır. Bu tutum günümüzde de sürmektedir.
Cumhuriyete karşı olanlar, cemaat, tarikatlar, dinci kesim, 1924 yılında kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda toplanmış, Şeyh Sait İsyanı’nın başlaması üzerine parti 1925 yılında kapatılmış; çok partili siyasal yaşama geçiş girişiminin ilki başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Mustafa Kemal’in önerisiyle Ali Fethi Bey’in başkanlığında kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) çok partili siyasal yaşama geçiş yönünde ikinci girişim olmuştur. Ülkede Cumhuriyet devrimleri karşıtları, din istismarcıları, cemaat ve tarikatlar SCF’nin ardında yer almış, ülkede kargaşanın artması üzerine, SCF’nin yaşamı kısa sürmüş, 1930 yılında sonlanmıştır.
II. Dünya Savaşı sonrası çok partili siyasal düzene geçiş süreci hızlanmış, siyasal partiler arasında 1946 yılında kurulan Demokrat Parti, daha önce Terakkiperver Fırkası ve Serbest Fırka ardında yer almış kitleler tarafından desteklenerek kısa sürede örgütlenmiş, kendilerini liberal olarak yaftalayanların ve iş âleminin desteği ile 1950 yılında iktidara gelmiştir. 1946 yılında kurulan DP’nin eleştirileri, CHP alalaması altında Cumhuriyet devrimlerinin yapıldığı döneme yönelik olmuştur.
Cumhuriyet karşıtı kitle, etkinliğini sırasıyla Adalet Partisi, ANAP, Refah Partisi çatısı altında sürdürmüş, postmodern olarak nitelendirilen 28 Şubat darbesinden sonra da AKP’nin omurgasını oluşturarak günümüzde de sürdürmektedir.
Yerel seçim başarısızlığı Sayın Erdoğan için sonun başlangıcı olabilir, kitle, gövde belki farklı bir siyasal unvan altında yeni yöneticilerle geleneğe uygun olarak varlığını yine de sürdürür.
1980 askeri darbesi sonrası, emperyal güçlerin ülkemizin siyasal düzeni için öngördüğü model “Türk - İslam Sentezi” olarak ifade edilmiştir. Cumhur İttifakı öngörülen modelin yaşama geçirilme aracı olup bileşiminde MHP Türklüğü, AKP de İslamiyeti temsil etmektedir. Yerel seçim sonucu, önerilen modelin yaşama geçirilmesini önleyebileceği gibi, Sayın Bahçeli’nin de siyaset sahnesinden çekilmesine yol açabilir.
Seçim sonuçları hakkında farklı tahminler, söylemler olmakla beraber; kızgın, kırgın olarak nitelendirilen seçmenlerin oya iştiraklerinin sonucu değiştireceği söylenebilir.
Kişilere, yöntemlere, adaylara kızgınlık, tepki olabilir ama kişilerle CHP’nin kurumsal kimliğinin ayrılması gerekir. Cumhuriyet devrimlerinden yana olanların seçime katılarak, oyları ile Türkiye’nin geleceğini, kişisel hak ve özgürlüklerini korumaları beklenir. Yerel seçim, Türkiye’nin değil, Sayın Erdoğan ile Sayın Bahçeli’nin kişisel bekalarını etkileyerek Türkiye’ye, yeniden parlamenter rejime, demokrasiye dönüş yolunu açabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları