Gönül İşleri

26 Ekim 2014 Pazar

Buldum. Sonunda buldum.
Yok kafama elma filan düşmedi. Star’ın yeni dizilerinden “Gönül İşleri”ni izlerken aklıma geldi. Aniden. Tesadüfen.
Dizi sektörünün organizasyonunu düğüncülere bırakalım. Bakın diziler nasıl reyting alıyor o zaman. Hepsi gün birincisi olmazsa ben bu işi bırakırım.
Bu işin sırrı üç kelimede yatıyormuş: Servet. Saadet. Ve Sevda. Masallardaki gibi. Gökten üç elma düşüyor ya hani. Aynı hikâye yani.
Servet para demek. Güç, iktidar, ihtişam ve ihanet demek.
Saadet bizim topraklarda yok. Benim halkıma mutluluk haram. Ancak dizilerde veya parti adlarında bulabiliyoruz saadeti. Serveti olan parayla satın alabilir tabii. Sahtesini. Biz iyisi mi hayallerle avunalım.
Sevda mı? Biz karasında tutuklu kaldık. Baksanıza dizilerimize. Aşk hikâyelerinden geçilmiyor. Ekmek su gibi tüketiyoruz. Bitirdik. Yok ettik. Ekmek, aş ve aşk partisi lazım bu ülkeye.
Sevda’yı oynayacak oyuncu bile bulamamamışlar. Sonunda Sinem Kobal’da karar kılmışlar. Çakma Serenay verelim hesabı.
Oysa Gönül İşleri’nin cast’ı çok iyi. Kimler yok ki. Başta Bennu Yıldırımlar, sonra Timuçin Esen, Fırat Çelik ve Selma Ergeç. Hepsi iyi kumaş. Oturmuşlar rollerine. Başrol oyuncusu Sevda hariç.
Gönül İşleri’nin hikâyesi çok basit. Masallardaki gibi.
Anneleri evi terk edince üç kız kardeş babalarıyla baş başa kalırlar. Her şey ortanca kız Saadet’in (Selma Ergeç) düğün hazırlıklarıyla başlar. Büyük kız Servet (Bennu Yıldırımlar) artık evin hem ablası hem annesidir. Masal bu ya Servet aynı zamanda çok iyi bir düğün organizasyoncusudur. Kız kardeşi Saadet’in mutluluğu için canla başla çalışır. Lakin evdeki hesap çarşıya uymaz. Saadet’in evleneceği çocuk, adı Asrın (Fırat Çelik), yüzyılın en yaman yankesicilerinden biri çıkmaz mı? Al sana çatışma. Sorunlar yumağı. Ve dertler silsilesi. Sanki gerçek hayatta hırsız azmış gibi bir de hayal dünyamıza hırsız sokuyorlar. Yok, huzur yok bu memlekette bize. Vazgeçtim Ankara’dan, sanal dünyada, ekranda ve “Ulan İstanbul”da bile etrafımıza “iyi” hırsızlar dadandı.
Saadet “asrın” hırsızıyla tam evlenirken kahraman Türk polisi gelip ailenin geleceğinin içine limon sıkar. (Senaristlerin son dönemlerdeki inanılmaz yaratıcılığı üstüne Cem Yılmaz’a iyi iş çıkar aslında. Kara mizahın dibine vurdular netekim. Salt dizilerin ve karakterlerin adı üzerinden absürd komedi bile çekilir.) Neyse biz hikâyemize dönelim. Servet’in kocası Yılmaz (Timuçin Esen) karısına ihanet etmiş bir çilekeş. Ne yapsın garibim, kendini affetirmek için çırpınır durur. Nafile. Gönül bu bir kırıldı mı, kırık kalpler adında yeni bir dizi bile doğurur kendi içinden. Gelecek sezon devam dizisi olarak “Kırık Kalpler” adında bir “arkası yarın” daha izlemeye başlarsak şaşırmayalım.
Gönül İşleri’nden çok ekmek yenir bu ülkede. Çok.
Baksanıza “Benim Adım Gültepe” bile gitti tepe taklak. Reyting canavarı bu sezonun tüm dizilerini un ufak edip öğütüyor. İyisi mi biz aşk dizilerine saralım. Gönül işleriyle uğraşalım. Cumhurbaşkanımız izin verirse Meclis bir yasa çıkarsın. Bundan sonra sadece aşk dizileri çekilsin. Gerisi yasaklansın. Sektörün tümünü paralelci deyip sürelim. Yerine düğün organizasyoncularını getirelim. Sinemaları kapatalım. Düğün salonlarında büyük ekranda topluca aşk dizileri izletelim halka. Zorla. Çalsınlar oynasınlar. Televizyon kanallarını da kapatalım. Tek Acun’un kanalı kalsın.
Adını da “Düğün TV 8” koyalım. Gökten sekiz elma düşmüş.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları