Okumayan Türkiye’de Kitap Fuarı

09 Kasım 2014 Pazar

TÜYAP Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı günleri, benim kuşağım için adeta bir ayine katılır gibi yaşanan günlerdir. 33. kitap fuarı dün açıldı Beylikdüzü’nde.
Ayin gibi yaşanır, çünkü 33 yıldır birikimlerimize damgasını vurmuştur. Her birimizin yüreğinde ve belleğinde tortusunu bırakmıştır. İçimizde damıttığımız, demlendirdiğimiz tatları çoğaltmıştır. Korkuları endişeleri, umutsuzluğu ve karamsarlığı geri püskürtmüştür...
Kitapla direnmek
İlk kitap fuarını anımsıyorum: Yıl 1982...12 Eylül’ün tüm şiddeti, baskısı, yasaklarından kurtulamamışız henüz! Milleti korku esir almış! Kitaplar toplanıyor, kitaplar yasaklanıyor, kitaplar yakılıyor, yazarlar tutuklanıyor... Ve böyle bir ortamda İstanbul’da kitap fuarı düzenleniyor! Ne müthiş bir vaha, nasıl bir buluşma, paylaşma ortamı! Tam bir direnme, bir meydan okuma ortamı… Yıllar sonra, aynı baskı ve şiddeti yaşayacağımızı söyleseler; aydınlanmaya düşman bir sivil darbe yaşayacağımızı; bizi yönetenlerin “Macbeth” oyunundan korkup repertuvardan çıkaracaklarını, “düşman” bellediklerini, yok etmeye çalışacaklarını söyleseler... İmkânı yok bizi inandıramazlardı...
O gün bugün TÜYAP kitap fuarları hep bir vaha, hep bir direnç gücü, hep bir umut...
Bugün, cehaletin baştacı edildiği, kültürsüzlüğün alkışlandığı, aydınlığı boğacak karşıdevrimin adım adım uygulamaya konduğu günler yaşıyoruz. Böyle bir ortamda kitaplara, yazarlara daha da sahip çıkmak, hep birlikte çoğalmak daha da önem taşıyor.
Onur yazarı Atilla Dorsay
Hiç unutmuyorum: 1984’te TÜYAP fuar yönetimi yeni bir uygulama başlattı. Fuara gelen okurların seçimiyle, ankete katılımıyla “Halk Ödülü” kondu. Bunların birincisini Yaşar Kemal, ikincisini Aziz Nesin aldı. 1984-89 yıllarında “Halk Ödülü” alanlar Yaşar Kemal (2 kez), Aziz Nesin (2 kez), Mehmet Ali Birand ve Emin Çölaşan’dı.
1987’den sonra ise İstanbul Kitap Fuarı onur yazarları seçilmeye başlandı. İlk aklıma gelenler: Yine Aziz Nesin ve Yaşar Kemal, sonra Dağlarca, Nadir Nadi, Melih Cevdet Anday, Turhan Selçuk, İlhan Selçuk, Rıfat Ilgaz, Server Tanilli, Adalet Ağaoğlu, Füruzan, Fethi Naci, Gülten Akın, Doğan Hızlan, Ferit Edgü... (Liste uzun, yerim kısa)
Bu yıl Atilla Dorsay’a verilmesi, bunca yıldır sinema kültürümüzü besleyen, gerek Türk gerek dünya sineması üzerine binlerce sayfa, elli küsur kitap yazan; kent sorumluluğu, kent bilincini iliklerinde taşıyan, karınca çalışkanlığında bir yazara verilmesi bence aynı zamanda emeğe verilen bir saygı ifadesi... Kutluyorum sevgili arkadaşımı.
Ve utanç verici yerimiz
Kitap fuarıyla birlikte anımsamadan edemedim. Bir süre önce Türkiye İstatistik Kurumu açıklamıştı: 2014 istatistiklerine göre kitap okuma alışkanlığında Türkiye yerlerde sürünüyor. Utanç verici bir durumdayız:
Avrupa’da kitap okuma oranı ortalama yüzde 21. Bizde binde bir. (yüzde 0.1) Dünya sıralamasında İngiltere ve Fransa birinci; Türkiye 86. sırada.
Yine TÜİK’e göre milletimiz günde 6 saat televizyon seyrediyor; 3 saat internet kullanıyor ve 1 dakika okuyor. Yani Türkiye ortalamasında kitap okumaya ayrılan süre günde sadece bir dakika!
Seneca, “Kitapsız yaşamak, kör, sağır, dilsiz yaşamaktır” demişti bir zamanlar. Ülkemin körler sağırlar ülkesine dönüşmesinin kaynağı sakın bu olmasın!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları