Özdemir İnce

İktidara tutsak AKP

28 Mayıs 2019 Salı

Zuladan 27 Mart 2009 tarihli bir alıntı yapacağım:

***

(Dilerim yanılıyorumdur. İnşallah tarih önünde mahcup olurum! Ama o zamana kadar bu kanımda ısrarlı olacağım. AKP partiler yasasına göre kurulduğuna göre, kuruluş biçiminde ve programında yasalara ve Cumhuriyet ilkelerine aykırı herhangi bir şey yok demektir.
Biçimsel (usul) olarak doğru bu! Ama ya içerik (esas)?
Bu emsal, AKP anayasal statükonun kurallarına göre kurulmuştur. Ancak bu binanın sahipleri, Milli Görüş partilerinin mirasçıları olarak şaibeli maliklerdir. Nitekim bu şaibe bir süre sonra fiile dönüşmüş ve AKP Anayasa Mahkemesi tarafından “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak”tan mahkûm edilmiştir. Ancak, her ne hikmetten ise AKP’ye kesilen kapatma cezası, para cezasına çevrilmiştir. Bir anayasal suç işlemiş olan bu parti şu anda iktidarda bulunmaktadır.

***

Anayasa Mahkemesi’nin kararını tercüme edelim: “Laiklik”, Cumhuriyet ve demokrasi rejimlerinin olmazsa olmaz oluşturanıdır, “oksijen”dir. Bu karara göre AKP, Cumhuriyet, demokrasi ve laiklik karşıtıdır. Ama ne var ki Türkiye otobüsünün ehliyetsiz şoförü olarak şoför mahallinde direksiyon sallamakta ve ülkeyi imam-valilere, imam-kaymakamlara teslim etmeyi normal saymaktadır. İmam-Başbakan döneminde bütün il ve ilçeleri “imamlar” yönetecek, hâkim ve savcılarıyla adalet ve polis teşkilatı da imamlaştırılacaktır.
AKP gibi maskeli takıyye partileri demokratik seçimlerle iktidara gelirler. Ancak demokratik seçimlerle iktidarı kaybedecek olurlarsa bir daha iktidara gelemeyeceklerini de bilirler. Seçmen halkın, “Bunlar gitsin de kim gelirse gelsin!” evresine gelmesi, AKP türünden partilerin iktidardan gitmemeye karar verdikleri menzildir.
İktidardan gittikleri an Başbakan’ın ve milletvekillerinin dokunulmazlıkları kalkacak ve kendilerini Yüce Divan ve bağımsız yargının önünde bulacaklardır. Bu nedenle her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak zorundadırlar.

***

İktidarda kalmanın bir de ideolojik yanı vardır ki, bu da işleme koyduğu sivil darbe’nin tamamlanması için, her ne pahasına olursa olsun, iktidarda kalmayı zorunlu kılar.
AKP henüz Cumhuriyetin kurucu ilkelerini değiştirme olanağını elde edememiştir. Cumhuriyetin laik yapılarını tamamen değiştirememiş; Devrim Yasaları’nı yürürlükten kaldıramamış; Tevhidi Tedrisat Kanunu’nu ilga edecek duruma gelmemiştir.
Türkiye’yi sarıp sarmalayan iç ve dış güçler AKP’nin bu misyonunu tamamlamasını istemektedirler. AKP bu nedenle, misyonunu yerine getirmek için demokrasiyi ve Cumhuriyeti, yapılarıyla birlikte tahrip etme girişimini her ne pahasına olursa olsun devam ettirecek! AKP’ye oy vermeye niyetli (lümpen ve çıkarcı olmayan) demokrat seçmen bu gerçeği görüyor mu? İşbirlikçi, lümpen kafalı zibidi tayfası televizyonda benimle dalga geçse bile ben uyarılarımı sürdüreceğim!) (1)

***

Parlamenter demokrasiden tek adam rejimine, kuvvetler ayrılığı rejiminden kuvvetler birliği rejimine geçiş süreci AKP’nin iktidarı bırakmama tutkusunun öyküsü olarak yazılabilir. Besleme medya ve besleme müteahhitler bu fesat öyküsünün kahramanlarıdır. YSK’yi kullanarak yaptığı sandık darbeleri de bu fesat öykünün en önemli öğesi olmalı: AKP, 7 Haziran 2015 genel seçiminde yüzde 40.9’unu oy almasına tek başına karşın hükümet kuramadı. Bu süreci teamül dışı yollarla uzattıkça uzattı; Cumhurbaşkanı Erdoğan yasaları çiğneyerek CHP’ye hükümet kurma görevi vermedi ve seçim yenileme kararı aldı. 2007’den bu yana AKP’nin hiçbir seçimi kazanmadığını, son kararıyla gergedanı dama çıkaran YSK çok iyi bilmektedir.

***

10 yıl önce de yazdığım gibi dilerim yanılıyorumdur. İnşallah tarih önünde mahcup olurum! Bir ihtimal daha var: Ya AKP, “İktidarı bırakmak felaketim olur, o halde seçim yapmanın gereği yok” derse?

Hürriyet, “AKP İktidarı Asla Bırakmayacak”, 27 mart 2009



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eskiye dönüş 28 Nisan 2024
Maçı hakem bitirir 26 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları