Öztin Akgüç

TCMB enflasyon hedeflemesi

28 Ağustos 2019 Çarşamba

İzlenen para politikasına, disiplin, etkinlik sağlamak, keyfi, takdiri kararları engellemek, fiyat istikrarı amacına sapma olmadan ulaşmak üzere strateji saptanır, hedef değişkenler belirlenir.
Seçilen hedef değişkenin merkez bankasının denetiminde olmasına özen gösterilir.
Para politikası stratejileri, seçilen hedef değişkene göre, Nominal Gayrisafi Yurtiçi Hasıla Hedefleme, Parasal Hedefleme, Döviz Kuru Hedeflemesi, Enflasyon Hedeflemesi, Örtülü Nominal Çapa olarak tanımlanmaktadır.
İzlenen strateji, belirlenen değişken hedef, merkez bankaları arasında ve zaman içinde değişim göstermektedir.
Bretton Woods Sistemi 1970’li yılların başlarında çöktükten sonra, istikrar sağlama amacıyla merkez bankalarınca, para arzı ile fiyat düzeyi arasında belirleyici ilişki öngörüsüyle, Parasal Hedefleme Stratejisi izlenmeye başlanmış; ancak Almanya dışında istikrar sağlanmasında başarılı olunamamıştır.
1990’lı yılların ortalarından itibaren IMF, uluslararası finans kuruluşlarınca, dış borç ve kronik enflasyonla savaşan gelişmekte olan ülkelere (GOÜ) döviz kuru hedefleme önerilmiş; ancak uygulayan ülkeler genelde krize girmiş, döviz varlıklarının önemli bir bölümünü yitirmişlerdir.
Günümüzde dünyada yaygın öğreti, uygulama neo-liberalizmdir. Neo-liberal yaklaşımın ya da sentezin istikrar sağlamada ana politikası, para politikası, önerdiği strateji Enflasyon Hedeflemesidir.
TCMB de dünyadaki gelişmelere, genel eğilime koşut, üstü açık ya da kapalı para politikası stratejileri izlemektedir.
28 Ocak 1980 kararlarından sonra izlenen strateji çok açık olmasa da parasal hedeflemedir. Ancak parasal hedefleme, para arzı da kontrol edilemediğinden başarılı sonuç vermemiş, kronik enflasyon yüksek düzeyde sürmüştür.
Türkiye, 2000’li yılların başlarında, IMF önerisi aşılamasıyla, “2000 Yılı Enflasyonu Düşürme Programı”nı uygulamaya koymuş; ancak Döviz Kuru Hedefleme stratejisiyle sabit kur rejiminin bir türü “para kurulu” karışımı sisteminin uygulanması, ülkenin 2001 yılında krize girmesinin ana nedenlerinden olmuştur.
TCMB, neo-liberal merkez bankacılığı anlayışıyla, dünyadaki genel eğilime uygun olarak 2002-2006 yılları arasında üstü kapalı, 2006 yılından itibaren de açık olarak enflasyon hedefleme stratejisi izlemektedir. 2009-10 yılları dışında hedeften büyük sapmalar olmakta, sapmalar öngörülen aralıkları da aştığından, TCMB Başkanı sapmanın nedenlerini, alınan, alınması öngörülen önlemleri açıklayıcı mektuplar, yazmak zorunda kalmaktadır. Hedeften büyük boyutlu sapmaların, sapmaya karşı hedef belirlemede ısrarın nedenlerini belirlemek gerekir.
Enflasyon hedeflemesinin, başarısı için engellerin kalkması, gerekli koşulların gerçekleştirilmesi gerekir.
•Hedefin TCMB’ce resen belirlenmesi.
Hedefin siyasal otorite ile birlikte belirlenmesi, yürütme organının enflasyon hedefini düşük açıklama eğiliminde olması, hedefi belirlemeyen TCMB’nin gerçekleştirme taahhüdünü, hesap verebilirliğini de zayıflatmaktadır.
Mali baskınlığın yüksek olması.
Bütçe açığının sürmesi, merkezi yönetim borç stokunun 1.5 trilyon TL’ye yükselmesi, Hazine’nin çok sık büyük tutarlarda piyasalara başvurmak zorunda kalması, mali baskınlığı artırmaktadır.
Dış baskınlığın yüksek oluşu.
Ülkenin dış borçlarının kısa süreli, “dış borç stoku/GSMH” oranının yüksek oluşu, para politikasının etkinliğini azaltmaktadır.
 Dolarizasyon oranının yüksekliği.
Ülkede tasarruf ve yükümlülüklerin büyük bölümünün döviz cinsinden oluşu, TCMB’nin faiz aracını da etkili şekilde kullanmasını sınırlamaktadır.
Ekonomik istikrarın döviz kuruna karşı duyarlı oluşu.
Döviz kurunun kontrol edilememesi, fiyatları, beklentileri etkileyerek enflasyonu yapışkan hale getirmekte, kur-enflasyon geçişkenliğini artırmaktadır.
Sermaye hareketlerinin düzensizliği.
Hızlı kısa süreli sermaye hareketleri, döviz kurunu, para arzını, bankaların kredi hacmini etkileyerek, ekonomik istikrarın sağlanmasını güçleştirmektedir.
Bağımsız para politikası, sermaye hareketleri serbestleştirilmesi uluslararası finansal pazarlarla bütünleşme, döviz kuru istikrarının eşanlı gerçekleştirilememesi, ekonomi yazınında “imkânsız üçlü” olarak ifade edilmektedir. Bağımsızlıktan da yoksun TCMB, başarı için imkânsız üçlü açmazını da çözmek zorundadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları