Feyzi Açıkalın

Rusya’nın satranç geleneği

17 Ekim 2019 Perşembe

 Nerden aklıma geldiyse(!) Çarlık ve Sovyet dönemlerinden beri süregelen Rus satranç geleneğini kaleme almak istedim. Rusların tarih boyunca satranca atfettiği önemi vurgulamayı düşündüm.

 

Dünya paylaşım sahnesinin şu andaki en önemli Rus oyuncusu, devlet başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin’in bu gelenekten nasıl yararlandığını öğrenerek işe başladım. Heyhat, Putin hiç umduğum gibi satranç oynarken medyaya poz vermemişti.

 

O daha fiziksel güce dayalı judo, sambo ve son zamanlarda da hokey sporlarını yaptığı görüntüleri tercih ediyordu. Karda çıplak jet ski ya da ayıyla verilen pozları ne denli spordan sayarsanız, onu bilemem.

 

Ama bir şey vardı ki, Putin bir Çarlık Rusyası geleneği olan satranç sporunun Rusya’daki en büyük hamisiydi. 12 yaşında büyük usta olan Sergei Karyakin ile olan dostluğu, satrancın bir numarasının karşılık olarak Putin’e seçim desteğini açıklamasıyla pekişmişti.

 

2018 yılındaki Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) seçimlerinde, eski başbakan yardımcısı olan Arkadiy Dvorkoviç’e FIDE başkanı seçilebilmesindeki yardımı da unutulmazlar arasındaydı. Bir önceki efsane başkan Kirsan Ilyumzhirov ABD yönlendirmeli anti propagandayla karşılaşmıştı. 2018 yılındaki seçimler bir anlamda onun intikamı gibi olmuştu. İşin ilginci Ilyumzhirov, ABD’nin Suriye yaptırımlarını bozmak suçlamasıyla FIDE tarafından soruşturulmuştu!

 

Çarlık Rusya’sından beri popüler olan satranç, Sovyet devrinde en ucuz kitle eğlence sporu olarak, aynı bale gibi kültürel üstünlüğün göstergesi olarak işlev görmeye başlamıştı. Daha zeki olduklarını göstermenin prestij sayıldığı bir dönemdi.

 

Batı ülkelerinden farklı olarak Rus devleti, genç nesli daha güçlü bir satranç oyuncusu olmak için teşvik ediyordu. Büyük şampiyon Karpov 2011 yılında, “1917 devriminde Rus entelektüel tabakasının ülkeyi terk etmesinden sonra “Yeni Rus Halkının!” daha zeki olması için satrancın yaygınlaştırılıp, eğitim sisteminin bir parçası haline geldiğini söylemekteydi.

 

Satrancın planlama, takım çalışması, analiz, oyun planı gibi yetenekleri geliştirmedeki öneminin vurgulandığı bir dönemde yetişti Vladimir Putin. İlkokul öğretmeni Vera Gurevich öğrencisinin “gelişen, değişen ihtiyaçlar için çevik planlama becerisi ve iyi hafızasını” 6. sınıfta keşfetmiş ve ona özen göstermeye başlamıştı.

 

Genç Putin, sayılan bu yeteneklerinin yanında, daha üniversite eğitimi sürmekteyken Moskova’da KGB’nin 1 numaralı okulunda ajanlığa ilk adımını atmıştı. Sonrasında Doğu Almanya’da, Dresden’de görev alarak gizli servisteki yükselişini sürdürmüştü.

 

Ünlü Sovyet satranç ustası ve yazarı Sergei Shipov ilginç bir satranç yorumunda, “En büyük satranç ustaları tanrının hatalarından oluşur. Norveç gibi satranç geleneği olmayan ülkeden Carlsen gibi bir dehanın çıkması ancak rastlantı olmalıdır” demiştir.

 

Shipov günümüz Rus satrancını eleştirerek devamla, “Rusya’nın uzun satranç geleneğinin reenkarnasyonu yalnızca bir adama, Sergei Karyakin’e indirgendi” diyordu. Tıpkı Putin’in kendisi gibi; uzun yılların kollektif devlet yönetiminin tek adamda toplanması olarak.

 

Shipov’un eleştirisi ne denli yerindeydi bilinmez ama dünyada şu anda sayılan 1634 büyük ustanın 240’ı Rusya’da idi. Bu sayı ondan sonra gelen ilk dokuz ülkenin toplamından fazlaydı.

 

Demem o ki, otoriter bir lider sayılan Putin belki judo yaparken fotograflanıyordu ama dünya siyasetindeki karşıtlarına olan hamlelerini, satranç geleneği gelişmiş ülke entellektüellerinden oluşmuş bir kadroyla birlikte yapıyordu. Tabii ki kazanacaktı…

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları