Öztin Akgüç

IMF Çapası ya da Çıpası

01 Kasım 2008 Cumartesi

Çapa ile çıpa eşanlamlı sözcükler midir? Yoksa çapa gemiler, çıpa sandallar için mi kullanılır. Açıkçası kesin bir bilgim yok. Son günlerde sürekli IMF çıpasından söz ediliyor. IMF ile anlaşma yapılmaması ya da geç kalınması eleştiri konusu yapılıyor. Çapa büyük gemiler, çıpa sandallar için kullanılıyorsa, IMF çıpasından söz etmek daha doğru. IMFnin önerileri ancak sandal çıpası kadar bir etki doğuruyor, ekonomi dalgalara, akıntılara kapılarak bunalımlara sürükleniyor, kriz karşısında müşterisi azalan, itibarını yitiren IMF, gelişmekte olan ülkelere yardım yapacakmış. Yardım yapacaksa, çapası ile akıntıya, dalgalanmaya karşı sürüklenmeyi durduracaksa, öncelikle ABDye yardım etsin. Son dalgalanmanın, akıntının kaynağı ABD. Çapayı, dalgalanmanın, akıntının kaynağında atmak daha akılcı olmaz mı? Dalgalanmaya, akıntıya kapılmış ekonomileri çıpalamak ne kadar etkili ve doğru olur? İnsanlar, kapitalistlerin sesyayarları, sözde bilim adamları, iliştirilmiş yazarlar, yanıltıcı bilgilendirme kanalları ile aldatılıyor. Aylardır bazı yazarlarla birlikte anlatmaya çabalıyoruz. ABD ekonomisi tek başına bu krizi taşıyamaz, yaymak zorundadır; nitekim dünyaya yayıyor. Ayrıca bu yükü kapitalistler, büyük sermaye de taşımaz; garibana aktarmak yolunu arayacak ve bulacaktır. Neoliberal politikaları benimsemiş ülkelerde devlet, şirket, banka, finansman kurumu kurtarıyor. Bu devletleştirme, sosyalizme gidiş filan değil yükü, maliyeti garibanın üstüne yıkma alalaması. Devletlerin gökten inme geliri mi var? Devlet, kurtarma operasyonu için büyük bir bölümü gariban tarafından ödenen vergileri kullanacak ya da garibanın yararlandığı kamu hizmetlerini kısacak veya borçlanarak fazini de bir şekilde garibana ödetecek.

Ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerin garibanı da kafaca, bilgice daha gelişmiş durumda; oyunun farkında, yükün kendi üstüne yıkılmasına karşı çıkıyor. Bu ülkelerde iktidarlar sürekli oy yitiriyor. Şimdi devreye dereceleme şirketleri ile IMF sokuluyor. Derecelendirme şirketleri gelişmekte olan ülkelerin kredi notunu düşürüyor, doğrudan ya da dolaylı biçimde IMFnin kapısını gösteriyor. Siz önce ABD ekonomisini kurtarın da dalgalanma, akıntı dursun. Ona pek teşebbüs eden yok, yükün önemli bir bölümünü gelişmekte olan ülkelerin garibanı üzerine yıkmak peşindeler. IMFnin devreye girmesi ile bu ülkeler dalgalanmadan, bunalımdan kurtulacaklar mı? IMF ne yapacak, ne gibi öneriler getirecek? İsmet Paşanın ünlü deyişi ile geçmişte ne yaptıysa, onu yapacak.

IMFnin üstü açık veya kapalı olarak şunları önermesi beklenir:

Özel kesimin borçlarının önemli bir bölümü Hazine garantili borç şekline dönüştürülsün.

IMF böylece özel sektöre borç veren yurtdışı banka ve finansman kurumlarını, hatta vadeli mal satan firmaları koruyacak, onların alacaklarını güvence altına alacak. Özel sektörün dış borçlanma olanağının kısılmasına engel olacak, en azından borçların yenilenmesine, vadelerinin uzatılmasına yeşil ışık yakacak.

Hazinenin yükü artacağından maliyetin garibanın üstüne yıkılması yolları aranacaktır. Mali disiplin adı altında bunun kılıfı hazırdır. Memura gerçek enflasyon düzeyi altında zam yapılarak reel gelirleri azaltılacaktır. Özel kesim işçi çıkararak, belki kriz gerekçesiyle zam yapmayarak, yükün önemli bir kısmını çalışan kesime aktaracaktır. Ayrıca kamu hizmetlerinin kalitesi düşürülecek, eğitim ve sağlık hizmetleri bir şekilde paralı hale getirilecek, belli bir grup sosyal güvenlikten yoksun duruma düşecek ve/veya sosyal güvenlik daha pahalı hale getirilecektir.

Özel kesim borçlarını yenilemek, yurtdışı alacaklılar, kreditörler güvence altına alınırken yük, işsizlik, reel ücretlerin azalması, kamu hizmetlerinden ve sosyal güvenlikten yoksunluk şeklinde garibanın sırtına yüklenecektir. IMF çıpası geçmişte olduğu gibi tutmayacağından, ekonomimiz daha tehlikeli dalgalara doğru sürüklenecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları