Sanki görünmez bir güç, her bir dakikaya prangalar bağladı da yılın en kısa günlerinden birini, sarsıla sarsıla bir mevsim uzunluğunda yaşadık.
Ve günün sonunda 17 Aralık, tıpkı 7 Şubat gibi, artık tarihiyle anılacak kırılma noktalarından birine dönüştü.
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, hafta başı yayımlanan söyleşimizde, Sayıştay-Hükümet çatışmasının, Cemaat-Hükümet çatışması kadar önemli olduğunu vurgulamıştı.
Dün sabah başlayan ve nereye uzanacağını şimdiden kestiremediğimiz yolsuzluk operasyonu; Erdoğdu’nun söz ettiği iki çelişkinin, birbirinden bağımsız değil; tersine, iç içe geçmiş olduğunu düşündürüyor.
Çok sayıda dinamik ve belirsizliğin varlığı, berrak bir analizi bugünden güçleştiriyor olabilir. Ama şurası tereddütsüz ki, merkezinde kamu varlıkları üzerinden çıkar ve rant paylaşımı olan bir iktidar kavgasından söz ediyoruz:
? İstanbul Emniyeti’nin başlattığı operasyon, Cemaat-Hükümet kavgasından bağımsız olamaz. Yolsuzluk olguları kanıtlı, somut dahi olsa, “algının gerçeğin önüne geçtiği” bu çağda sonuç değişmiyor.
Bu çerçevede, operasyona dair ilk haberlerde yer alan “yaklaşık bir yıldır devam eden teknik ve fiziki takip” ifadesi, birkaç sebeple özel bir dikkati hak ediyor. “Teknik ve fiziki takip bir yıldır devam ediyorsa, neden düğmeye basma anı için Hakan Şükür’ün istifasının sabahı tercih edildi” sorusu meşrudur.
Diğer yandan, bu durum, eğer ortada suç şüphesi varsa, “Neden bu kadar uzun süre suça göz yumulduğu” sorusunu sorma hakkı doğuruyor. Dahası, yerel seçimlere sadece üç ayın kalmış olması, kavganın boyutları hakkında da fikir veriyor.
Üç bakanın oğlu, bir kamu bankası genel müdürü, valeye verdiği 300 TL bahşişi haber olan “büyük müteahhit”, yani kişiler; hedefte “iktidar partisi” olduğunu gösteriyor. Kişileri bir yana bırakıp operasyon konusu kurumlara bakıldığında ise Sayıştay-Hükümet çelişkisine geliyoruz: TOKİ ile Halkbank.
2 milyon metrekarelik hazine arazisi
? Bu noktada, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde gündeme getirilen 132 kurum gibi, TOKİ ile Halkbank’a dair Sayıştay denetim raporlarının da Meclis’e gelmediğini not düşelim. Sayıştay’ın 2011 TOKİ denetim raporunda kritik bir tespit var: TOKİ’nin bütçe formatının standartlara uygun olmadığını belirten denetçiler, bu nedenle kurum faaliyetlerini sağlıklı incelenemediğini vurguluyor.
? Raporda, yolsuzluk operasyonunda konu edilen kamu arazileri iddiasına ışık tutabilecek anlamlı veriler yer alıyor. Sayıştay raporuna göre TOKİ’nin harcamalarının finansman kaynakları arasında önemli bir yer tutan arsa ve arazi satışları 2011 yılında 1.8 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Ve 2012’de TOKİ’nin Hazine’den bedelsiz olarak devraldığı arsa ve arazilerin yüzölçümü 1 milyon 914 bin 626 metrekareye ulaşmış.
BİST’in anlaşılmaz tutumu
Halkbank, Borsa İstanbul’da işlem gören halka açık bir şirket. Sabah saatlerinde genel müdürün gözaltına alındığı haberleriyle birlikte, hisseleri hızla değer kaybetmeye başladı. Ortada yolsuzluk olmayabilir; Genel Müdür’ün sadece bilgisine başvurulmuş olabilir.
Ancak mali polisin operasyon yaptığı, genel müdürlük binasını aradığı bir halka açık şirket hisselerinin değer kaybetmesine seyirci kalınamaz. Borsa İstanbul’un seans başlar başlamaz, tıpkı geçmişte sayısız örneği olduğu gibi Halkbank’ın işlem sırasını kapatması gerekiyordu. Bunun neden yapılmadığını, BİST’in neden bilgi isteyip, yatırımcılara duyurmadığını Halkbank’tan sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın kısa da olsa neden bir açıklama yapmadığını anlamak mümkün değil.
İstanbul Finans Merkezi iddiasında dün çok kötü bir sınav verildi.
17 Aralık Kırılması
Yazarın Son Yazıları
Hoşça kalın
O fayansın talimatı kimden?
Bakan düzeyinde 2018’de biteceği açıklanmış ilk metro hattında işlerin planlandığı gibi gitmeyeceği, herhalde baştan belliydi ki, İETT yarım milyar TL’lik bir otobüsle taşıma ihalesini yapıverdi. Otobüsle taşıma seçeneği zorunluysa, özel taşımacılık şirketlerine kaynak aktarmak zorunlu muydu? Otobüsle taşıma işini İETT’nin organize edip gerçekleştirmesi daha mı pahalı olurdu?
‘Enflasyonla topyekûn mücadele’
Bankalara ne oluyor?
Tek hane hedefi
Boykot ve adanmışlık
Otağ Merkezi ve bütçe
Cevapsızlığın şiddeti
Türkiye’nin Uluslararası Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki sırası 81’inciliğe düştü. “Vergi Barışı” tebliği, uluslararası yükümlülükleri hiçe sayıp Türkiye’yi kara para aklayan ülkeler konumuna sokabilir. CHP’li Utku Çakırözer, yurtdışındaki paraların ülkeye transferini yapanların sorgulanmamasını sağlayan düzenlemeyle kimlerin korumaya alındığını sordu.
2019 bütçesinde KÖİ garantileri
Devletin dövizli sözleşmeleri
Türkiye kara para cenneti midir?
İstanbul metrolarının geleceği
Müteahhit kriterleri
3. Havalimanı’na nasıl gidilir
Matrah artırın, yoksa…
Melen Barajı 11 Ağustos’ta açılacak mı?
Tarım alanına santral yaparsanız
Tarım alanlarına Danıştay’dan destek
Yap-işlet-devret yöntemiyle yapılacak Kanal İstanbul büyük bir rant yaratacak. Ancak Kanal İstanbul’un mühendisliği ne kadar mükemmel olursa olsun, çarpık kentleşmiş, betona boğulmuş, neredeyse her gün yeni bir felaket yaşayan ve deprem beklenen bir metropolde doğayla oynanacak. Giresun’da 82 yaşındaki Yusuf Topal, gittiği aile hekimliğinde doktorla tartıştı. Doktorun “beyaz kod” alarmı vermesi üzerine hastaneye gelen polisler, yaşlı vatandaşı gözaltına aldı. Gözaltına alınmasına tepki gösteren Topal’a polislerce biber gazı sıkılıp ters kelepçe takıldı. CHP’li Gülizar Biçer Karaca, Meclis’te milletvekillerini uyardı: “Bu projeyle İstanbul’da milyonlarca metreküp toprak taşınacak. Güzergâh üzerindeki Sazlıdere Barajı yok edilecek. Hafriyatla ekolojik sistem değişecek, sular kirlenecek.”
Büyük ihalede itirazlar dinlendi
Devlet şişmanlıyor ‘Yeni devlet’ darmadağın ve çok başlı
Şehir hastanelerinde ‘kur’ virüsü
Berberoğlu kararı ve ‘kapsayıcı Meclis’
TCDD’nin mali yüküymüş!
SGK neden Sayıştay’dan kaçırıldı?
Torba teklif dönemi
‘Ses ve öfke’
Perhizler ve turşular
Madde 104 yokmuş gibi davranmak
1 numaralı kararname
Ucuz hayatlar
Kişiye özel elbise
‘Yeni’ Meclis dalsız bir çınar gibi
‘Helalinden yüzde 31’
Yüksek enflasyonda dolarlı ihale
Sahip çıkma becerisi
Sonuna dek beklense ne olurdu?
Asıl sorudan kaçmak