Bizi Karanlığa Kim Gömdü?

02 Nisan 2015 Perşembe

Bizi karanlığa kim gömdü? Bu soruya verilebilecek sayısız yanıt var... Twitter’daki çok eğlenceli yanıtlardan Enerji Bakanı Yıldız’ın birbirinden anlamsız ve çelişkili açıklamalarına geniş bir yelpazeye yayılan seçenekleriniz var...
Ülke karanlığa gömüldükten saatler sonra, önce “talep arttı böyle oldu” , daha sonra da “terör mü, siber saldırı mı, teknik arıza mı araştırıyoruz” sözleri aczi, zavallılığı ortaya koyuyordu...

Cehaletin zaferi
Onlar araştıradursun.... Biz kabul edelim: Her alanda geriye giden bir Türkiye var artık!
Bizi karanlığa kim mi gömdü?
Bizi, biz kendimiz karanlığa gömdük... Yaptığımız seçimlerle karanlığı seçtik.
Cehalete prim vererek seçtik karanlığı... Açın bakın: Tüm araştırmalar, yap boz tahtasına dönen eğitim sistemimizde fen, matematik, sosyal bilimler ve Türkçede ne denli gerilediğimizi ortaya koyuyor!
Cumhuriyet ve laiklik ilkelerini feda etme lüksümüz olduğunu sanarak seçtik karanlığı..
Hırsızlığa, yolsuzluğa, talana ve yalana gözlerimizi kapayarak seçtik karanlığı... “Geçmiş” deyince kin ve intikamı; “gelecek” deyince sadece bir sonraki seçim tarihini hedefleyerek... “Yetmez ama evet” diye diye gericiliği yücelterek... Askeri darbelere karşı çıkıp sivil darbelere boyun eğerek...

Şiddetin zaferi
Önceki gün karanlığı daha da koyulaştırdı adliyedeki terör eylemi. Adaletin olmadığı ülkede sözüm ona kendi adaletini getirmek isteyenlerin terörü...
Bu şiddet eylemi kime yaradı?
Benim yanıtım: Demokrasiyi, düşünce ve ifade özgürlüğünü, özgürlükleri, faşizan yöntemlerle her gün biraz daha baskı altına almaya çalışan iktidara yaradı.
İçim kan ağlıyor: Sadece, Berkin Elvan konusunda en çok ilerleme kaydeden savcının öldürülmesine değil... Aynı zamanda gaz kapsülüyle vurulduktan sonra can çekiştiği yüzlerce dehşet dolu günde hepimizin çocuğu olan, kara gözleri her daim gülen 15 yaşındaki o güzelim çocuğun tertemiz adının bu olaya karıştırılmış olmasına...
Gezi Direnişi’ndeki sloganlar içinde en gerçek olanı şuydu: “Göze göz, herkesi kör eder.” ...
Berkin Elvan’ın babası bunu ilk bilendi... Bunu hiç ama hiç bilmeyeni, ben söylemeyeyim. Siz nasılsa anlarsınız...
Seçime kadar “körleşmemiz” için her yola başvuracaklarından hiç kuşkunuz olmasın. Sakın oyuna gelmeyin.

Onursuzluğun zaferi
Adliyedeki polis operasyonu da “Başarı” diye nitelendi ya! Pes! Tıpkı Gezi protestolarında olduğu gibi burada da polis destan yazdı. Utanç verici bir destan!
236 sanıklı Balyoz davasında, tüm sanıklar beraat etti.
Hani bu davanın sorumluları? Savcı rolünü üstlenen gazeteciler, politikacılar, televizyon yorumcuları?.. Hep unutuyorum: Sahi onlar kandırılmış zavallılardı!
Peki cezaevinde ölen Albay Murat Özdenalp, polisler evine baskın yaptığında intihar eden Yarbay Ali Tatar’a nasıl anlatacaklar kandırıldıklarını?
İstifa mı dediniz? Sorumluluk mu? Özür mü? Vicdan mı?
Yaşanan acılar karşısında, hayatın felç olmasına, hayatların sönmesine karşı bir damlacık empati mi?
Güldürmeyin beni! Japon mühendis gibi olmalarından vazgeçtim, insan olsunlar yeter!
Ülkemde son on yıldır cehaletin zaferine, şiddetin zaferine, onursuzluğun zaferine tanıklık ediyoruz. Bunları, cehaleti, şiddeti ve onursuzluğu gerilettiğimiz gün bu ülkeyi kimse karanlığa gömemez!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları