Olaylar Ve Görüşler

Bir Katle Teşebbüsün Anatomisi

14 Nisan 2015 Salı

Şiddetin erkeklikle ilişkisinin evrensel oluşu gibi erkek cemaati olarak futbol taraftarlığının içinde şiddetin varlığı da evrenseldir.

Geçen cumartesi, Türkiye yine bir facianın eşiğinden döndü. Yine diyorum çünkü son zamanlarda yaşanan ve eşiğinden dönülen facialar gündemimizde hayli yer kaplıyor. Fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırıda bulunuldu, yapılan saldırı sonucunda 40 kişi ölebilirdi.
Yaşanan olaya ilişkin birçok yorum yapıldı. Yorumlarda gerçeğin ancak bir bölümü mevcut. Oysa yaşananları anlamak için konuyu birçok boyutuyla birlikte tartışmak ve bu tartışmayı yürütürken gündemin rüzgârına -ya da fırtınasına diyelim- kapılmadan analiz etmek önem arz ediyor. İçinde çırpındığımız haleti ruhiyeyi düşünürsek bu elbette hiç kolay değil, yine de devam edelim.
Öncelikle meseleyi iki temel nokta üzerinden tartışmak gerekiyor: İlk olarak, bir erkek cemaati olarak taraftarlığın şiddete nasıl zemin hazırladığı ve buna bağlı olarak, ikinci noktada şiddetin eyleme dönüşme süreci üzerine düşünmeliyiz.

Erkek taraftarlar
Futbol taraftarlığı her zaman erkeklikle yakından ilişkili olmuştur. Erkek olmanın öğrenildiği ilk alanlardan biri olan taraftarlık oğlanlar tarafından küçük yaşta seçilir. Oğlanlar bu alana girdikten sonra en çok dövüşmeyi öğrenirler. Şiddet taraftar cemaatinin kimliğinin/hafızasının bir parçası olarak yüceltilir. Atılan ve yenilen dayakların deplasman anıları içinde özel bir yeri vardır.
Şiddetin erkeklikle ilişkisinin evrensel oluşu gibi erkek cemaati olarak futbol taraftarlığının içinde şiddetin varlığı da evrenseldir. Fakat bu evrensel olgunun meydana geliş biçimi kültürel olarak farklılık gösterir. Vuku bulduğu coğrafyadaki erkeklik kültürü belirleyici etmenlerden biridir. Bu noktada konu ettiğimiz olay örneğinde Trabzon’daki erkeklikten bahsetmek gerekir. Kentin muhafazakârlığıyla birleşen erkeklik, ötekilere şiddet olarak kendini sıklıkla gösterir. Şiddetin icrasında silah çok sık kullanılır ve Trabzon’da erkekliğin gösterenlerinden biridir. Sosyolog Mehmet Bozok’un ifadesiyle erkek bir kent olan Trabzon’da taraftarlık bu erkek kimliğinin önemli bir parçasıdır. Stadyumlar erkeklerin homososyal bir alan olarak bir araya geldiği merkezi mekânlardandır.

Memleketim Trabzonspor
Taraftar kimliğine dair sosyolojik çalışmalara göre taraftarlığın yerel kimlikle ilişkisi ne kadar güçlüyse, takıma bağlılık o derece fazladır. Bu durum Trabzonspor taraftarlığı için de oldukça geçerlidir. Üç büyüklerin hükümranlığı karşısında Anadolu takımlarının temsilcisi konumundaki Trabzonspor şehrin hemen tüm erkekleri için kimliğin bir parçasıdır; takıma “yapılanlar” tüm şehre yapılmış gibi algılanır. Yapılanların bir parçası olarak görülen ve 3 Temmuz süreci olarak adlandırılan şike operasyonu sonrasında yaşananlar Trabzonlularca Trabzonspor’un mağduriyeti üzerinden tanımlanmaktadır. Trabzonspor’un ezeli bir rekabet içinde olduğu Fenerbahçe’nin uluslararası platformda cezalandırılmasına karşın Türkiye’de bir cezalandırma olmaması, Fenerbahçe’nin kayırıldığı ve Trabzonspor’un mağdur edildiği bir adaletsizlik olarak görülmektedir.
Fakat, her ne olursa olsun, haksızlık yapıldığının düşünüldüğü bir olayda başvuracağınız birinci merci şüphesiz ki şiddete başvurmak değil hukuk kurumlarıdır. Bunu tespit etmekle birlikte, hukuka duyulan inancın zayıfladığı bir dönemin içinden konuştuğumuzu hatırladığımızda, olaylar toplumsal ölçekte başka bir boyut kazanmaktadır. Fenerbahçe olayının da gösterdiği üzere, genel olarak hukuka duyulan güvensizlik, erkeklikle birleştiğinde, kişilerin kendi adaletini sağlamaya yönelmesine neden olabilmektedir.

Provokasyon iddiaları
Son olarak, olayın hemen ertesinde üretilen komplo teorilerine, bunun bir provokasyon olduğu iddialarına dikkatle yaklaşmak gerektiğini düşündüğümü belirtmek istiyorum. Öncelikle provokasyon iddiaları bizi bu ülkede şiddeti üreten toplumsal mekanizmaları sorgulamaktan alıkoyuyor. Oysa toplumsal yaşam içerisinde “sıradan” insanların şiddetin bir parçası olması meselesinin dikkatle, ayrıntıyla ve incelikle ele alınması gerekiyor.
Toplumun her katmanında şiddetin meydana geldiği ve bilhassa kadına yönelik şiddetin bu kadar yoğun olduğu bir ülkede yaşadığımızı hatırlayalım bu noktada; bu iki şiddet birbiriyle bağlantılıdır.
Yukarıda bahsettiklerim temelinde, bu olayın meydana gelmesi dehşet verici fakat ne yazık ki şaşırtıcı değildir. İşin kötü yanı, şiddetin bu kadar olağanlaştığı bir ülkede olay şimdiden unutulmuş, hesaplaşması tamamlanmadan rafa kaldırılmış, hatta adeta gözler bir sonraki olası şiddet vakasına çevrilmiş gibi. Sorgulamak yerine başka şiddet vakalarının peşini gözler buluyorsak kendimizi, o şiddet gelir bizi bulur; bu kaçınılmazdır.  

Dr. İLKNUR HACISOFTAOĞLU Gedik Üniversitesi

 

-

 

‘Oy ve Ötesi’ Türkiye’ye Yayılıyor

 

Daha önceki seçimlerde meşruiyetini kanıtlayan “Oy ve Ötesi” 45 ilde 120 bin tarafsız ve bağımsız gönüllüyle sandıkları gözlemleyecek.

Toplam 106 bin sandıkta, 12 bin okulda, 30 milyona yakın oyun usulüne uygun kullanıldığından, sayıldığından ve sisteme girildiğinden emin olacak 120 bin gözlemci düşünün... Bu 52 milyon seçmen oyunun, neredeyse 30 milyonunun yerini bulduğundan emin olmak demek.
Yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde meşruiyetini ve iş bitiriciliğini kanıtlayan 45 bin gönüllüden oluşan “Oy ve Ötesi” ailesi, “ne yapar”ı ballandıra ballandıra anlatmak yerine, esas vurucu olan noktaları ortaya koymak istiyor.
O yüzden, Oy ve Ötesi (OveO) gözlemcisinin bulunduğu sandıkta “ne yaşanmaz?” diyerek, OveO’nun ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde paylaşalım istiyoruz.

Oy ve Ötesi’nin olduğu sandıkta...
Çıkırt - klik - oy verdim, fotoğrafını çektim ve verdiğim oyu paylaştım: Hayır! Oy ve Ötesi gözlemcisi mevzuata ve yasalara hâkimdir, itiraz hakkı vardır. Sadece varlığıyla bile caydırıcıdır. O yüzden oy verme kabininden öyle kolay kolay bu sesleri duyamazsınız.

Refakatçi istemez
Bir refakatçinin birden fazla kişiye refakat ederek sürekli oy verme kabininde bulunması veya fiziksel engelliler dışında kişilere refakat edilmesi gibi mevzuata uymayan durumlar kesinlikle yaşanmaz. Oy ve Ötesi gözlemcisi böyle bir durumda uyarı, itiraz hakkını kullanır.

Yetkisi olmayan kişiler oy veremez
Oy ve Ötesi gözlemcisi pür dikkat kesilir. Oy verme yetkisi olmayan, seçmen listesinde bulunmayan veya geçerli kimlik ibraz edemeyen kişilere oy verdirilmemesi konusunda dikkatlidir.

Geçerli geçersiz oy farkını anlar
İşte bu gözlemci mevzuatı, çoğu sandık kurulu üyesinden ve yer yer başkanından, çok daha iyi bildiği için (çünkü OveO eğitimleri yerini bulmuştur ve eğitim dokümanlarını çok iyi çalışmıştır) geçerli ve geçersiz oy farkının tespitini bilgiyle yapar, yaptığı tespit doğrudur, şaşmaz. Bu tespiti, doğru sayım sonucunu getirir.

Tarafsızlık-bağımsızlık!
Tüm siyasi partilerden bağımsız, tarafsız olan Oy ve Ötesi gözlemcisi, oy sayımının da aynı şekilde tarafsız yapılarak tutanaklara doğru geçirildiğinden emin olur.

Aritmetik hatalar olmaz
Tüm günün yoğunluğu ve karmaşasının yarattığı yorgunlukla, sandık kurulunun çok da basit olmayan, hatta geç saatlerde o kadar da berrak görünmeyen sayım tutanaklarını doğru toplamlarla doldurmaları, Oy ve Ötesi gözlemcisinin varlığıyla mümkündür!

Ve altın vuruş T3!
Oy ve Ötesi’nin özel yazılımı T3 ile, gözlemciler tarafından toplanan tutanaklar merkezde birleştirilir. YSK ile eşzamanlı sayım yapılır. Bu şekilde tutanak toplamlarının, partiler kırılımında ve genel toplamda SEÇSİS sistemine doğru geçirildiğinin yüzde 100 sağlaması yapılır. Böylece SEÇSİS’le ilgili tüm soru işaretlerinin önüne geçilir, konu gurur ve iç huzuruyla kapatılır. T3 özel ve özgün bir yazılımdır. Türkiye’de ilktir!

Oy ve Ötesi gözlemcisi farklıdır
* Tarafsızdır, bağımsızdır.
* Sürece ve mevzuata hâkimiyeti son dakikaya kadar sağlanır. Oy ve Ötesi Merkezi tarafından her daim bilgilendirilir, beslenir.
* Sonuç tutanaklarını toplamaya hakkı vardır.
* Tutanakların sisteme doğru geçirildiğinden emin olur. Sağlamasını yapar.
* Seçim gecesi başını yastığa koyduğunda rahat uyur. Bu ülkede demokrasinin olamayacağı düşüncesi varsa dahi, sadece söylenmemiştir, oldurmak için bir adım atmıştır.
* Hiçbir seçimde olmasa da, özellikle bu seçimde, ülke yönetiminin seçileceği 7 Haziran’da sandık gözlemcisi olup, halkın iradesinin Meclis’e doğrulukla ve dürüstlükle taşındığına emin olur!
Siz de Oy ve Ötesi gözlemcisi olmak istiyorsanız www.oyveotesi. org internet adresinden kayıt yaptırabilirsiniz.  

SERCAN ÇELEBİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları