Aklın Yolu...

08 Ocak 2014 Çarşamba

Fıkra bu ya... Limana yanaşan geminin her tarafından kanlar akıyormuş. Kaptandan tayfalara herkes yaralar içinde yerde yatıyormuş. Sağlam kalabilen birkaç kişi güçlükle gemiyi demirlemişler. Kıyıdakiler telaşla ne olduğunu sormuş. Yaralı kaptan, “Hazineyi paylaşamadık” karşılığını vermiş. Çevresine toplananlar, kavganın başka gemidekilerle mi çıktığını sormuşlar.
Kaptan, “Hayır” deyip devam etmiş:
“Tayfalar aslan payı bizim, dediler. Güvertedekiler karşı çıktılar. Makine dairesindekiler, asıl büyük payın kendilerine düşmesi gerektiğini söylediler. Paylaşamayınca kavga çıktı. İşte bu hale geldik...”
Kıyıdakiler daha meraklı gözlerle, “Peki, hazine nerede” diye sormuşlar.
Kaptan şaşkın:
“Ne hazinesi?”
Şaşırma sırası kıyıdakilere gelmiş:
“Hazineyi paylaşamadık dedin ya...”
Kaptan, “haa” demiş, “ortada hazine falan yoktu, mesela bulsaydık, dedik...”

***

Artık devletin tepesinden sokaktaki yurttaşa kadar herkesin kabul ettiği hukuksuzlukların sona ermesi, kamuoyu vicdanında kabul görmeyen yargılamalar nedeniyle tutuklu olanların bir an önce serbest bırakılması için başlatılan tartışmaların seyri fıkradaki hazine paylaşımına benzer bir hal alıyor.
Binlerce kişi adalet beklerken olası çözüm önerilerinin birbiriyle çatışıyor görünmesi her şey bir yana hapistekilere haksızlık.
Tartışmanın tarafları konuya hâkim olmanın da getirdiği özgüvenle en iyi öneriyi kendilerinin geliştirdiğini iddia ediyorlar. Yeniden yargılamanın sorunun temelini oluşturduğunu savunanlar böyle bir sürecin açılmasıyla birlikte çözümün de başlayacağını düşünüyorlar. Buna karşı çıkanlar, mahkemeler ve hâkimler aynı mantık içinde olduğu sürece yeniden yargılamanın bir işe yaramayacağını iddia ediyorlar.
Tartışmanın çatallanmasıyla birlikte iktidarın parti kanadı ile cemaat kanadı arasında da kuvvetler çatışması yaşanıyor. Parti kanadı, asıl sorunun Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısından kaynaklandığını öne sürüp “çözüme” buradan başlamak gerektiğini söylüyor.
Bu kaos ortamını sona erdirmenin, beklenen özgürlüklerin bir an önce gelmesini sağlamanın temel yolu ortak akıl geliştirmekten geçiyor. Aklın yolu şu:
Mademki, yargılamaların hukuksuzluğuyla ilgili görüş birliği var; o zaman öncelikle bu hukuksuzluktan kaynaklanan mağduriyeti yani özgürlük gasbını ortadan kaldırmak gerekiyor.
Bunun devamında yargının nasıl hukuk rayına oturtulacağı tartışılabilir. Zira “paralel devlet” tartışmasının devamında “paralel yargılamaları” da gündeme getirmek gerekiyor.
Ama önce özgürlük sorunu çözülmeli... Bu sorun Ankara gündeminin de önemli birinci maddesi haline gelmişken, çözümden yana olanlar arasında “çatlak var” görüntüsü hapishanelerin kapılarının bir süre daha kapalı kalmasına neden olacak.

***

Tutuklu bulunan 6 milletvekilinden 5’inin geçen hafta serbest bırakılmasıyla birlikte TBMM’nin dünkü gündeminin ilk maddesi yemindi. 5 milletvekili yeminini etti ve resmen milletvekilliği görevine başlamış oldu.
Hapiste sadece MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan kaldı.
Meclis’teki bu son eksiği de gidermek gerekiyor. Çözüm için başlatılan toplantılardan en kısa sürede sonuç çıkmasını diliyoruz. Bütün milletvekilleri serbest bırakıldıktan sonra Engin Alan’ın da bırakılması için yargının önünde engin bir alan var. İstenirse bulunabilir.
Alan’ın da görevine başlamasıyla, Meclis nihayet kendi söküğünü dikmeyi tamamlamış olacak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları