Hukuk ve Ölüm

11 Ocak 2014 Cumartesi

Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, talan… İnsanlar insanlıktan çıkmış, “yüce Türk hukuku” boğazına kadar batağa batmış, umutsuzca çırpınıyor… Siyasal İslamcı AKP iktidarının 12 yılda ülkeyi getirdiği yer burası…
Neye uzansan, neyi tutacak olsan elinde kalıyor
AKP devletinin kendi içinde, kendi yarattığı, elleriyle besleyip büyüttüğü “öbür devlet” Dr. Frankenstein’ın canavarı örneği, kendisine başkaldırır gibi olunca iktidar, “benden sonrası tufan” anlayışıyla koca ülkeyi gözünü kırpmadan altından kalkması zor bir felakete sürüklüyor.

***

Başbakan’ın en yakın adamları öbür devlet canavarının pençelerinin kendilerine yaklaştığını görünce paniğe kapılıyorlar, sarılacakları bir hukuk arıyorlar, ama yok! Umarsızca, “Bu canavar daha önce de bu ülkenin milli ordusuna kumpas kurmuştu” haykırışlarıyla kendi yarattıkları canavarın mağdurlarından medet umuyorlar.
Oysa yıllardır bunlara “Hukuk gün gelir size de lazım olur” diye diye tüy bitmişti dilimizde. Dinlememişlerdi. Şimdi ise çok geç
Ne var ki huylu huyundan vazgeçmiyor; yeni bir hukuksuzluğa başvurarak, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu tepeden inme bir yöntemle ele geçirmek, bir enkaza dönmüş hukuk düzenine toptan egemen olmak istiyorlar. Yerine çağdaş bir düzen kurmak için mi? Hayır! İçeri düşmüş oğulcukları, hempaları kurtarmak için!
İnsan tiksinerek, iğrenerek, utanarak izliyor tüm bu olan bitenleri.

***

Bu arada Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan eski Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu için vücudunda üçüncü bir kanser yumrucuğu bulunduğuna ilişkin rapor veriyor.
Özet deyişle bir “kumpas” sonucu tutuklanan, yargılanan, hakkında verilmiş 23 yıllık mahkûmiyet kararı henüz Yargıtay aşamasında olan bir bilim adamı göz göre göre ölüme terk ediliyor.
Prof. Dr. Hilmioğlu aynı zamanda ileri düzeyde siroz hastası. Mahkeme, üniversite hastanelerinin verdiği onca rapora karşın onu tahliye etmemekte direniyor.
Üniversitelerde konunun uzmanı profesörlerin hazırladıkları raporlara rağbet etmeyen mahkeme, tahliye kararı vermemesini Adli Tıp Kurumu’ndan gelen “Cezaevi şartlarında tedavisi yapılabilir” raporuyla gerekçelendiriyor. Oysa Prof. Dr. Hilmioğlu daha önce 21 ay Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yatarak tedavi görmüş, o zaman saptanan iki adet kanser yumrucuğu bu arada üçe çıkmış. Mahkemenin umurunda değil.
Doğal ki yaşadığımız tüm bu felaketlerin elbet bir gün sonu gelecek. Ölümlerle, büyük acılarla yaşadığımız bu karanlık dönemden mutlaka aydınlığa çıkacağız.
Keser dönecek, sap dönecek, gün gelecek hesap dönecek.
Ve o hesabı bu ülkenin erdemli, onurlu, iyi insanları kesecek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları